"Benim şaheserime bakın." İsmail gururla ellerini beline koydu, "Ben yaptım."
"Anasını da sen mi-" Emre, Alioski'nin ağzını kapatıp bana baktı, "Çok iyi olmuşsun kardeşim, yakıyorsun."
Çapkınca gözümü kırptım.
"Bayağı iyi olmuşsun yalnız." Kerem gülümsedi ardından bir anda gözüyle kolumu işaret etti. Ne olduğunu anlamaya çalışırken saat aklıma geldi. Hızla arkama sakladım kolumu.
"Nereye böyle?" Altayla hala aramız düzelmiş sayılmazdı bu yüzden hesap sorarcasına konuşmasına sadece, "Arkadaşla buluşacağız." Diyebildim.
"Senin pek arkadaşın yoktur," Kaşını kaldırdı, "Hayırdır?" Bu kadar soğuk durması enerjimi sömürmüştü.
"Yeni tanıştık sayılır." Başını salladı. Ona bir şeylerden bahsetmediğim her an vicdan azabından ölüyordum. Ve şu sıralar bu vicdan azabı daha çok artmıştı.
Telefonumun çalan melodisiyle İsmail çığlık attı, "Ay, geldi." Benden önce salondan çıkıp kapıyı açtı, "Hadi çabuk ol, bekletme çocuğu."
Arkada yatan Alioski konuştu, "İsmail çok istiyorsan sen git amına koyayım. Gelinin kız kardeşi gibi." İsmail göz devirip Alioskiyle dalaşmaya başladı.
Bende duraksamadan ayakkabımı giydim, "Arda," Kerem'in sesiyle arkamı döndüm, "Sen doğru olanı yapıyorsun." Güven verircesine gülümsedi.
Bende ona karşılık verdim, "Umarım."
"Paran var mı?" Altay'ın sorusuyla Keremle birbirimize bakıp gülümsedik, "Sevgilim diye demiyorum çok düşüncelidir."
"Var." İçeriden kısa bir onaylama sesi geldi.
Telefonum tekrar çaldığı zaman Kerem heyecanla beni itekledi, "Hadi koş koş, gelince de çocuğu anlatacaksın ama."
"Merak etme İsmail salmaz beni zaten." Kahkaha attı. Bende Kenan'ı çok beklettiğimi düşünerek apartmandan bildiğin uçarak indim.
"Merhaba," Elleri cebinde kendini motosiklete yaslanan Kenan sesimi duyunca daldığı yerden gözlerini aldı, "Selam, bir an hiç gelmeyeceksin sandım."
Mahçuplukla ellerim boynumu buldu, "Özür dilerim bizimkiler salmadı."
Üstündeki mavi kot ceketi düzeltti (Kenan'a kot ceketi dehşet yakıştırıyorum maalesef), "Bende şaka yaptım zaten," Gülümseyip bana baktı, "Aç mısın?" Yemek yemediğimi hatırladım, "Birazcık."
Güldü, eliyle burun kemerini sıktı, "Yine güzel bir yer biliyorum." Motorsikletin oturup arkasındaki kaskı bana uzattı, "Hadi gel." Kaskı kafama geçirdikten sonra uzattığı eline tutunarak bindim.
"Sıkı tutun." Uyarıcı ses tonuyla omuzlarına tutundum.
Motosikleti oldukça çevik kullanması, rahat olması şahsen beni de rahatlatmıştı. Yol boyu rahat olup olmadığımı sorgulamış, pozisyonumu düzeltip durmuştu. Şirindi.
Sonunda bir köfteciye geldik, "İn bakalım." Kaskımı çıkartıp indim.
"Burası var ya feci bir şey," İçeri ilerledi, "Kokusundan bile belli oluyor." Söylediğime gülümsedi.
"Merhaba abi iki köfte ekmek alabilir miyiz?" Adamla konuşan Kenan'ı izledim bir süre. Hayatıma bir anda düşmüştü. Meteor misali. Doğru düzgün bir tanışmamız bile olmamıştı aslında ama bu ona kendimi yakın hissetmediğim anlamına gelmiyordu.
Elinde poşetle geldi Kenan yanıma, "Orada yeriz diye düşündüm." Başımı salladım, "İyi düşünmüşsün hadi gidelim."
Kaskı yine başımdan geçirip omuzlarından tutundum.
Poşeti elimde sıkı sıkı tutarken etrafa baktım. Çoktan gecenin karanlığı çökmüştü şehre. Ve bu yüzden motosiklet gezisi ekstra bir keyif sunuyordu sanki.
"Geldik," Uçurumdan biraz uzak park etti motorsikleti, "Bir an yol hiç bitmeyecek sandım." Şakayla karışık güldüm.
"Demek benimle yolculuk sıkıcıydı," Önceki geldiğimiz gibi uçurumun kenarına kuruldu, "Alındım."
Bende yanına kuruldum, "Emin ol önümde sırtından başka bir şey yoktu," Yandan ona baktım, "Sırt çalışıyoruz sanırım?"
Poşeti açıp paketi bana uzattı, "Eh, insanlar bu sırtlara düşüyor." Çapkınca göz kırptı.
Flörtöz tavrıma devam ettim, "Şahsen bende düştüm," Ardından duraksadım, "Büyük ihtimalle ondan başka bir şey göremediğim için." Kahkaha attı, bende onu taklit ettim.
Paketi açıp sakince köfteyi yemeye başladım, "Gerçekten çok güzelmiş." Kocaman açılan gözlerime baktı, "Kesinlikle çok güzel."
Orada oturduk. Baya uzun bir süre de konuştuk. Gündemden, futboldan, hayatlarımızdan... O kadar akıcıydı ki muhabbet inanılmaz keyif almıştım.
"Tamam hızlı soru cevaba hazır mısın?" Yerimde heyecanla doğruldu, "Kesinlikle!"
"En sevdiğin yemek?"
"Kebap, en sevdiğin şarkı?"
"Sezen Aksu'nun tüm şarkıları sanırım." Biraz düşündüm, "Hangi takımlısın?"
"Türkiye de pek takım tutmuyorum. Daha çok Serie A'yı izliyorum, oradan da Juventus. Seninki?"
Bildiği bir soruyu sormuş gibi triplendim, "Benim kolumu kessen kanım sarı lacivert akar." Göğsümü germeme güldü, "Deneyelim istersen?"
Yüzümü buruşturdum, "Hem intihar meyilli hem de mazoşist."
"Bence asıl intihar meyillisi sensin." Karşı atağına omuz silktim.
"Futbol oynuyor musun?" Bacak kaslarına bakılırsa kesinlikle oynuyordu, "Ee herhalde." Beni taklit edercesine göğüslerini gerdi.
Gece boyu kahkahalarımız devam etti, hatta bir ara o kadar çok güldük ki nefes almak için bir süre konuşmadık.
Orada sanırım yaklaşık iki saat öylece oturduk.
"Arda," Fısıltıyla konuştu, "Hmm?" Ona merakla baktım, "İlk tanıştığımızda anlattığın çocuk. Hala devam ediyor mu?" Konuyu ona anlattığımı bile unuttum bir süreliğine.
Hala devam ediyor mu Arda?
"Hala aynıyım sanırım. Unutmak istiyorum ama onunla da olmak istiyorum." Fark ettiğim gerçekle duraksadım, "Ama sanırım artık unutmak istiyorum."
Başını sallayıp uçurumun karşısındaki manzaraya baktı, "Onun yerinde olmak isterdim." Bir şey söylemedim sustum.
"Hadi gidelim," Hevesle kafamı sallayıp kalktım, "Geçte oldu zaten, sizinkiler bu sefer seni mumla arayacak."
Ona hasta olduğum günü anlattığımı hatırladım, "Diğerlerini bilmem ama Altay kesin yapar."
"Altay abin mi?" Motorsikletine kolaylıkla kuruldu.
"Sayılır." Bende arkasına geçtim.
Eve dönüş yolu sakince ilerledi. Büyük ihtimalle son konuşmamızdan dolayı sadece susup eve gitmeyi bekledim.
Evin önüne doğru yaklaştığımızı gördüğüm zaman düşünmeden yerimde hareketlendim, "Teşekkür ederim," Kaskımı çıkartıp arkaya astım onun her zaman yaptığı gibi, "Çok güzel geceydi."
"Rica ederim, benim içinde öyleydi." Yorgun bir şekilde gülümsedi.
"Tekrar yapalım bunu kesinlikle," Zaferle gülümsedi, "Bu saatten sonra seni kolay kolay salmam zaten."
Tam elimi sallayıp iyi geceler dileyecekken apartmanın ağzından Ferdi'nin sesini duydum, "Arda?"
Gelirdi.
.
Ve artık olaylara başlamış bulunmaktayız. Kafamda birkaç ileri bölüm yazıldı bile nslxmsşzö
Ayrıca tatilden döndüğümüz için artık bölümler sık ve sürekli gelecek
Sonraki bölümde görüşürüüzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Bir Beyaz Orkide• Arda×Ferdi
Humor"Hiç mi olmayız Kadıoğlu?" "Değil sen Arda, tüm dünya gelse senle ben olmayız."