Dediği yere geldiğimizde durdum. Ve ileride sandalye üzerinde oturmuş hâlde ecelini bekleyen Araz Kaya piçine baktım. Onu görmek bile sinirlerimi tepeme çıkarıyordu.
"Sen sonuna kadar git. Biz çukuru açtık,"
"Yok çukur olmaz. Bu it toprak altına girmeyi bile hak etmeyen bir pezevenk."
"Peki ne yapacağız? Öldürüp kenara atamayız," dudaklarımda kendini belli eden kibirli bir gülüş oldu.
"Yakacağız. Ateşe atıp cesedini yakacağız,"
"Vaaay, ateşle oynayacak ve Araz'ı yakacağız yani,"
"Aynen öyle Toprak," derin bir nefes aldım. "Hadi başlayalım," dedim ve Toprak'tan siyah deri eldivenlerimi aldım.
Hızlı adımlarla itin yanına gittim ve karşısına bir sandalye çekerek sandalyeye ters oturdum.
Göz göze geldiğim piç bana gülerek baktı. Yanağındaki derin yara izi iki yıl önceki yaptığı şerefsizliğin cezasıydı.
"Vay vay vay, kimleri görüyorum. Savaş Karahanlı? İki yıldır görüşemiyoruz, özlettin kendini. Ah doğru bebek bekliyordun sen, değil mi? Bak unutmuşum, artık bebek falan da yok ortada." Yumruğu suratına çakmak istiyordum ancak sabredecektim. Gerekli materyal olmadan bir şey yapmayacaktım.
Bağlı olduğu sandalye iki yıl önce bağlandığı sandalye ile aynıydı.
"Eee anlat bakalım Savaş Karahanlı. Bu sefer ne tür işkenceler yapacaksın bana?" Dudaklarımda tehlikeli bir gülüş oluşurken Araz'ın arkasında gördüğüm Batu ve ellerindeki asit, balta ve daha bir sürü alet ile keyfim iki katına çıktı.
"Lan Savaş ellerim koptu la şunları taşıyacam diye. İnşallah adam akıllı bir işkence yaparsın biz de keyif alırız la,"
"Şüphen mi var Batu?"
"Hee en iyi işkence yapan benim diyon? Helal la" sandalyeden kalktım ve Araz piçinin karşısına geçtim. Elleri ve ayakları sandalyeye bağlı olduğu için bir bok yapamıyordu bana.
"Araz Kaya. Şimdi seni öldürmemem için bir sebep ver, yoksa en acı şekilde öldürürüm seni. Sonuçta sen benim bebeklerimi öldürdün,"
"Senin bebeklerin? Güldürme beni Karahanlı. Bebeklerin öz babası sen değilsin. Alçin annesi ama sen babası değilsin. Ve ben gerçek babalarını çok iyi tanıyorum,"
"Boş yapma da seni gebertmemem için bir neden ver. Kaldı ki geçerli bir nedenin olsa bile geberteceğim seni,"
"Bak şuanda bebeklerin babasına bakıyorsun. Ben o bebeklerin hem babası hem katiliyim,"
Yok artık!
Yalan söylüyordu, yapamazdı o kadar pisliği!
"Benim karıma sen mi tecavüz ettin yani?" Diye sordum yüzüme oturan öfke ile yüzüne yaklaşırken.
"Aslında tek başıma yapmış sayılmam. Baban Alçin ile evlenmene bu kadar kolay neden izin verdi sence?"
Yok anasının...
Babam yapmazdı.
"Yalan söylüyorsun," diye kükrediğimde güldü.
"Yalan mı? Git babana sor bakalım. Alçin'e tecavüz ettiğim gün o da uzaktan bizi izliyordu, beni tanımış ve başta ne kadar kızarsa kızsın sonradan onun da hoşuna gitti. Eğer o gün sen Alçin'i alıp babanlarla tanıştırmasaydın babam Alçin'i bulup bir tur da o sikecekti. Alçin'i ilk gördüğü günde beni aradı, 'tecavüz ettiğin kadın Savaş ile evleniyor üstelik Savaş'tan hamile olduğunu söyledi' dedi bana. Bende bırak evlensinler ben hallederim, dedim. Yani baban o bebeklerin senden olmadığını, benim karına tecavüz edip onu hamile bıraktığımı hatta ve hatta karını vurduğumu biliyordu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL ÇALIKUŞU(+18)
Teen FictionMutlu sonlar bize uğrar mıydı? Peki ya masallar? Masalda gibi hissedebilir miydik kendimizi? Peki peki, masallarda da katiller var mıydı? Masallarda da kötüler cadılar yerine anne babamız mıydı? *** "Aldırma," Kaşlarımı çatarak baktım bu sefer gözle...
7.Bölüm: BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN İKİ PARÇA
En başından başla