~uyku sersemi(!)😴🤭~

En başından başla
                                    

(Yatış şekilleri şöyle bişiler)

Dışarıdan biri görse kesin sevgili sanardı ama bir gecede böyle birşey olması mümkün değildi yani burda büyük bir yanlış anlaşılma olmalıydı ve Su'yun bundan haberi olduğunu sanmıyordum ki bu Ateş için daha tehlikeliydi. Savaş da gülmeyi bırakıp yanıma gelince ikimiz de ne yapıcağımızı düşünmeye başladık bir şekilde onları uyandırmalıydık ama kesin kavga ediceklerdi:

"Önce Ateş'i uyandırsak"

"İyide o zaman yina kalkamaz baksana Su ona sarılıyo bu sefer Su da uyanır"

"Su'yu uyandırsak zaten olmaz"

"İyide illaki birini uyandırmamız gerek"

"Sabah sabah ikisinin kavgasını çekebiliceğimi sanmıyorum"

Biz önce hangisini uyandırıcağımızı tartışırken Su uykulu uykulu birşeyler mırıldanmaya başladı:

"Bu yastık çok sert ya"

Su yastık sandığı Ateş'in başına dokunmaya başlamıştı biz tamamen Su'ya odaklanmış ve dediklerini anlamak için uğraşıyorduk:

"Niye bu kadar büyük ya bu"

"Off niye bu kadar ağır"

Dediği şeyler daha anlaşılır hale gelmeye başlamıştı yani uyanmaya başlıyordu bunu anlayınca ikimizde aynı anda şaşkın bir şekilde Savaş'la birbirimize baktık ki artık çok geçti Su bize bakıyordu belliki daha ne olduğunu anlamamıştı ama her an anlayabilirdi:

"Niye başımdasınız ya sabah sabah"

"Su sarıldığın şeye bak istersen"

"Yastık işt-"

Yastık değil de Ateş olduğunu anlayınca şaşkınlıktan ağzı kocaman açıldı bir bize bir de Ateş'e bakmaya başladı o konuşmayınca ben konuştum:

"Su"

Cevap vermemişti bu yüzden tekrar sordum:

"Su iyi misin"

"Kabusta mıyım"

"Keşke ama değilsin"

Su bir anda çığlığı bastı ve Ateş'i üstünden itti Ateş yere kapaklandı ve yüzünü buruşturdu sanırım canı acımıştı...

Su'dan

Ateş'i üstümden ittirdim o da yere uçtu ve yüzünü buruşturdu ama sadece yere düşmüştü bu kadar abartmasına gerek yoktu kendisi üstüme yatmadan önce düşünmeliydi:

"Kızım yavaş be"

"Asıl sana yavaş"

"Off başladılar yine"

"Yenge uyandırmazdık da sizin de uyanıcağınız yoktu"

Olduğum yerde doğruldum derin bir nefes alıp sinirli bir şekilde verdim. Bu sırada Savaş'ta Ateş'in kalkmasına yardım etti:

"Su niye itiyosun insan böyle mi uyandırılır"

"Uyandırmadım zaten ,hem benim üstüme yatan sensin"

"İyide niye ittiriyosun"

"Niye canın mı acıdı"

"Biraz"

"Oh olmuş"

"Niye"

"Üstümde uyumasaydın"

"Ya ikinizde keser misiniz lütfen iki dk susun ve ne olduğunu hatırlayın sonra da bir açıklama yapın"

"Hatırlamıyorum ki"

"Su canım hatırlamaya çalış işte"

"En son senle mesajlaştım sonra Ateş'in gelmesini bekledim gerisini hatırlamıyorum"

"Çünkü uyuya kalmıştın"

İçimden küfür ettim. Ateş'in gelmesini beklerken uyumuştum:

"Tamam diyelim ki uyuya kaldım sen niye uyandırmadın"

Ateş cevabı yok gibi gözünü kaçırdı:

"Ateş sana diyorum"

"Ateş sana diyo olm baksana kıza"

Ateş derin bir nefes aldı ve sakin olmaya çalışır gibi konuştu:

"Su sana tek birşey sorucam"

"Sor"

"Hatırladın mı"

Duraksadım hatırladığımı nasıl anlamıştı. Boğazımı temizledim ve anlamamış gibi konuştum:

"Neyi"

"Su unuttuklarını işte kafanı çarpınca işe yaradı mı yaramadı mı"

"Niye bunu sordun ki"

"Su sen kafanı çarpmadan önce gayet iyiydik ama o gün evden kaçman benden uzak durmaya çalışman soğuk davranman ancak hatırladığın için olabilir"

Daha fazla inkar etmenin bir anlamı yoktu bu yüzden en iyisi kabul etmekti:

"Evet unuttuğum herşeyi özellikle seninle olan kavgamızı ve sonra da kaza yapmamızı"

Savaş ve Gece çok şaşırmıştı ikiside aynı anda bağırdılar:

"Ne!!"

"Ve sana yaptıklarım için de benimle konuşmak istemiyor musun?"

"Evet"

Hayal kırıklığına uğramış gibi suratı asıldı niye bu kadar üzülmüştü verdiğim tepkiden mi yoksa olanlar yüzünden mi belki de ikisi içindi:

"Ee ne olucak şimdi"

"Hiçbirşey ben daha fazla yapılacak birşey olduğunu sanmıyorum"

Dedim ve gitmek üzere ayağa kalktığım sırada Ateş'in beni bileğimden tutmasıyla durdum:

"Ateş bırakır mısın"

"Özel konuşmak istiyorum"

Savaş anlamış olmalı ki Gece'ye gidelim dedikten sonra Gece'nin bileğinden tuttu ama Gece bir anda elini itti yanıma geldi ve diğer bileğimden tutup evden dışarı çıkardı kendimi bir anda  kapının önünde bulmuştum:

"Gece noldu"

"Seni büyük bir dertten kurtardım"

"Yaa ciddiyim çok teşekkür ederim"

"Herzamanki halim cınım"

İkimizde biraz anırdık sakinleşince avludan çıkmak için iki adım ancak atmıştık ki korumalar önümüzü kesti:

"Kendisi durduramayınca sizi mi gönderdi"

"Su hanı-"

"Su hanım falan yok hem Ateş size kesin benden ve benimle ikişkisinden abarta abarta bahsetmiştir yani bizi bırakmazsanın sizi Ateş'e söylerim o da sizi kovar"

Önce biraz düşünser de sonra geri çekildiler biz de hemen çıkıp bir taksiye bindik. Tabii onları şikayet etmek veya kovdurmak gibi bir niyetim yoktu o sadece göz korkutmak için söylenen küçük bir yalandı ama geri çekilmeleri de Ateş'in olmayan bir ilişkiyi onlara var gibi söylemiş olduğunu gösteriyordu. Eve gelmiştik ki benim çantam hatta çantamın yanında birde kıyafetlerim Ateş'te kalmıştı neyseki Gece'nin anahtarı vardı o kapıyı açınca hemen eve uçtum ve tam kendimi yatağa atmış rahatlıycakken Gece konuştu:

"Kalk hadi"

"Nereye"

"Sürpriz hadi"

"Ya daha yeni kavga ettik de geldik bı nefes alalım ya"

"Su hadi şık birşeyler giy ben de hazırlanıp geliyorum"

"Yagg niyeeggg"

Bunu diyene kadar gitmişti bile ben de mecburen hazırlanmaya başladım...
.
.
.
Ueuwuuwuwwu sizce bölüm nasıldıı birde maalesef sınır var bu bölüm sınır gelir gelmez bölüm atarım askolarrrrr

ATEŞ Ve SU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin