4.7-Yeşil Gözler-

1.5K 128 117
                                    

Ormandaki Avcı'nın kırk yedinci bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

"Birkaç gün böyle kalsın. Şükredin ki çok büyük bir kırık değil."
"Peki dikişleri? Onlar ne olacak?"
"Karnındaki dikişler çok fazla. Ama omzundaki dikişler birkaç güne alınır. Anormal bir durum olduğu zaman haber verin." Kız sesi olduğuna emin olduğumda gözlerimi açtım. Kız Salver ile mi konuşuyor?

"Ne oluyor?" diye sordum.
"Ben bu sarayın doktorlarından biriyim efendim." dedi hemen yan tarafımda duran sarışın kız. "Yaralarınıza bakmam için Prens Salver çağırmıştı. Umarım rahatsız etmemişimdir." Gözüm Salver'a kaydı kıza değil bana bakıyordu.

Tehlike yok. Kız dost.

"Teşekkür ederim ilginiz için." diyerek tebessüm ettim. Yaralarım hakkında birkaç bilgi verdikten sonra odadan çıkıp gitti. Salver ile yalnız kalınca gülmeye başladı.
"Senin bu kıskanç hallerini ne yapacağız Altıncık?" dedi gülerek. Bende güldüm. İtiraz etmeyecektim çünkü hiçbir işe yaramayacaktı.

"Baban ne karşılığında orduyu topladı?" diye sordum. Tanıdığım Kral Albert elflere ölümüne düşmandı. Sağlam bir fikir olmadığı sürece asla beni kurtarmak için orduyu toplamazdı. Bu yüzden Salver'dan karşılık olarak birşey isteyeceğine emindim.

"Ben seninle bu konuyu konuşacaktım." diyerek yanıma oturup elimi tuttu. "Hiçbir şeyi yapmakta zorunda değilsin." diye gevelemeye başlayınca kaşlarımı çattım.
"Ne istedi Salver?"
"Kral olmamı." Bunda birşey yoktu. Neden bu kadar geveliyordu? "Kral olmak için de evli olup ortada bir çocuk olması gerekiyor. Evet kabul ettim ama senden direkt bunları istemeyemem Veronica. Zorunda kaldım." Yüzünde o kadar tatlı bir ifade vardı ki gülümsedim. Ancak o ellerime baktığı için bunu görmedi.

"Yani benimle evlenmek zorunda değilsin. Yanlış anlama ben seninle evlenmeyi çok isterim ama sen isteme- diyordu ki ben konuştum.
"Düğünü sarayda yapalım mı? Açık havada yağmur falan yağarsa düğünümüzün mahvolmasını istemiyorum." dediğim cümle ile şaşkınlıkla bana baktı. "Ne bakıyorsun? Yoksa benimle evlenmek istemiyor musun?" Hala şaşkınca yüzüme bakmaya devam edince ayağa kalkıp banyoya koştum. O bana yetişmeden kapıyı kilitledim.

"Veronica?" diyerek kapıya vurdu. Gülmemek için zor tuttum kendimi. "Hayatım bak ben şaşırdım sadece hadi aç kapıyı." Elimle dudaklarımı bastırıp kahkahamı engelledim. "Söz herşey senin istediğin gibi olacak."
"Seninle evlenmeyeceğim Salver." dedim sesimi sert çıkararak. "Ne? Hayır kabul etmiyorum az önce evleneceğiz demiştin!" Sessizce güldüm. "Zorla mı evleneceksin benimle?"
"Hayır ama benimle evlen işte." Kahkaha attım. "Bana güzel bir evlenme teklifi etmediğin sürece seninle evlenmeyeceğim Salver."

"Sen yeterki iste Veronica. Teklifin kralını yapacağım sana güzelim." dediği cümle ile kapıyı açtım. Karşımda bana masumca bakan Salver görünce güldüm.
"Ben Veronica. Gelecekteki adım Veronica Honaker!" dedim heyecanla. Gülümseyerek ellerini belimde birleştirdi. Alnını alnıma yaslayıp gözlerime odaklandı. "Seni çok seviyorum Veronica."
"Ben de seni çok seviyorum Salver."

"Bugün ailemle tanışman gerekiyor. Hatta yemek saatlerinde salonda olmalıyız." Başımı salladım. "Aileni gerçekten çok merak ediyorum."
"Ben olsam merak etmezdim Altıncık. Hepsi yapmacık." Buruk bir şekilde gülümsedim. "Yine de onlar olmasa sen olmazdın. Biliyor musun? Anneni çok merak ediyorum."
"Sen niye bu kadar tatlı konuşuyorsun?"
"Bilmem. Sen niye benim konuşmamı inceliyorsun?" Güldü. "Bilmem." diye taklit etti beni.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now