"Özür dilerim," dedi elini ensesine götürürken. Saçlarımı gösterdi boşta kalan eliyle. "Saçların bebek gibi kokuyor."

Biraz şaşırsam da onu terslemek istemiyordum. "Kafa derimde egzama var. Normal şampuanları kullanamıyorum."

Kafasını salladı. "Ben kendi kokun sanmıştım."

"Kerim abi buralarda mı?" diye sordum konuyu değiştirerek. Kendimle ilgili konuşmaya başlarsak muhtemelen ona bir dizi yalan söylemek zorunda kalacaktım. Yalan söylemek isteyeceğim biri değildi.

"Mutfakta, annemle turta yapmaya çalışıyorlar." dedi gülerek.

"Turta mı?" dedim kaşlarımı çatarak. "Menüde turtaya rastlamamıştım."

"Yok zaten ama koymayı düşünüyorlar. Tabi yapabilirlerse." Ona bakarken arkasındaki duvara gözüm takıldı. Saat neredeyse gece yarısına geliyordu. Hafta sonları burası geç saatlerde alkol satılan bir yere dönüşüyordu. Barış izinli olduğu için onun yerine ben bakacaktım. Her türlü alkollü içeceğin kokusu bile beni rahatsız ederken bunu nasıl yapacağım merak konusuydu.

"Bakar mısınız?"

"Size iyi şanslar." dedim gülümseyerek. Bu sefer ki zoraki olmamıştı. Masaya doğru ilerlerken sarışın bir çocuk bana el salladı. 7-8 yaşlarında bir çocuktu. Daha yakınına geldiğimde gözlerinin rengi içimde bir yerlerin kıpırdamasına neden oldu. Kehribar rengine sahip gözleri bana içten bir gülümsemeyle bakarken yutkundum. Annesi bana özür dilermiş gibi bakıp onu kucağına alırken bende ona el salladım.

"Viski var mı?" Tanıdık sesin geldiği yöne doğru kafamı çevirdiğimde ayaklarım olduğu yere mıhlanmıştı.

Yayvanca güldü. "İnsanların arasına karışmak iyi hissettiriyor olmalı."

Ne tepki vereceğimi bilmeyen bakışlarla ona bakarken o çok rahattı. "Viski?"

"Ne istiyorsun?" diye sordum sert bir sesle.

"Bir düşüneyim," dedi düşünürmüş gibi yaparak. Sonra gerçekten söyleyecekleri yeni aklına geliyormuş gibi konuştu. "Kafenin tamamını alabiliyor muyuz?"

Bu sözler bana bir yerden tanıdık gelse de şuan zihnim allak bullaktı. Konuşmadığımı görünce gülüşü yüzüne daha fazla yayılmıştı. "Geçen gece ki şovun etkileyiciydi. Diyorum ki... Bu geceye bir yenisi daha eklense." Çenesiyle gösterdiği yöne doğru baktığımda gülerek içeri giren Kerim abi ve Elif ablayı gördüm.

Gözlerim irileşirken korkuyla bir iki adım geriledim. "Kadere inanır mısın?" diye sordu keskin bir sesle. "Bazıları insanların kaderlerinin çoktan yazılı olduğunu söyler." Masaya sertçe silahını koyduğunda içimden bir ses kaçmam için yalvarıyordu. "Ama ben insanların kendi seçimlerini yaşadıklarına inanan bir adamım."

"Lütfen," diye fısıldadım bize dönen bir kaç göze aldırış etmeden. "Onlara zarar veremezsin."

"Seçimi sen yapacaksın."

"Benden ne istiyorsun?" diye sordum ağlamaklı bir sesle.

"Çok fazla bir şey değil. Benimle geleceksin." Ayağa kalktığında silahıda eline almıştı. Bir kadın çığlık atmaya başladığında, kucağında duran sarışın çocuk az önce bana el sallıyan çocuktu. Annesinin korku dolu yüzüne bakıp ağlamaya başladığında ellerim titremeye başlamıştı.

GÖLGEWhere stories live. Discover now