4.5-Veliaht-

1.4K 132 70
                                    

Ormandaki Avcı'nın kırk beşinci bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

Yine lanet olası bir yerde uyandım.

Binlerce kez lanet okuyarak etrafıma baktım. Küçük bir koltuğun üzerinde kitap okuyan Justin'in annesini görünce şaşırdım. Bu kadını çok az görüyordum. Şimdi ise başımda duruyordu.

Bileklerimde hissettiğim acı ile oraya baktım. İkisine de beyaz bir bandaj yapıştırılmıştı. Dün yaptığım utanç verici şeyden sonra pişman olup yardım istemiştim. Bir anlık kararlar ömürlük cezalara bedeldi. Ve dün ölseydim şuan bu haber bir şekilde Salver'a giderdi. Arkamda yaralı bir Salver bırakmak istememiştim. Kendimi değil onu düşünüp kalmıştım bu hayatta.

Justin beni o halde görünce bana çok kızdığını hatırlıyorum. Ama fazla kan kaybettiğim için hemen yardım etmişti. Lanet olası herif olmasa şuan vücudumda bir tane bile yara olmayacaktı.

Hayatımı mahveden bu adam benimle evlenmek istiyordu!

Şaka gibi hala benimle evlenme hayali kuruyordu. Nasıl gururuna yediriyordu? Nasıl onu sevmeyen biri ile evlenme hayali kurabiliyordu? Hiç mi vicdanı yoktu? Hiç mi acımıyordu bana? Bir kere bile o benim sevdiğim kadın, ona vuramam demiyor muydu?

"Uyandın mı canım?" dedi Justin'in annesi yapmacık sesiyle. Birşey demeden önüme bakmaya devam ettim. Ayağa kalkıp yanıma geldi.

"Fazla neşelisin bugün." diyerek baş ucumda durdu.
"Ne bekliyordun?" Güldü. "Bugün senin düğünün var Veronica. Kendine çeki düzen ver." Bu sefer ben güldüm. "Siz ne kadar yüzsüzsünüz! Özellikle oğlun olacak lanet herif. Gözünüz dönmüş sizin." Gözlerim hafiften bulanıklaşınca ağlamamaya çalıştım. Bu kadının gözünün önünde ağlayamazdım. "Benim hayatımı mahvettiniz." Kadının yüzü bir anda yumuşak ifadeden sert ifadeye geçti.

"Asıl sen herşeyi mahvettin! Oğlumu üzdün sen." Gözlerinden yaşlar aktı. "Bu zamana kadar bir kere üzülmeyen oğlumu üzdün sen! O kadar zavallısın ki senin kanına can atan bir adama aşık oldun sen." Sinirle olduğum yerde doğruldum. "Sen ne yaptın? Luis seni sevmiyor bile! Sen seni sevmeyen bir adamın karısı olacak kadar zavallısın. Ayrıca oğlun o kadar yüzsüz ki onu sevmeyen bir kadınla evlenme hayalleri kuruyor!" Güldüm. "Sen..." demiştim ki dudaklarını araladı.

"Sen annesinin kolayca vazgeçebileceği gereksiz bir kızsın." dediği cümle ile kalbime ağrı girerken kapı açıldı ve içeriye beni doğuran kadın girdi. Kaşlarını çatarak benim olduğum yere doğru yaklaştı. Merakla ona bakarken o da konuştu.

"Pişmanlık. Herkes yaptıklarından pişmanlık duyar Veronica. Sen niye pişmanlık duymuyorsun?" Dudaklarımı dişledim bu iki kadından nefret ediyordum artık. "Pişmanlık duyacak bir neden bulamıyorum."

Bir süre ikisi de yüzüme baktı. Sonrasında beni doğuran kadın konuştu. "Bugün Justin ile evleneceksin." Başımı iki yana salladım. "Beni asla onunla evlendiremezsiniz!"
"Ben senin annenim! Sözümü dinle." Güldüm. "Annemsin ha? Hangi anne kızının bacaklarını yakar? Hangi anne herkesin içinde kızına tokat atar?" Yutkundum. "Ya hangi anne piç herifin teki ile kızını evlendirmeye çalışı- diyordum ki Justin'in annesi tarafından yüzüme yediğim tokat ile başım yana yattı.
"Sen ne haddinle onun hakkında bu kadar iğrenç konuşursun?"
"Justin ile bugün evleneceksin Veronica. Burada bitti." dedi beni doğuran kadın.
"Evlenmeyeceğim."

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now