18. Bölüm -Kanın Bedeli-

5.1K 652 159
                                    

Beni instagramda yalnız bırakmayın lütfennn  kullanıcı adım ------ tug.cesrgl

Comerdai Kralı Jason Comerdai kucağıma bir bomba bırakmıştı.

Tam yedi gün sonra Kralın yaş balosunda Jai kralı sarayda olacaktı. Sera'da otururken güneşin yavaş yavaş dağların arkasına ilerlediğini fark ettim. Artık odama gidip biraz dinlenebilir, biraz da orada sıkıntılarıma çare bulmaya çalışabilirdim. 

Rose başka bir işi halletmek için çok önceden yanımızdan ayrılmıştı. Finley ise bu sefer Sera'nın tam kapısında değildi. Onu oturduğum yerden bile göremiyordum. Jason ile hakkımızda dedikodular yayıldıkça yanıma yaklaşacak insanlar olduğunu tahmin ediyor olmalıydı. 

Sandalyeden kalktım. Serada hissettiğim rüzgar ara ara kendini belli ediyordu. Şimdi etrafıma baktığımda birinin varlığını hissetmiyordum. Belki sadece kendi kuruntumdu. Pelerinime sarındım. Dışarısı seranın sahip olduğu bahar havasına sahip değildi. Nitekim dışarı adım atar atmaz soğuk bir rüzgar pelerinim savrulmasına neden oldu. 

Daha ikinci adımımı atmadan Finley hemen yanımda belirdi. Bu akşam üzerinde lacivert üniforması, gümüş rengi pelerini vardı. 

"Hava çok soğuk değil mi?" diye sordum kollarımı kendime sararken. 

"Kış çetin geçecek," diye çıkarımda bulundu. Onun neden böyle düşündüğünü anlayabiliyordum. Sonuçta benden uzun zamandır bu diyardaydı. Burada yaşayan, her şeyden habersiz biri olsaydım hayatım nasıl olurdu? Belki de ben kendi hayatımda da bir roman karakteriydim. Düşünceler tehlikeliydi ve benim akıl sağlığıma ihtiyacım vardı. Ne de olsa yedi gün sonra çetin bir savaş beni bekliyordu. 

Beraber ön bahçeye adım attığımız anda karşıdan gelen birkaç kadın olduğunu gördüm. Ben onları umursamasam da yanımda yürüyen Finley'in gerildiğini hissettim. Kadınlar yüzünden neden gerildiğini anlamlandıramadan gelenlerin arasında prenses Jenina olduğunu gördüm. Onun muhafızı arkada yüzünde sıkkın bir ifade ile takip ediyordu. İçimden bir ses pekte iyi şeyler olmayacağını fısıldıyordu. 

Belki bana bir şey demeden yanımdan geçer gider diye düşünürken Jenina tam olarak karşımda durdu. Yanındaki kadınlarda onun yanında durarak, yolumuzu kapatmış oldular. 

Gün tamamen işkence gibi geçiyordu ve anlaşılan daha da kötü bir hal almak üzereydi. 

Zorda olsa hafifçe diz kırarak kadına reverans yaptım. Yüzündeki kibir, yerlere kapansam bile yeterli olmayacağını söyler gibiydi. 

"Leydi Slyvia, bize katılmak için zamanınız var mıydı, leydilerle çay içmek için toplanıyorduk," diye sordu kendini zorlayarak. Yanımda dikilen Finley hala gergindi. Onun bir an bile duruşunu gevşetmemesinin nedenini anlayabiliyordum. Açık açık tehlikedeydim.

Gülümsedim. "Teşekkür ederim Prenses Jenina ama bugün çok yoruldum. İzin verirseniz odamda dinlenmeyi tercih ederim."

Ondan kurtulmam mümkün olacak mıydı? Reddetmekten hoşlanmadığını tahmin edebiliyordum. Beni zorlayarak sınırlarının ötesine geçmeye cüret edebilecek miydi? Kadının gözlerindeki nefreti görebiliyordum. Ondan kaçınmam kolay olmayacaktı. 

Yine de gülümsemesi oldukça sakin görünüyordu. "Sizi  zorlamak istemiyorum leydi Slyvia, sadece dostluğunuzla eşlik etmenizi istemiştim. En azından size odanıza kadar eşlik etmeme izin verin.," Elini bahçeye doğru salladı. "Bahçede yürüyüş yapmış oluruz."

Ben daha tek kelime etmeden samimi bir tavırla koluma girdi. Kolumu o kadar sıkı tutmuştu ki kat kat kumaşa rağmen tırnaklarının etime geçtiğini hissettim. Oysa yüzünde masum bir görüntü vardı. Bu kadın çok tehlikeliydi, tahmin ettiğimden daha tehlikeli. 

Kral'ın Karısı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin