2.2 Bu Karanlığın İçinde Azıcık renk

6 12 2
                                    


Selam,Atış Poligonu'nun bir diğer bölümüyle beraberiz.Bölüm sonunda yorum yaparsanız gerçekten çok sevinirim,iyi okumalar!

Not:Medya benim karakterlşerden Vicky Wreath için yaptığım çizimdir.

"Merhaba,sen Harper'dın değil mi?Şu okul müdürü Bay Molly'nin kızı?" Yemekteydik ve karşıma okulda daha önce hiç görmediğim bir kız oturmuştu.Kızın kulak hizasında kahverengi düz saçları ve kocaman mor gözlükleri vardı.
"Evet,ben oyum.Hey,yanlış anlama ama sen kimsin?"
Diye sordum.Kız neşeli bir şekilde elini uzattı ve "Vicky, Vicky Wreath" Kızın elini sıktım ve "Güzel isimmiş..." dedim.
Evdekiler de bana Vicky diye seslenirdi!

"Senin böyle yalnız oturduğunu görünce yanına gelmek istedim.Benim de hiç arkadaşım yok." Dedi bir yandan makarnasını eşelerken. "Aslında bir arkadaşım var...İsmi Rhoda,ama o diğer kızlarla oturuyor şuan."  Rhoda'yı işaret ederek Vicky'e döndüm. "Bu arada...Beni daha önceden görmemen normal çünkü bu okula yeni geldim." Anlaşılan nakil öğrenciydi,yoksa senenin ortasına buraya gelmezdi.
Makarnasını bitirdikten sonra "Arkadaş olalım mı?"diye sorunca ben de "Olur." dedim.Bu kız ile ilk sohbetimizdi ama ona hemen ısınmıştım.Yemeklerimizi yedikten sonra yemekhaneden çıkıp bir süre koridorda yürüdük. "Bahçeye çıkmak isterdim ama benim güneşe alerjim var.Kışın dahi bahçeye çıkamıyorum." bu bilgiyi bilmesini şstedim,sürekli bahçeye çıkalım diye yalvarsın istemiyordum.Gözlüğünün camını silerek "Benim de...Ama ben o kadar da hassas değilim." dedi. Sonra beni kendi sınıfına çekiştirdi ve "Burası benim sınıfım,teneffüslerde yanıma gelebilirsin."dedi. Sırasını üzeri biraz dağınıktı,ben bunu fark edince yüzü kızardı: "Kusura bakma,derslerde genelde uyuyorum.Beni sakın babana şikayet etme." "Merak etme,asla öyle bir şey yapmam,ama yine de derste uyumamaya çalış.Bir arkadaş tavsiyesiydi."Kalemlerini kenara çekip masasına oturdum ve biraz sohbet ettik.Ona kendimi net olarak tanıttım ve sevdiğimle sevmediğim şeylerden bahsettim, havadan sudan konulardan işte...

Teneffüs bitince sınıfıma döndüm ve sırama oturdum. Rhoda kafasını sırasına koymuş bir şekilde bana bakıyordu.
"O kız da kimdi?" Vicky'i fark etmişti. "Okula yeni gelmiş...Bir arkadaşım işte."  "Senin adına sevindim, sosyal fobine rağmen bir arkadaş bulabilmişsin.Hey,senin göz rengin mi değişti?" Bunu deyince yeşile dönen gözlerimi hatırladım. "Ah evet evet,artık gözlerim yeşil." Bunu deyince elimi tuttu ve "Birbirimize dış görünüş olarak daha yakınız artık! Sen yeşil gözlüsünden de mavi!" dedi sevinmiş bir edayla. Gülümsedim ve elini bırakarak çantamdan defterimi çıkardım.

Okul çıkışı babamla arabamıza binerken Vicky bana el salladı ve "Yarın görüşürüz!" diye seslendi neşeli bir tonla.
Ben de aynı şekilde cevap verdim ve kapıyı arkamdan kapattım.Bu kızı sevmiştim,tıpkı benim gibiydi...

"Baba artık beni göz doktoruna mı götürseniz?Tahtayı gerçekten de görmemiyorum..." "Gerçekten çok mu sıkıntı yaşıyorsun?" Şaka mısın baba? "Evet,sıkıntı çekiyorum."
Kırmızı ışık yanınca bana döndü ve "Tamam o zaman, yarın götürürüm seni.Şimdi işim var.Seni eve bırakıp annenle işimizi halletmeye gideceğiz."

Cidden inanamıyorum! Hayır yani,bu iş ne kadar önemli olabilirdi de benden daha ön plana koyabiliyorlar? Eve varınca üzerimi değiştirip ödevlerimi yapmaya başladım.Bir yandan da Vicky hakkında düşünüyordum.Onla yeni tanışmıştım ve bugün gayet iyi biri anlaştık. Gerçekten iyi birine benziyordu ama...Yine de... Ailemin bu son zamanlarda yaşadıklarıyla bir alakası olabilir miydi?Offff,saçmalıyordum.

Olabilir miydi?
Olabilir miydi?
Olabilir miydi?

Saçma düşünceler beynimin kıvrımlarına yerleşmiş gibiydi,bu beni deli ediyordu.Çığlık atacaktım,beynimin yine ödevler yerine diğer saçma şeylere odaklanması kafamı allak bullak ediyordu.Bunu tek yaşayan kişi ben olamazdım,muhtemelen yaşayan insanlar bardı.Bunun en kötü yanı da,bu düşüncelerin aklınıza geldiği anda devam etmesi...

Kafamın İçindeki Ölüm Meleği (+18)Where stories live. Discover now