Setera

AYETLER IŞIĞINDA TESETTÜR

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم  

İlk bölümde kendimize sorduğumuz ''NEDEN TESETTÜR?'' sorusuna cevaben ikinci bölümde ayetlerin ve hadislerin tesettüre olan ışığını konuşacağız.

bayanların tesettürü ile ilgili kısım Kur'an-ı Kerim'de üç kısımda yer alıyor. bunlardan ikisi nur suresi ,biri ise ahzab suresindedir.

Nur suresinin 31 ve 60. ayetlerinde, ahzab suresinin ise 59. ayetinde  hükümleriyle ve açıklamasıyla birlikte tesettür hakkında bilgiler yazıyor , Nur suresinin 60. ayetinde ayrıca yaşlı kadınlardan da bahsedilmektedir.

İlk bölümde de Nur surei 31, ayete yer vermiştik fakat tekrar hatırlatmakta fayda var ;

Mü'min kadınlara söyle, bakışlarını indirsinler (haramdan sakınsınlar) ve ırzlarını korusunlar. Zahir olan kısımlar (görünen el, yüz ve ayaklar) hariç, ziynetlerini açmasınlar.
Ve başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar (örtsünler)
Ve ziynetlerini, kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınlar veya ellerinin altında sahip oldukları (cariyeler) veya erkeklerden, kadına ihtiyaç duymayan hizmetliler veya kadının avret yerlerinin farkına varmayan çocuklar hariç, açmasınlar.
Ve gizledikleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını vurmasınlar.
Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tövbe edin! Umulur ki, böylece felaha eresiniz. (NUR suresi,31)

Belki kafanıza takılan sorulardan birisi ''ziynet'' kelimesi olabilir . hemen açıklık getireyim;

  ZİYNET : Vücudumuzda ,ziynetlerin takıldığı boğaz, baş, gerdan, kol, bacak ve kulaklar gibi yerlerdir.

Mü'min kadınların örtünmelerinin ve ölçülerinin bulunduğu bu muhteşem ayet indiğinde ve sonrasındaki yaşananları Hz. Aişe validemi şöyle anlatıyor;

''Val­la­hi ben Al­lah'ın ki­ta­bı­nı tas­dik, O'nun in­dir­di­ği­ne iman açı­sın­dan En­sar ka­dın­la­rın­dan da­ha fa­zi­let­li­si­ni gör­me­dim. Nûr Sû­re­si'nin ör­tün­me aye­ti ge­lin­ce, er­kek­le­ri ken­di­le­ri­ne va­rıp Al­lah'ın in­dir­di­ği ayet­le­ri oku­ma­ya baş­la­dı­lar. Ha­nım­la­rın hep­si Al­lah'ın em­ri­ne uya­rak, yün­den ve pa­muk­tan ya­pıl­mış ör­tü­le­ri­ne bü­rün­dü­ler, Ra­su­lul­lah'ın ar­ka­sın­da sa­bah na­ma­zı kıl­ma­ya gel­di­ler." 

Üst kısımda bahsettiğim gibi Nur suresinin 60. ayetinde yaşlı kadınlara yönelik Allah (cc)'ın ,Cebrail aleyhisselam aracılığıyla gönderdiği ayet ;

'' Evlenme ümidi kalmamış yaşlı kadınların, ziynetlerini göstermemek şartıyla, dış elbiselerini çıkarmalarında bir günah yoktur.Gerçi bundan kaçınmaları onlar için daha hayırlıdır. Allah ise herşeyi işitir, herşeyi bilir. ''

Arkadaşlar büyük çoğunlukla yaşlı olmaları vesilesiyle örneğin;

 yaşlı kadınların  başörtülerinden saç tellerinin görünmesi , bu ayetle bağlaşır. Eğer hayızdan kesilmiş kadınlarda bunun gibi bir örnekle karşılaşırsanız durum caizdir.

Ahzab suresinde ise yüce yaratan şöyle emretmiştir.

"Ey Pey­gam­ber! Ha­nım­la­rı­na, kız­la­rı­na ve mü­min­le­rin ka­dın­la­rı­na söy­le, be­den­le­ri­ni ör­te­cek el­bi­se­le­ri­ni giy­sin­ler. Bu on­la­rın ta­nı­nıp in­ci­til­me­me­le­ri­ne de da­ha uy­gun­dur. Şüp­he­siz Al­lah çok ba­ğış­la­yı­cı­dır, çok mer­ha­met edi­ci­dir." 

Bu muhteşem ayette ise Nur suresi 31.ayete göre daha kısa ve ölçü bakımından daha öz bir anlatım yer alıyor.

Ayeti okuduğumuzda günümüzdeki bedeni örten elbiselerin aslında bedeni örtüp çıplaklaştırdığını fark etmeden geçemiyoruz. Bu konunun özet sloganı 'GİYİNİK ÇIPLAKLAR'dır. 

Şimdi kendimize 'NEDEN TESETTÜR?'sorusundan sonra 'ACABA BENDE GİYİNİK ÇIPLAKLARDAN MIYIM ?' sorusunu soralım. duygularımızı ve düşüncelerimizi, hatta icraate geçirdiklerimizi sorgulamadan kanıya varamayız. bu yüzden paragrafın başındaki iki soruyu düşünmeye devam.. Diğer bölümde üçüncü soru gelebilir. 

Soruların cevapları yaptıklarınızda saklı , unutmayın yönlenmeniz gereken kısım inen ayetler,yönlendirmeniz gereken kısım ise nefistir..

Soru görüş ve önerileriniz için her zamanki gibi yorum ve mesaj kutusu bölümü hali hazırdadır..

ilginiz için teşekkürler,esselamunaleyküm.