Sehun şaşkınlıkla Jongin'in yüzüne dikkatlice baktı. Mavi gözlerini Jongin'in gözlerine dikip bir süre neden bahsettiğini anlamaya çalıştı.
"Ne demeye çalıştığını açıklayacak mısın?"
"Sen Luhan'ı seviyorsun. Bu yüzden de onu farkında olmadan sahiplenerek, kıskançlık krizlerine giriyorsun. Ama kendi duygularına o kadar yabancısın ki, bir başkası sana bunları söylediğinde şoka girip sanki yasak bir şey söylemiş gibi davranıyorsun. Kendi kendine resmen yalan söylüyorsun!"
Sehun, nedense itiraz edecek gücü kendisinde bulamadı. Her nasılsa Jongin'in söyledikleri içindeki soru işaretlerinin cevaplarının aydınlanmasına neden olmuştu. Bu yüzden aksi bir şey söylemedi.
"Bana karşı tavrının neden bir anda sertleştiğini sorabilir miyim?"
Sehun ve Jongin bu konuşmayı yaparlarken, Ebeveynlerinin yanlarında olduğunu unutmuştu. Eric ve Matt sessizce konuşulanları dinliyor, arada da birbirlerine anlamlı bakışlar atıyorlardı.
"Çünkü onu deli gibi kıskanıyorum. Ona gösterdiğin ilginin onda birini bile benimle birlikte olduğun zaman bile göstermemiştin. Sen böyle davrandıkça benim canım acıyor. Etrafındaki insanlar senin gibi kör değiller. İkinizin arasında neler olup bittiğini görebiliyorlar."
Sehun iyice afallamıştı. Jongin'in hâlâ kendisine âşık olduğunu öğrenmek onu çok şaşırtmıştı. Onlar geçmişte çok iyi vakit geçiren bir çift olsalar da, aralarında hislerin konusu geçmemişti. O yüzden Sehun bu kadar şaşkın ve üzgündü.
Uzun uzun birbirlerine baktılar. Sehun derin bir nefes alarak yerinden kalktı ve Jongin'in kulağına eğilerek fısıldadı.
"Özür dilerim Jongin."
Dedi tüm içtenliğiyle...
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Luhan, Wallace Huo kendisini eve bırakırken akşamının kötü başlayıp, bu derece keyifli geçeceğini tahmin bile edemezdi. Wallace'a karşı önyargılı olduğunu o zaman anladı. Kafasını karıştıran düşüncelerden uzak güzel bir akşam geçirmek, onu biraz olsun rahatlatmıştı.
Adam arabası ile evin önünden uzaklaşırken, kapının önünde bir süre oyalandı. Kafasını kaldırıp bir süre gökyüzüne baktığında beklemediği biriyle karşılaştı.
"İçeri girmeye niyetin yok galiba. Yoksa burada mı yatacaksın Lulu?"
Luhan kafasını çevirip baktığında Baekhyun'un kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde, yüzünde bir gülümsemeyle izlediğini gördü. O da anında yüzüne yayılan gülümsemesiyle yanına gitti.
"Ne zamandır burada durmuş beni izliyorsun?"
"Keyfinin yerinde olduğunu görmeye yetecek kadar."
İkisi gülüşerek eve girdiklerinde, sinsice izlendiklerinin bilincinde bile değillerdi.
*-*-*-*-*-*-*-*
Başka bir yerde...
Eric ellerini arkasında birleştirmiş odada bir ileri bir geri yürürken, Matt her zamanki gibi sakin bir şekilde onu izliyordu.
Sehun ise başka bir köşede oturmuş, karma karışık olmuş düşünceleriyle boğuşuyordu. O an o odada bulunan enerjisi en yüksek kişi kesinlikle Jongin'di.
Yemekte konuşulanları uzatmadığı gibi, sanki hiç konuşulmamış gibi normal davranıyordu.
Eric ve Matt onun bu canlılığından, enerjisinden oldukça etkilenmişlerdi etkilenmesine, fakat Sehun'un yüz ifadesinden Luhan'ı düşündüğünü görebiliyorlardı. Yine de bununla ilgili bir şey söylemek istememişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MYTH
AdventureAğır adımlar ile odanın içinde ilerlerken, karanlığın bütün nimetlerinden yararlanmak oldukça hoşuna gidiyordu. O ana kadar hiç yapmadığı bir şey yapıp duvara yaslandı ve uyuyan kişiyi uzun bir süre seyretti. Onun yatakta dönüp duruşunu izledi. uya...
13. Bölüm - Beklenmedik İtiraf
En başından başla