Alp beni kendine çekip sarıldı.

O beni bıraktığında ben bırakmadım.

Ensesine yumuşak bir öpücük bıraktım. Yavaş yavaş boynuna geldim. Dudaklarımı usulca degdiriyordum.

Kulağının altına geldiğimde burnumun ucunu tenine degdirerek yukarı çıktım.

Alp de elini belime yerleştirmişti.

Dudaklarımı yavaşça kulağına değdirdim. Nefesimi ona ufluyordum.

"Alp..."

Sesimi elimden geldiğince tahrik edici kullanmistim. Alp de tahrik olmuştu. Kulaklarına kadar titremişti.

"Yasemin..."
"Çok küçüktü. Hiçbir şey hissedemedim."

Direkt geri çekildim. Alp mal gibi kalmıştı.

Çantamı alıp arabadan indim. Alp kendine gelmekte biraz zorlanmıştı.

Ben eve girerken Arabadan indi.

"YASEMİN!"

Kornaya da basmıştı ama ben coktan eve girmiştim. Hakettiğini bulmuştu sonunda.

Sen benim dudaklarıma laf edene kadar kendine bak önce.

O kadar keyiflenmistim ki kendimi güzel bir dusla şımartıp uyudum.

*******
-Selin

Bir araba sesi ile uyandım. Gökhan benden önce kalkmıştı. Aşağı indim.

Gökhan kapıda abimle sarılıyordu.

"Abi!"

Gökhan bırakır bırakmaz ona sarıldım.

Yüzüne bir sürü öpücük bıraktım.

"Niye akşam gelmedin?"

Abim afalladı.

"Evrak işleriyle uğraşınca yola hemen çıkamadık."

Ona tekrar sarıldım.

Gökhan beni ondan ayırdı.

"Bence Alp bi dus alsın. Kaç gündür içerde."
"Yok ya ben gelmeden önce duş aldım."
"Nerede?"
"Ya amma soru sordunuz. Hakim bu kadar sormadı."

Hep beraber içeri geçtik. Koltuğa oturduk. Hemen abimin yanına oturdum.

Abim Gökhan'a baktı.

"Gökhan sen bizi bi yalnız bıraksana. "

Gökhan başını öne eğip evden çıktı.

Abim de geri çekildi. Aramıza biraz mesafe koydu.

"Abi?"
"Selin nolur ben konusayım beni dinle."

Sustum.

"Böyle bir şeyi bunca zaman nasıl sakladın? Niye sakladın? Böyle sorulara girmicem. Anlatmak kolay değil. En azından kelimelerle. Göstermeye çok calismissindir eminim. Ben mal olduğum için görmemişimdir. Şu an senin yüzüne bakarken bile o kadar utanıyorum ve mahcubum ki. Yasemin olmasa ben içerden çıkmazdım."
"Benim için değil ama onun için mi çıktın?"
"Ben o hapse senin için girdim. Sana yaşatılanların cezasını çekmek için."
"Niye tek suçlu senmissin gibi sadece sen ceza çekiyorsun? Abi sen benim aklıma gelemeyecek şeyleri bile yapmıssın o şerefsize. Ben daha sana ne diyebilirim ki? Artık lütfen bu olanları geride bırakalım. Yeni bir sayfa açalım."
"Haklısın haklısın. Gökhan da bir şeylerden bahsetmişti zaten."
"Kizmadin dimi? "

Abim saçımla oynadı ve gülümsedi

"Sevindim. Seni canımdan çok güvendiğim birine emanet edebilirim sonunda."

Abimle. Sarıldık ve bir süre öyle kaldık.

-Orkun

İstanbul'a gelince koraylara gittim. Sabah kötü ayrılmıştık. Aramızı düzeltmek istedim.

Yağmur yağıyordu. En azından yağmuru seven bir bünyem vardı. Biraz islanmistim ama bu sorun değildi.

Koraylarin evine varmistim. Zile basıp kapının açılmasını bekledim.

Uzun süre kimse açmayınca Korayı aradım. Koray telefonu acmadı

"Allah Allâh. Ne oluyor?"

Elif'i aradım. Elif ağlıyordu.

"Elif? Ne oluyor?"
"Orkun git. Abim seni içeri almama izin vermiyor."
"Nedenmiş o?"

Elif daha çok ağlamaya başladı. Telefon elinden alındı. Koray konuşmaya başladı.

"Selin ve Gökhan'ı ne zamandır benden saklıyordun?"

Şoke olmuştum.

"Kimle kimi? Ne diyorsun oğlum sen?"
"Sana güvenmekle en başından hata yaptım. Elif'e de söylemişsin. Lan ben bir tek sana anlattım sırrımı. Nasıl yaparsın bunu."
"Koray özür dilerim. Eşşeklik ettim. Aç şu kapıyı da konuşalım."
"Bundan sonra evimin yakınına bile gelme Orkun. Kız kardeşimden de uzak duracaksın."
"Koray beni bi dinle-"

Telefon kapandı.

Elif camdan bana bakıyordu. Ağlıyordu. Yağmur çok yağmaya başladığı için gözlerimi açık tutamadım.

Koray gelip Elif'i aldı. Perdeyi de çekti.

Bende daha fazla bir şey demeden oradan ayrıldım.

Gözlerim dolmuştu. Her şeyle herkesle aynı anda uğraşmak zor gelmişti.

Kimseye bir zararım olmasın herkesle iyi olayım derken daha çok boka bulaşmıştım.

Biraz uzaklaştıktan sonra kaldırımın kenarına oturdum ve sigaramı yaktım.

Yanimda bir ara durdu. Arabanın farı beni kör etmişti sanki. İçinden bir adam çıktı. Ayağa kalktım.

"Ateşin var mı delikanlı?"

Elimdeki çakmağı uzattım.

"Al dayı kullan."
"Yağmur yağarken açıkta sigara mi icilirmis hiç?"
"Adam dertli olunca öyle bir içiliyor ki dayi. Okyanusun dibinde de olsan yakıp içiyorsun."
"Bilmem mi.... bilmem mi..."

Bu da günün son bölümü. Sonraki bölümde üçüncü kısım bitecek. Dördüncü kısımda bizi nelerin bekleyeceğini sonraki bölüm gösterecek.

İyi okumalarrrr

Hepiniz öpüldünüz bebisleerrrrr

Abimin arkadaşı (+18) -Yeniden YazılıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin