Bana uzatılan mendili alıp Güney'in cihazın olduğu bölmeyi kapanışını izledim. Yutkunamıyordum. Gözyaşlarım ise çoktan dinmişti. Düşürdüğüm cihazı Güney'e vermişlerdi. Dinlemiş miydi kaydettiklerimi? Duymuş muydu ondan köşe bucak sakladığım korkunç hayatımı? Aracın camını açtım. Şu an Güney'e oynadığı aşk oyunu için kızacak modda değildim. Artık bundan çok daha fazla dert etmem gereken meseleler vardı.
Güney tecavüz meselesini öğrenebilirdi. O pisliği öldürdüğümü ve peşinde olduğumuz çocuğun aslında oğlum olduğunu duyabilirdi? Duymuş olabilir miydi? Belki de bana bu yüzden iyi davranıyordu. Peki bu cihazı neden burada tutuyordu? Keşke içecek almaya gittiğinde bu cihazı fark edip alabilmiş olsaydım. O zaman gerçekleri öğrenmemesi için kendime bir şans yaratabilirdim.
Gözlerim güzel yüzünde dolaştı. Yalanlarımı öğrenmesi an meselesiydi. Oğlum olmasa çoktan çekip gitmiştim. Gidemiyordum. Kalbimle kurduğu o bağ onu bırakmama engel oluyordu. Ah! Ne vardı olmazları sevecek. Asla gerçek olmayan bir duaya amin demek neden hep benim kaderimdi? Omuzlarıma dökülen kahverengi düz saçlarımı geriye itip başımı eğdim. Yol boyunca kendime sakladığım tüm sözleri hemen şimdi açığa vurmak istiyordum. Ondan sakladığım her şey kalbimi örseliyordu.
"Sana biri yalan söylemiş olsaydı gerçekleri öğrendiğinde onu affeder miydin?" Gözleri hassas bir şekilde üzerimde dolaştı. Yeniden önüne döndüğünde adem elmasının inip kalktığını, dudaklarının yitirmediğini fark ettim. "Eğer haklı bir sebebi varsa affederdim."
Haklı pek çok sebebim vardı ama yine de dilimin düğümünü çözmek benim için çok zordu. Geçmişimi bilmesini her şeye rağmen istemiyordum. Belki kızacak belki de acıyacaktı. Benim için ikisi de öldürücüydü. Bana acımasını istemiyordum. Bunun için kol kanat germesi canımı yakardı. Eğer birlikte olacaksak bile bu ilişkinin ne kadarının aşk ne kadarının acıma olduğu kafamda merak konusu olurdu.
"Ya haklı bir sebebi yoksa..." Bakışları benden başka her yerde oyalandı. Dikiz aynaları, torpido gözü, camlar, aracının önündeki boncuklu süs ve daha fazlası... Bana gerçekleri söylemeliydi. Kalbimle oynayıp, beni sırtımdaki kamburla bir başıma dikenli yollarda bırakmamalıydı. Hadi dedim içimden. Kötü şeyler söyle! Kır şu gerçekleri duyurma hevesimi. Haklı çıkmak için bana bir şans daha ver! Yalanlarıma devam etmem için vicdanıma kabullenmek zorunda kalacağı bir bahane daha uzat!
"Onu anlamaya çalışırdım." Dediğinde beklentim yine tuzla buz olup kulaklarımdan aktı. "Bazı insanları kaybetmeyi göze alamıyor insan. Bazen o kişiyi o haliyle kabul etmek çok daha kolay geliyor." Beni yüreklendirmek için mi bunları söylüyordu? Neden konuşamıyordum? Neden anlatamıyordum? Ben onun vazgeçemediği insanlardan biri miydim? Değer veriyor muydu bana? "Bazı hisler anlatılamaz. İnsan ancak yaşadığında nasıl bir cehennemin içinde olduğunu anlayabilir. İnsan her gün kanarken en büyük acısını ve hayal kırıklığını nasıl anlatır?"
"İnsan sevdiğine güvenmez mi Efsun Dumanlı? Güvenmediği adam sevdiği olabilir mi? Hayat sadece mutlulukları paylaşmak için midir? İnsan acılarını da paylaşmak istemez mi?"
"İster!"dedim başımı eğerken. Ben onun hayatında asla yer edilemeyeceğime kendimi öyle inandırmıştım ki bir gün onun da beni sevebileceği aklımın karanlık limanına hiç uğramamıştı. Acılarım birbirini doğururken bundan fazlası ne elimden ne yüreğimden gelmemişti.
"En acı gerçekler bile yalandan değerlidir."dedi gözlerimin içindeki o kanadı kırık kuşa bakarken. Konuşacak çok şeyimiz vardı ve hüsranlı yüreğim onun temiz gözlerinde akisler oluşturacak kadar kaygan ve zavallıydı. Konuşacaktım. Kendimi hazır hissettiğimde yanında yerimi alacak ve gözlerinin içine bakarak gerçekleri söyleyecektim. Bunu ona borçluydum. Aramızda asla yalan olmamalıydı. Eğer gerçekten bana karşı duyguları varsa bir şeylerin yoluna girmesi için bu gerekliydi. Yalandan temiz bir aşk hikayesi çıkamazdı. Artık yalanlarımın esiri olmayacaktım. Yalanlarım dürüstlüğümün esiri olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARIN MELODİSİ
Teen FictionEfsun, kendisini istismar eden adamla evlendirilmeye çalışılan kimsesiz bir kızdır. Evlendiği gece hayatını karartan adamı öldürdüğü için hapse düşer. Oradayken oğlu Yiğit'i dünyaya getirir ve teyzesine emanet eder. Teyzesi aylar sonra bebeğin öldüğ...
22. BÖLÜM: AŞKIN GÖZYAŞLARI💫
En başından başla