KİMSESİZ AŞK

En başından başla
                                    

''Kahvaltıdan kastın, çikolatalı mısır gevreği mi?'' dedi beyaz dişleri parlarken.

Muzurca gülümseyip başımı salladım.

''Hadi kaldır o koca kıçını o zaman. Neyi bekliyorsun?'' derken eliyle beni yataktan ittiriyordu.

Yataktan çıkıp hızla banyoya geçtim. Soğuk suyla yüzümü iyice yıkadıktan sonra havlu kağıtla kuruladım ve merdivenleri koşarak inip mutfağa girdim. Miguel çoktan mutfağa girmiş , sütlü gevrekleri hazırlamıştı. Bana hazırladığı tabağı önüme çekip kaşıklamaya başladım. Pencereye çarpan damlalar git gide hızlanıyordu ve içimdeki korkuyu tetikliyordu.

''Kar yağmura dönmüş yine'' dedim ortamdaki sessizliği yırtarak.

''Evet. Karla karışık yağmur var dışarıda. Meteoroloji uzmanları evinizden çıkmayın diye uyarıyor. Oysa bu gün için çok güzel planlarım vardı.''

''Bu günü evimizde geçirelim zaten.'' dedim sesime hüzün çökerken.

'' Anlaşılan senin daha güzel planların var Koza'' derken çarpık bir gülüş sunuyordu bana.

''Bilmem olabilir.'' dedim bende onun gibi gülümseyerek.

''Bak sen neymiş o?''

''Bilmem film falan izleyebiliriz.'' dediğimde gözlerime boş boş baktı.

''Dahiyane fikrim bu muydu güzelim gerçekten?''

''Ne bekliyordun ki? Hayır evin içinde daha başka ne yapabiliriz zaten?'' dedim elimdeki kaşığı iki yana sallarken.

Anın da yüzüne yayılan sırıtış kaşlarımı çatmama sebep oldu.

''Aklından bile geçirme Vahşet. Geçen gün ikimizde az kalsın ölüyorduk. Çok sıcaksın olmaz.''

'' Sende çok soğuksun. Ama ben bunu bahane etmiyorum.''

'' Etmezsin tabi. İşinin adı ne?'' dedim ve sütün içinde yüzen gevrekleri hızlı hızlı kaşıklamaya başladım.

''Tamam tamam. Ama bu geceyi evde geçiremeyiz. Mekana gidelim. Bizimkiler de gelir. Tabi baş başa olmamızı istemezsen.''

'' Benim için fark etmez Miguel. Arkadaşların da gelebilir elbette.''

'' Yani benimle baş başa kalmak istemiyor musun?'' dediğinde sesli bir nefesi dışarı verdim. Oturduğum sandalyeden kalkıp kalçamla geri ittim. Boşluktan geçip onun yanına yaklaştım. Arkasına geçip boynuna sarıldım ve yanağına sıkı bir öpücük kondurup gözlerine baktım.

''Elbette seninle baş başa olmayı daha çok isterim.'' dediğimde hala gözlerine bakıyordum. Ama Miguelin bakışları, ben konuşurken, gözlerimden dudaklarıma kaymıştı.

Bu defa önceliği ben gösterip dudaklarına masum bir öpücük kondurdum. Fakat küçük bi öpücükle kurtulamayacağım bariz belliydi. Ben geri çekilmeden beni belimden yakalayıp kendine doğru çekti. Dudaklarım dudakları arasında ezilirken , önce yanaklarım ve daha sonrada ellerim korlu bir ateşin içinde yanıyormuş gibi ısınmaya başladı. Ellerimi onun ensesinde birleştirdiğimde fark etmiştim ki o da tıpkı bir buz kütlesi gibi soğuktu.

Hızla dudaklarımızı ayırıp ondan geri çekildim.

''Miguel bak yine buz gibi oldun!''

ISABELLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin