10

762 97 47
                                    

"Bırak beni Taehyung, ben uğruna dünyalar yakılacak biri değilim."

"Benim için uğruna dünyalar yakılacak birisin Jeon"

Solgun ve kibirli sesi iliklerime kadar işlememe ek olarak, bir de masum gibi görünüp altındaki fesatlıkları gizleyen bakışlarıda katılmıştı. Vücudum onun karşısında kaskatı kesilirken, onun tepkileri ve kurudğu her bir cümle beni benden alıyordu.

"Ne yapmamı istiyorsun artık Taehyung ya, bırak peşimi sülük gibi yapıştın be, kardeşim bu kadar darlamıyor beni!" sinirlerime hakim olamayıp cırtlak sesimle karşılık verdim Taehyung 'a. Bize mal mal bakan Yoongi, ve diğer kahvehanedekileri de hiçe saymıştım artık.

"Belalım olacaksın." dedi kare gülümsemesini suratına yerleştirerek. LAN ANANİN AMİNA BACAGİMİ SOKUP YARİM VOLE ATTİGİMİN EVLADİ İSTEMİYORUM SENİ ALOOO NAPAYİM BE BELEDİYEYE GİDİP BEN TAEHYUNG ADLİ KİSİYİ İSTEMİYORUM DİYE DUYURUMU ACAYİM DUY BE SAGAR OROPSU COCUGU.

huh rahatladım.

"şöyle yapalım Taehyung" dedim hâlâ sakin kalmaya çalışarak. Taehyung beni dinliyordu, ve yüzündeki iğrenç sırıtışını da ihmal etmemişti. Ağzının ortasına bitane patlatıcam şimdi görecek sırıtmayı.

"Sana başka birini ayarlayayım, nasıl fikir?" dedim heyecanlı bir şekilde. Taehyung bu dediğimi beklemiyordu, ancak fazla da tepki vermedi. "Gerek yok Jungkook ben birine aşığım zaten, hadi boş yapmaya başladın sen, evine bırakayım mı seni?" dedi gözlerini açarak. Öyle bir yüzsüzdü ki, inadıma inadıma geliyordu. Ancak o inadı senin götünde patlatmazsam bende Jungkook değilim.

"İyi bırak." der demez çantamı kucağına fırlatıp ona boyumun yettiği kadar omuz attıktan sonra yanından sinsice ayrıldım. Ee, kaşınmayacaktı o da kardeşim, ne de olsa karşısında asil bir bebek duruyor. Yani onun anlayacağı dilden, 'ayık olcak.'

Yoongi Taehyung'un düştüğü hallere güldüğüne o kadar eminim ki... Ancak ben bir şey yapmıyorum, kendisi istiyor. Hatta git diyorum, papağan gibi tekrarlıyorum ancak nasıl bir sağar manyaksa at yarragına kelebek kondurduğum tık yok!

Yanıma hızlıca yetişirken, yolda gördüğüm duvar yazısıyla duraksadım. "Bildiğin yerde bilmediğin haldeyim..." dedim fisıltıya yakın bir sesle. Altında bir ton anlam barındıran bir sözdü, ayrıca yazan kişininde sıkıntıları apaçık barizdi. Ancak siyah spreymi yok amk neden pembe spreyle yazdınız.

"Bizim Yoongi yazdı onu." dedi Taehyung çantamı tek kulubuyla sırtına takmış vaziyette beni izlerken. Ne yani bunu yoonginmi yazmıştı, hani şu minik kedicik. "Neden böyle bir şey yazdı?" dedim bende Taehyung 'a dönerek. "Eski sevgilisini unutamamış." artık ikna oldum ya, bütün kekolarda saplantılı kalma huyu varmış. Gülümseyerek Taehyung'a döndüğüm sırada ilerlediğini görür görmez daha fazla vakit kaybetmeden onunla beraber bende ilerlemeye başladım.

Binamın önüne geldiğimizde, ikimizde duraksadık. "En son hatırlıyormusun burda ne yaşandı manyak piskopat sapık bey." deyiverdim. Tabii piçlik sırıtışımı da ihmal etmemiştim. Onun yüzüden her gün annem beni darlıyordu.

"Hatırlıyorum." dedi o da gülerek. Ne kadar rezil olduğunu da hatırlıyormusun acaba?

"Neyse gittim ben." elindeki çantayı bir çırpıda kapıp binanın önüne yöneldiğim sırada sözleri duraksamamı sağladı.

"Artık benim olsuğunu kabullendin değil mi?" dedi ellerini giydiği adidasın ceplerine tıkıştırarak pardon ne alaka pis şizofren?

"Nereden senin oluyormuşum?" dedim pişkin pişkin. İşi şakaya vurmasam eğer başına cidden büyük bir bela alırdı. Allahtan taşşaklı bir adamım da.

false ghost ☆ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin