Kahkaha attı, kafasına şişe attığım günkü kadar irite edici bir kahkaha değildi. Ya da artık alışmıştım ve belki de hoşuma bile gitmeye başlamıştı.
Ama dört gol attı.
Sakince "Tamam, içeri gir de başka forma vereyim sana," dedim. "Üzerindekini ben giyeceğim."
Dudağının bir kenarı yukarı kıvrıldı.
Kızlar, sıkı tutunun, piç gülüşü geldi.
"Neden?"
"Çünkü Beşiktaş forması giymeyeceksin."
"Neden?"
Kafamı kaldırmadan gözlerinin içine bakmaya çalıştım, böylece daha tehditkâr bakacağımı düşünmüştüm fakat gözleri benden o kadar yukarıdaydı ki surat ifadem muhtemelen cin çarpmışa dönmüştü.
"Kaplumbağa deden," diye tersledim. "Lütfen dediğimi yapar mısın? Dört golü ve siktiri boktan halı saha kuralını unuturum böylece."
Hiçbir şey söylemeden ayakkabılarını çıkarıp kafasını hafifçe eğerek kapıdan içeri girdi. Odamda abimden kalan Trabzonspor forması vardı, odamın kapısının önünde bekleyen Görkem'e şirince tebessüm edip elimdeki formayı ona uzattım. "Bugünlük idare et."
Boka bakar gibi korkunç bir ifadeyle suratıma baktı. "Siksen giymem."
⚽⚽⚽
"Kelimelerim kiyafetsiz, bayıldım!"
Trabzonspor formasının içinde çok KOMİK görünüyordu. Kesinlikle onun renkleri değildi, kıkırdayarak "Trabzonspor'dan ya da Barselona'dan falan teklif gelirse sakın kabul etme," deyip üzerimdeki Beşiktaş formasına göz ucuyla baktım.
Bana Görkem'e yakıştığından daha çok yakışmıştı.
"Hadi gidelim," deyip dış kapıya yöneldi.
"İyi, gidelim, Nwakaeme," diye dalga geçip arkasından yürüdüm.
"Dalga geçme."
"Ne? Yattara mı deseydim?"
"Sussan?"
"Mümkün değil... Şota."
Hiçbir şey söylemeden arabasına bindi ve gelmemi bekledi. Sakince arabaya bindim, ters bir şey söyleseydi kapıyı sertçe kapatacaktım ama hiçbir şey söylemeden öylece durmaya devam etti.
Arabaya yerleşip kemerimi taktım. "Öndeki aracı takip edelim lütfen."
Dehşet içinde bana baktı. Tamam komik değildim de, bu surat ifadesine gerek var mıydı? "Yol boyunca konuşma lütfen."
"Dört gol attın, arabanı çizerim senin."
"Sadece beş dakika sessiz kalırsan üzerindeki forma sonsuza kadar senin olur."
Gözlerimi heyecanla açtım. "Yalancının?"
"Ne yalanı, kızım, delikanlı adam yalan mı söyler?"
Sevinmiştim. "Tamam, süre tut. Sustum."
Gerçekten arabadan inene kadar dudaklarımı aralayıp şarkı bile mırıldanmamıştım. Benim için inanılmaz bir başarıydı, çünkü çenemin yayı öyle gevşekti ki bazen dünyanın en patavatsız insanı oluyordum bu gevezelikle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gol Kralı | Yarı Texting
Teen Fiction"Genç futbolcunun piyasa değeri rekor kırdı! İşte o dudak uçuklatan rakam!" "Dünya yıldızlarının arasında! Altın Sol'un büyük transferi!" "Dünyanın en değerli futbolcuları arasında ilk 100'de tek bir Türk var! İşte Gol Kralı'nın bonservis değeri!" A...
altıncı bölüm,
En başından başla