"Hoşça kalın." diye mırıldanıp gülümsedim ve tüm tasarım ekibiyle vedalaşıp butikten ayrıldım. Çantamdan anahtarlarımı ararken, Arhan benden tarafa dolandı ve kilidi açtığımda o da sürücü tarafındaki kapıyı benim için açtı. Kaşlarımı kaldırıp bindiğimde, ona trip attığımı fark ettiğini anlamıştım. Çok zeki bir menajere sahiptim ne yazık ki, her hareketimin, her halimin sebebini ezbere biliyordu.

"Sen niye geldin ki?" dedi ters bir sesle arabayı çalıştırırken. O da sürücü kapımı kapatmış ve hızla yolcu tarafından arabaya binmişti. Park alanından çıktıktan sonra güneş gözlüğümü takıp vites attım.

"O ne demek öyle Vedacığım ya? Sen nereye ben oraya, biliyorsun."

"Yani... Çok da anlamı yok gibi geldi bana. Ben orada elbise deniyorum, fikir belirteceğin yerde kulağına telefon yapıştırılmış gibi oradan oraya koşuyorsun."

Direksiyonu kırdım ve anayola çıkarak Escape gökdelenini hedefimize yerleştirerek ilerlemeye başladım.

"Onun için kusuruma bakma. Acil bir durumdu. Ufak bir çekim krizi, neyse ki hallettim."

"Benimki de acil bir durum Arhancığım." dedim onun gibi ancak iğnelemiştim. "Her gün ödül törenine gitmiyoruz. Madem yanımda durup fikir belirtmeyeceksin, o zaman gelmenin ne manası var? Kaya'yı çağırsam o daha çok yardımcı olurdu."

"Teessüf ederim Veda? Benimle onu bir mi tutuyorsun?"

"Ne münasebet ya? Sen menajerimsin, o sevgilim. Neyinizi bir tutacağım? Sadece gerçekleri belirtiyorum."

Damarına basmıştım. Özellikle onunla uğraşmaya bayılıyordum. Arhan benim için hep bir menajerden çok daha fazlası olduğu için, onunla konuştuğumuz her şey aramızda eğlenceli bir muhabbet olarak kalırdı. Ne olursa olsun, aramızdaki arkadaşlık ilişkisi, menajerliğini olumsuz etkilemezdi. Aksine daha özenli, her konuda çok daha dikkatliydi benim için.

"İyi. Bir dahakine çağırırsın, sevgilini. Gelmem ben, rahat rahat takılırsınız siz de." diye mırıldandı ve kollarını, küskünce birbirine bağladı. Kaşlarını da çatmış, suratını asmıştı

Kocaman bir kahkaha attığımda bakışları bana döndü ve yüzü yumuşadı. "Olmadı mı?"

Başımı iki yana salladım gülerek. "Hiç olmadı hem de hayatım. Kocaman adam olunca, durmuyormuş yani üstünde..."

"Neyse," dedi sırıtarak. Uzanıp yanağımdan bir makas aldı. "Denedim en azından."

"Çaban takdire şayandı, söylemeden geçemeyeceğim."

O da benimle birlikte güldüğünde arabayı otoparka çektim. Çoktan Escape'e varmıştık. Niran'ın butiğini bu yüzden çok seviyordum. Bana dair her yere olabildiğince yakındı. Her yer yarım saatten daha az mesafede ulaşabileceğim şekilde, etrafında çevrelenmişti.

Berkant'la ve babasıyla toplantı yapacağımız için bugünü burada kapatacaktım. Bir süredir gidişatla ilgili pek konuşamamıştık, sonunda ortak bir zaman dilimi bulabildiğimiz için mutluydum. Arhan'la birlikte gökdelene girdik ve görevliler bizi içeri alırken, etrafı inceledim. Oldukça ferah bir dizaynı vardı. Gökdelenin en üstteki dört katı Escape'in ofisiydi. Geri kalanı da zaten yine Berkant'ın ailesine ait olduğu için, istedikleri gibi kiralıyorlardı.

Yirmi altıncı kata ulaştığımızda, Berkant bizi asansörlerin önünde karşıladı. Muhtemelen Arhan geldiğimizi haber vermek gibi bir harekette bulunmuştu. Çok şaşırdığımı söyleyemezdim. Kolunu uzatıp belime sardı ve beni kendine çekip yanağımdan öptüğünde kıkırdadım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ATEŞKES +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin