Yirmi Birinci Bölüm: İntikam

En başından başla
                                    

Koluma baktım ve burnumu uzatıp omzumu kokladım. Tırnaklarının silik kırmızı izleri oradaydı ve hâlâ onun gibi kokuyordum. Tanrım. Duş almam gerekiyordu ama sürekli Rebel gibi kokmak da kulağa harika geliyordu.

Geçen geceyi benim yatağımda, kahrolası kendi evimdeki bize ait olan yatağımızda sonlandırmak için birkaç kişiyi öldürebilirdim. Ama ona haberleri ilettiğimde kısaca başını sallamış ve benden uzaklaşmıştı.

Artık Eş Başkan olarak benim partnerimdi ama zihnindeki kişisel alana henüz davetli değildim. Yalnız kalmak istemesi canımı sıkıyordu. Yine de ona istediğini vermekten başka şansım yoktu. Aksini yapmak istememe ve her parçasında kendi adımın yazdığını biliyor olmama rağmen.

Siktir. Eyaletin en korkutucu adamıydım ama evimizde beni bir hanım evladına çevirmişti. Kısa süre içinde onunla ilk karşılaştığımızda uyandırdığı canavarla yüzleşmesini sağlayacaktım. Sadece zaman... çok kısa bir zaman...

Banyoya yaklaştığımda aşağıdan gelen sesleri duyunca durdum. Yüzümü buruşturup kapıyı araladım. Cherry Bomb şarkısı kulüp evinin koridorlarında yankılanıyordu. Rebel'ın tiz sesi araya karışıyor ve Wren'in kahkahaları onun detone bağırışlarını bölüyordu.

İblislerim usulca bir kenara çekildi. Dudaklarım bir gülümsemeyle gerildi.

Bolin ve Liena onu bu sabah bırakmış olmalıydı. Arkadaşına kavuşmuştu ve yaşananları biraz da olsa unutmuşa benziyordu. Bir daha asla tehlikeye girmeyecekti. İkisi de. Onları korumak için sadece Helbarvest'i değil tüm dünyayı yakardım.

Duşa girmekten vazgeçip merdivenleri indim. Sağa döndüğümde iki haylazın gürültüleri de arttı. Tencere tavanın çınlayışı ve müzikle birlikte kendimi bir kargaşaya hazırladım.

Beklediğim gibi de oldu. Hayatımda gördüğüm en güzel kaostu.

Ön bahçeyi gören pencerelerden, ikisinin neşesini aydınlanmak istercesine güneş ışıkları sızıyordu. Wren kucağında bir karıştırma kabıyla ada tezgahında oturuyordu. Kaşık elindeydi, yüzüne gözüne un bulaşmıştı ve karışım kahkahalarıyla etrafa sıçrıyordu.

Rebel'sa... Rebel'dı. Onun görmeye bayıldığım yanı. Yaşadığı her şeyden ve aramızda geçenlerden önce içinde korumayı başardığı o çılgın, uçuk kadın.

Ocağın önündeydi, tavadaki yağdan dumanlar süzülüyordu ama pek de umursadıkları söylenemezdi.

Üzerinde dolgun kalçalarının hemen altında biten bol bir tişört vardı. Benimkilerden biriydi. Şarkıya eşlik ederken saçlarını bir rock yıldızı gibi kafasını çevirerek sallıyordu. Aletimi sakinleştirmek için dişlerimi sıktım. Ama bu kadın işimi gerçekten zorlaştırıyordu.

Pervaza yaslanıp kollarımı göğsümde kavuşturdum. Rebel tahta kaşığı mikrofon gibi kullanarak kızıma sokuldu.

"Doğuştan yeteneklisin bebeğim. Sadece iki kere dinledin ve tüm sözleri ezberledin!"

Wren kıkırdayınca burnunu öptü. Yüzüme yayılan kocaman gülümsemeyi çok sonradan fark ettim. Göğsüm sıkışıyordu ama aynı zamanda damarlarıma bir mutluluk pompalanıyordu.

Rebel kollarını havaya kaldırıp salladığında, tüm kıvrımlarını saran ve bir külota daha çok benzeyen dar şortu ortaya çıktı. Bunun beni mahvetmesi gerekirdi ama öyle olmadı. Karnındaki amatör dövmesi ve sakladığı izleri de görmüştüm çünkü.

Gülümsemem soldu. Canımı ne kadar yakarsa yaksın, bana ettiği ihanet ne kadar ağır olursa olsun ona söylediklerimi unutamıyordum. Max hakkında söylediklerimi. Pazımdaki dövmeyi baş parmağımla ovuşturdum. O bebek, Rebel'ın her şeyiydi. Rebel benimdi ve bebeği hiç tanımamış olsam da benim de bir parçamdı. Sözlerim utanç vericiydi.

KEMİKLER MİRASI SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin