Gül Oya'nın açıklamasından sonra Beren yerine yaslandı. Aslında bebeğinin olacağını öğrendiğinden beri kendisine bu soruyu soruyordu. Tamam aşırı derecede bu olaya karşı değildi. Ancak o kadar korunduktan sonra bebeğin olması gerçekten de canını sıkmıştı. Kendisini inanılmaz aldatılmış hissediyordu. Tüm bunlara rağmen bebeğinin olacağı kalbine kesinlikle kötü şeyler yapmıyordu. Aksine güzel şeylerin olacağını fısıldıyordu. Haftaya yedinci haftası olacaktı ve bebeğinin ilk kez kalp sesini dinleyecekti. Heyecanlıydı; aynı zamanda da endişeliydi de.

"Ben Gaye kadar katı düşünmüyorum. Ama endişelerim çok daha fazla. Can'ın sürekli yaşlılık bunalımları yetmezmiş gibi şimdi bir de bebeğimizin bakımı olmaya başlayacak. Can sürekli ilgi bekleyen bir erkek! Yemin ederim kız olsaydı şu anda evde kalmıştı. Hiçbir erkek ona tahammül edemezdi."

"Ay sen hala Can'ın o sorunuyla mı uğraşıyorsun? Beroş ben sana ne dedim? Şayet Can'ın o hallerinden bunaldıysan, aynı şeyi sen de ona yap!" Gaye'nin sinirli çıkışından sonra araya hemen Karya girdi.

"Saçmalama Gaye, sen de sakin bu delinin dediklerini yapma. Ya konuş onunla. Konuşmak insanın becerebildiği en güzel şey bence. Hem sana bir sır vereyim; bebek olduğu zaman o eski Can'dan eser kalmaz," diye bu konuşmayı hızla sonlandırdı Karya.

"Ben Nazlı'yı tekrardan arayayım, nerede kaldı bu kız?" diye Gül Oya yerinden kalktı ve kapının oraya doğru yürümeye başladı. Bu gürültüde birbirlerini zor duyuyorlardı, telefonda karşı tarafı duymak daha zor olacaktı.

Gül Oya gittikten sonra ağdadan çıkan Nil en seksi yürümesiyle kızların yanına geldi ve biraz önce kalkan Gül Oya'nın yerine oturdu. Birkaç saniye sonra da İsot geldi ve onun oturduğu koltuğun kenarına oturdu. Karya ve Gaye göz göze gelip birbirlerine imalı bir bakış attı.

Nil'le İsot'un aşkı gruptaki en bomba haberdi. Ve hiç eskimiyordu da. Yaptıkları her konuşma, diyalog ve hareket gruptakilerin hep gözetimi altında oluyorlardı. Birbirlerini inanılmaz derece çok seviyorlardı. Hiç kavga etmedikleri gibi Nil'den öğrendiklerine göre; kesinlikle ten uyumları mükemmeldi. Bunun yani sıra ilişkileri hakkında İsot'tan çok daha fazla bilgi alıyorlardı. Zaten genelde toplaştıklarında İsot kızların yanında takılıp magazin gündemlerini sarf ederken, Nil erkeklerle maç izlemeyi seçerdi. Nil kesinlikle Gaye'den daha beterdi.

"Ağdanı İsot'a yaptırdığına inanmıyorum Nil!" Beren yüzünü buruşturup başını iki yana salladı. Aynı işlemi Can'ın kendisine yaptığını hayal etti ve açıkçası manzara pek de seksi değildi.

Nil saatine bakarken, Beren'in cümlesiyle kaşlarını çatıp ona baktı. "Ne alaka kızım ya? Neden inanamıyormuşsun? Sanki görmediği bir şey de!" dedi son derece normal bir şeymiş gibi.

Aslında bu fikir Gaye'ye mantıklı gelmişti gelmesine ama o da tıpkı Beren'in düşüncesi gibi aynı işlemi Mehmet'in kendisine yaptığını hayal etmişti. Hatta bu yetmemiş kendisinin de buna benzer bir şeyi Mehmet'e yaparken hayal etmişti. Çok etik bir hareket değildi.

"Değişik bir bakış açısı tabii. Hem alan mutluysa sorun yok!" dedi Gaye ortamı renklendirmek amaçlı.

"Neden memnun olmayacakmışım canım? Benden daha iyi alan mı var," deyip İsot havalı bir şekilde bakışlarını attı kızlara. Ve akabinde de ekledi. "İsterseniz sizinkini de alırım şekerler."

İsot'un önerisini sadece başını sallayan kızlar kahkahalarını içlerinden atmayı seçtiler. Zira İsot'lu bir ağda macerasına ne kendileri hazırdı, ne de sevdikleri erkekler.

"Benim şimdi gitmem lazım, halletmem gereken işlerim var. Akşam evde görüşürüz bebeğim," diyerek ayaklandı Nil.

İsot hemen burun kıvırdı. "Ama bugün birlikte bir şeyler yapacaktık sevgilim, ne işi bu?" diye sorguya çekti.

AŞK MEŞK SAÇMALIKLARI VESAİRE (#3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin