32.Bölüm: "Şah'ı yalnız bırakmak"

En başından başla
                                    

Seçkin Bey önündeki kâğıttan kafasını kaldırıp yağlı gibi gözüken saçlarını düzelterek "Hoş geldin Saye. Gel lütfen." Dedi tüm nezaketiyle. Tedirgin olan Saye yavaşça onun için ayrılan sandalyeye oturdu. Sungur elindeki dosyadan Saye'ye bir kâğıt uzattı.

"Hoş bulduk." Dedi Saye uzun bir süre dalgınlığından Seçkin beyin hoş geldin sözünü yanıtlamamıştı.

"Ben sizinle bu masada oturduğum için gerçekten şanslıyım ama neden burada olduğumu hala bilmiyorum." Dedi gülümsemeye çalışarak. Acaba dergiye bakan birisi onu tanımış ve onun Gaye'nin kardeşi olduğunu mu söylemişti. Onlar da bu odada kendisini öldürecekler miydi? Aklına bu fikir bile gelmişti ama aklına gelmeyen başka bir fikir onun burada olmasının en büyük kaynağıydı.

"Saye önündeki kâğıtta şu ana kadar dergi sayılarımızın çıktığı andan itibaren ayda ne kadar sattığı ve ne kadar sürede piyasada bittiği sayılar bulunuyor." dedi Sungur.

Saye önündeki kâğıda baktığında satış rakamlarının milyonlar olduğunu gördü. Ancak bu derginin piyasada o sayısının bittiği tarihlere baktığı zaman haftaları gösteriyordu. Dergi dün çıktığında ise sadece birkaç günde haftalardır yaptığı satışı yapabilmişti.

"Satışlar birkaç günde yok sattı Saye." dedi Aleyna heyecanla yerinden kalkıp.

"Bunu biz başardık. Sen ve ben, ikimizin uyumu." Dergi kapağında ikisinin sırt sırta verdiği resim vardı. O an derginin kapağına baktı. Kardeşine zorbalık yapan bu kızla sırt sırta durduğuna inanamıyordu. "Özür dilerim kardeşim." Dedi içinden. "Her şey senin öldürüldüğünü kanıtlamak ve bu aileyi mahvetmek için." Aleyna oldukça süslü, rengarenk giyinmiş ve renkli bir makyajla havalı, zengin kızlarını andırıyordu. Saye'ye ise simsiyah gotik bir elbise giydirilmiş, biraz daha hafif koyu makyajla yüzüne renk verilmişti. Farklılıkların dünyayı daha da güzelleştirdiği vurgusu yapılmıştı. Bu zamana kadar bu dergi de hiçbir zaman gotik tarzlar öne çıkarılmasa da Saye'nin gelişiyle modacıları onda bu tarzın daha da oturacağından bahsetmiş ve o gün böyle bir karar almışlardı. Şimdi ise gerçekten bu iki farklı tarz yeri göğü sallamıştı.

"Çok sevindim ama neden hala burada olduğumu anlayamadım." dedi Saye onların yüzüne anlamsız anlamsız bakarak. Sungur onun önüne bir kâğıt daha koydu.

Kâğıtta "Dergi sözleşmesi" yazıyordu. Saye kâğıda şok olmuş bir şekilde baktı.

"A.. Ama be.. Benim henüz hiç tecrübem yok. Yani ben bunu yapamam."

"İyi resim çizdiğini gördüm." Dedi Seçkin Özen. "Model olarak boy göstermek istemezsen resim de çizebilirsin." Resim? Seçkin Özen'in bunu nereden bildiğini düşündüğünde aklına o akşam Aleyna ile konuşurken kağıda karaladığı şeyler geldi. Onları görmüş olmalıydı. Saye aslında bu dergiye başından beri çizim yapmak için girmek istiyordu ama birkaç fotoğraftan zarar gelmezdi. Hem tanınan biri olması ilerisi için iyi olabilirdi.

"Sadece dergimiz için çalışacaksın, fotoğraf çekimlerine geleceksin. Başka hiçbir sorumluluğun olmayacak." Dedi. Saye önünde duran sözleşmeye baktığında ağzı uçukladı. Her bir sayı için 500 bin TL yazıyordu. Yani her ay bu kadar para mı alacaktı?

Seçkin Özen, Saye'nin sözleşmeyi kabul etmesini istiyordu ancak ne bir ısrar vardı ne de kabul etmeyeceği korkusu. İçinden böyle bir kızın nasıl bu kadar ses uyandırdığını merak ediyor gibiydi. Saye sözleşmeyi okudu. Uzun uzun inceledi. Sonra onlara dönerek "Bu benim için çok iyi bir fırsat. Ancak tek istediğim şey derginin sadece birkaç sayısına daha çıkıp sonra sadece resimlerle hikayeler oluşturmak. Çünkü gerçekten yoğun bir hayatım var. Okulumu da bu sefer bitirmek istiyorum." Dedi. Aleyna ayakta yerinde duramıyor sevinçten zıplıyordu. "Merak etme onu babam halleder. Değil mi baba?" Aslında Saye'nin umursadığı şey okulu falan değildi intikamına düzgün zaman ayırabilmesi gerekiyordu. Onların dibinde olacaktı bu da iyi bir şeydi. Fakat Sungurla pek yan yana bulunmak istemiyordu, onun ne amaçladığını henüz anlamamıştı.

GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin