5.6-Arkadan Bıçaklayan-

953 95 54
                                    

Ormandaki Avcı'nın elli altıncı bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

Burnuma gelen iğrenç koku ve duyduğum sesler hiç tanıdık değildi. Sarsılıyordum. Hemde çok sarsılıyordum. At arabasında olmalıydım. Taşlı yollardan geçiyor olmalıydık.

Sahi ben neredeydim?

Gözlerimi zorlukla açınca tahminim doğru çıktı ve at arabasında olduğumu farkettim. Karşımda Hanks ve Fiona oturuyordu. Yüzlerindeki gülümseme ile bana bakıyorlardı. Hızla olduğum yerden kalkmak istedim ancak bağlı olan ellerim ve ayak bileklerim buna izin vermedi..

Zihnimde yaşadıklarım canlanınca yutkundum.

Düğündeydim. Lavaboya gitmek için izin istemiş, sonrasında lavaboda Fiona ve Hanks ile karşılaşmıştım. Beni bayıltmışlardı. En son hatırladığım şey ise kafamdan sıcak bir sıvının akmasıydı.

Alnımda sızı oluşunca yüzümü ekşittim. Lanet olası Fiona ve Hanks nereden çıkmıştı? Neden tam hayatım düzene girmişken yine olay olmuştu?

Oturup saatlerce ağlama istediğimi bastırdım. Mantıklı düşünüp kaçmam gerekiyordu. Hiç şansım yok gibiydi ancak küçük de olsa şansım olabilirdi. Tahminimce vampir krallığından ayrılmamıştık. Çok uzun süredir baygınlık geçirdiğimi sanmıyordum. Vampir Krallığından ayrılmak için de saatler süren bir yolculuk yapılmalıydı. Eğer hala ülkedeysek Salver beni bulabilirdi. Mutlaka bulurdu. Yada biri bize mutlaka rastlar, beni kurtarırdı. Yine de rahat davranmamalıydım. Fiona intikam için kaçırmıştı ama Hanks o ne için kaçırmıştı beni?

Kan. Kanımın tadı için kaçırmıştı beni lanet herif! Yutkunup ikisine baktım. Fiona gülümsemesini genişletti. "Gelinimiz de uyanmış bakıyorum." Hanks kahkaha attı. Öyle iğrenç bir kahkahaydı ki bu boğazımdan kan gelene kadar öğürmek istedim. İğrençti. Çok iğrençti. Neden bu kadar iğrençti?

"Acaba kanın, kendin gibi çekici midir?" diye mırıldandı Hanks. Fiona gülerek Hanks'ın omzuna vurdu. "Niye merak ediyorsun ki? Denemek varken..." Bu vicdansızlar benim kanımı alacaklardı.

"Salver sizi parçalara ayıracak biliyorsunuz değil mi?" Hanks kahkaha attı. "Salver mı? Çocuklar parçalara ayıramaz beni." Bu sefer ben güldüm. "Salver senin boğazını sıkarken hiç öyle demiyordun ihtiyar. Az kalsın ağlayarak bırakmasını söyleyecektin." Dediğim cümle ile bir anda ayağa kalkıp boğazıma yapıştı. Ellerini sertçe boğazımı sıkarken kurtulmak için hiç birşey yapamadım. Nefes alamıyordum!

Boğazımdan acı dolu hırıltılar çıkarken Fiona, Hanks'ın kolunu tuttu. "Hadi ama! Daha kanını alacaktık." Hanks, Fiona'nın dediği cümle ile aydınlandı ve boğazımı bıraktı. Öksürerek nefesimi düzene sokmaya çalıştım. İkisi de kaçıktı! Delirmişlerdi!

Araba sallanırken Hanks eski yerine oturup bana bakmaya devam etti.
"Siz gerçekten delirmişsiniz!" Fiona egosunu tatmin edercesine kaşlarını havalandırdı.

"Biz mi deliyiz sen mi?" Ellerini göğsünde birleştirdi. "Tek dokunuşumuz ile geberip gideceksin haberin yok, hala bize meydan okuyorsun." dediği cümle ile dudaklarımı yana kıvırdım. "Sadece sizden korkmuyorum diyelim." Fiona birkez daha iğrenç kahkahasını önüme serdi. "Sen ha? Hanks şunun ağzını bağlar mısın başım şişiyor." Hanks başını sallayıp ayağa kalktı ve ayaklarımın dibindeki çantaya uzandı. Çantanın içinden siyah bir bant çıkardı ve sivri ve küçük bir makasla biraz kesti. Makası tekrar çantaya koyarken, çantayı inceledim. Makas işime yarayabilirdi.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin