2.4 Alttan Alttan

11 13 0
                                    

Medyadaki görsel ne demeyin,öylesine seçtim.

Mor kurdeleli bir viski şişesi...İlginç.Alkoller hakkında mükemmel bir bilgim yoktur ancak viskinin pek "mor kurdelelik" bir içki olmadığını biliyordum. "Bunu bize kim göndermiş?" Diye sordu babam.İçeriye geçip şişeyi incelemeye koyuduk. Bu şişenin şu "Emmet" denen -babamla kavga eden adam- olduğunu düşünüyordum.
"Kesin şu şerefsiz Emmet gönderdi!" Dedim ama ailemin bana ters ters bakmasıyla ağzını kapattım. Ağzımdan kaçırmıştım. "Özür dilerim...O kelimeyi demek istememiştim!" "Onun öyle olduğu doğru da,Emmet'ı nereden biliyorsun?" Diye sordu babam. "Yani... Telefonda onunla kavga ederken duymuştum." Dedim. Annem ve babam birbirlerine baktılar,ben de şişeyi elimle öylece döndürürken "Bu içecekte bir şey var,bence içmemelisiniz." Dedim.

    "Paketi açılmamış gibi görünse de,Harper haklı olabilir.Bize neden öylece içki göndersin ki?" Diye sordu annem. Şişeyi kenara koyarken "Muhtemelen içinde zehir vardır." Dedim. "Olabilir." Dedi babam mutfağa giderken.

Akşam yemeğinde fırında karnıbahar vardı.Tadı oldukça güzeldi,bayağı yedikten sonra okul formamı çıkarıp pijamalarımı giydim ve her zamanki gibi ödevlerimi yaptım.
Ödevim bitince de resim defterimi aldım ve salona geçtim.
Annem şömineyi yakmıştı ve etraftaki eski gazeteleri ve kağıtları içine atıyordu.Meyve resimleri çizerken bir anda gözüm kenarda duran o şişeye takıldı.Sonra aklıma günler önce Vicky'nin evimize gelişi geldi.Hayır hayır hayır... Düşünmek bile istemediğim bir düşünce kafamı doldurmuştu. Hayır hayır hayır...Olmazdı...Kesinlikle olmazdı...Kesinlikle Vicky'nin Emmet ile bir bağlantısı olamazdı.

Bu düşünce aklımdan bir türlü çıkmıyordu.Resim defterimi masama bırakıp odama gittim ve yatağımda öylece uzandım.Hayır hayır hayır hayır...Aklıma gelip duruyordu...
Yastığı kafamın üzerine fırlattım ve ufak çaplı bir çığlık attım.
Annem yanıma koşerak geldi ve ne olduğunu sordu, "Hiçbir şey..." deyip geçiştirdim.Annem ise endişeli bir suratla odamdan çıktı.Gözlerimi kocaman açıp tavana öylece bakmaktan başka bir şey yapmıyordum,tavan bej rengiydi
Normalde dümdüz olmasına rağmen bazen kıvrımlar görüyordum,ama o kıvrımlar da gözlerimi kırpıştırınca gidiyordu.

"İçeceğini düşünmüştüm." Gözlerimi açıp etrafa baktım,yine "mavi alan"a gelmiştim ve yine karşımda "siyah adam" duruyordu.Anlamıştım,kesinlikle o şişeyi bize o göndermişti. "İçmedim tabikide,şüpheli olduğu belliydi. Ayrıca yaşım daha küçük." Dedim. " Geçen arkadaşınla içmiştin ama..."

"O beni zorladı."

"Yine de içtin." Verdiği cevap çok acemiydi. "Baksanıza,Emmet denen şu adam sizsiniz,değil mi?" "O muyum acaba?" "Sizsiniz yani...
Biliyorum,işe yaramayacak ama ailemle uğraşmayı bırakır mısınız? Lütfen..." "İşe yaramayacağını sen bile söylemiş-sin." Biliyordum ama yine de kızmıştım. Her şeyi bu adam yapıyordu;o kavgalar,zehirli içki,benim sürekli hasta olmam, bu hayatıma hiçbir katkısı olmayan güçler...Hepsi bu adamın eseriydi.Bunları yapan adam dahasını da yapardı , dikkatli olmalıydım.

Sabah...

  "Hey,Harper!Baban gittiyse bir dakika yanıma gelir misin?"
Vicky'e yöneldim, "Olur,gelirim."

"Dün neden okula gelmedin?"

"Geçen seferki partide olay yaşandı,çocuğun biri içeri gizlice uyuşturucu sokmuş.Polisler bastı ve ne yazık ki ellerinden kurtulamadım,beni de sorguya çektiler.Bu yüzden gelemedim."

Tahminim doğru çıkmıştı,bu aklıma daha önce yaşadığım bir olayı aklıma getirdi:

  Eskiden diş teli taktığım zamanlarda elma,armut gibi meyveleri ısırarak yemem yasaktı.Yemeden önce dilimlemem gerekiyordu,bir gün de okula atıştırmalık olarak armut;armut için de meyve bıçağı getirmiştim. Meyveyi dilimlememiştim çünkü meyveler dilimlenmiş halde beklerse kararırdı!

Kafamın İçindeki Ölüm Meleği (+18)Where stories live. Discover now