"Aydan bütün formaliteleri atlayalım ve gidip nikah tarihi alalım. Zaten söz nişan derken bir sürü gereksiz zaman harcanacak. İki gün sonra annen geldiğinde aile arasında evde yüzük takarız ne dersin?"

Şaşırmıştım. Ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne baktığımda gerçekten çok ciddi göründüğünü farkettim. Neden bilmiyorum ama,

"Tamam öyle yapalım annemle konuşalım ve hazırlıklara başlayalım" dedim.

"Gerçekten kabul ettin mi?"

Ben bile kabul ettiğime inanamazken o nasıl inanacaktı.

"Hadi hangi evraklar lazım öğrenelim ve yarın hazırlayıp başvurumuzu yapalım. Neden uzatalım ki."

"Tamam o zaman" dedi.

*******

Bugün evraklarımız hazırlamıştık. Nikah için gün almaya gidecektik. Alkın gelene kadar evraklarımı tekrar kontrol ettim.

Nüfus cüzdanı aslı ve fotokopisi, Beş adet resim, Sağlık raporu hepsi tamam. Ben bunlara bakarken Alkın gelmişti bile. Arabadan inmesini beklemeden hızlıca giderek yanındaki yerimi aldım. Evraklarımın hazır olduğunu söyleyip evlendirme dairesine gittik.

Başvurumuzu yaptık ve bir hafta sonrasına gün verdiler. Ben bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum ve Alkın'a da çok erken olduğunu söyledim ama o kararını çoktan vermişti. İtirazlarım onun üzerinde bir işe yaramadı.

"Şimdi yüzük takma töreni için alışverişe gitmemiz lazım."

"Ne gerek var evde takarız demiştik kendi dolabımdan bir şey giyerim zaten kim olacak ki?" dedim.

"Teyzenle Nida'da gelecek tabii Turan'da. Benim tarafımdan kimse yok. Aycan'ı da sen ararsın artık. Az kişi olması ciddiye almayacağımız anlamına gelmiyor. En azından güzel bir kıyafet ve takılar almamız gerekmez mi?"

"Teyzemle kuzenimde mi geliyor?"

Şaşırmıştım. Nida'yı arayıp Alkın'la evlenme kararı aldığımızı söylemek istiyordum ama en son nasıl ayrıldığımız aklıma gelince bundan vazgeçmiştim. Peki, şimdi bu nasıl olmuştu?

"Sen mi haber verdin teyzemlere?"

"Elbette aşkım ben haber verdim. Neden yanlış bir şey mi yaptım?"

Yanlış değildi yaptığı. Aslında çok da sevinmiştim. Belki de bu aramızdaki sorunları çözüp eskisi gibi olmamıza sebep olurdu. Belki de tekrar Turan'la birlikte olurlardı. İçime bir sevinç yerleşti bunları düşündükten sonra. Her şey yavaşça yoluna mı giriyordu?

"Hayır tabii ki yanlış bir şey yapmadın. Hatta benim yapmaya cesaret edemediğim şeyi yapmışsın. Belki bu sayede aramız da düzelir. Turan'la da barışırlar. Olur değil mi Alkın?"

İçimden taşan bir coşkuyla söylemiştim bunu. O da bunu fark etmiş olmalı ki,

"Her şey yoluna girecek canım merak etme. Biz şimdi kendi işlerimize yoğunlaşalım. Farkındaysan çok işimiz var."

"Neden çok işimiz var anlamıyorum? Yüzükleri evde aile arasında takacağız. Diğeri zaten nikah. Yani Alkın çok fazla bir işimiz yok. "

"Hayır. Sen neden böylesin? Neden bu kadar hafife alıyorsun? Benim nikah istememin sebebi çok fazla uzamaması birlikteliğimizin. Bir an önce seni karım olarak yanımda evimizde görmek istiyorum. Bu nedenle beni dinlemek zorundasın."

Bunu söylerken bir yandan da baş ve işaret parmağıyla çenemi tutmuş gözlerinin içine bakmamı sağlamıştı. Son bir defa daha şansımı denedim.

"Gerçekten bunları almamızı istiyor musun? Yoksa benim üzüleceğimi daha sonra pişman olacağımı düşündüğün için mi istiyorsun?" dedim.

"İstiyorum ve fazla uzadı. Hadi şimdi ilk iş yüzükleri ve giyeceğin kıyafeti alalım. Diğer işler için annenden yardım alırız."

Cevap vermemi beklemeden de elimden tutarak beni kendine çekti. Hızlıca yüzükleri almak için bir kuyumcuya girdik. Birkaç modelden sonra en çok hoşumuza gideni alarak çıktık. Mağazalara bakarak ilerlerken nasıl bir elbise alacağım konusunda fikrim bile yoktu. Tamamen kendimi Alkın'ın seçimlerine teslim etmiştim.

Büyük bir mağazanın önüne geldiğimizde zaten kafasında burası olduğu hareketlerinin netliğinden belli oluyordu. Hiç beklemeden içeri girerek bizi karşılayan görevliye beni göstererek konuştu,

"Merhaba sözlüm için sipariş ettiğim kıyafetler hazır mı?"

Neler olduğunu anlayamamış bir vaziyette aralarında ki konuşmayı dinliyordum.

"Evet Alkın Bey hepsi hazır. Gönderdiğiniz takılarda az önce geldi efendim. Hanımefendiyi arka tarafa alalım arkadaşlarımız kendisine yardımcı olacak. Başını sallayan Alkın beni belimden tutarak,

"Hadi aşkım bayanı takip et ve kıyafetini dene bakalım sende beğenecek misin?"

Bana söyleneni itiraz etmeden yerine getirmek için görevlinin arkasından giderek arkada benim için hazırlanmış odaya girdim. Gördüklerim beni şok etmişti. Ne zaman bunları almıştı. Kadının bana uzattığı elbiseyi görünce gözlerim kamaştı. Bu kadar ince bir zevk inanılmaz diye düşündüm. Eğer kendim almaya kalksam bu kadarını almam mümkün değildi. Görüntüsünden çok pahalı olduğu belli olan kıyafeti elime aldım denemek için.

Pudra rengi dize kadar uzanan kolsuz etek kısmında danteller olan bel kısmı aynı rengin bir ton koyusu bir kurdele ile hareketlendirilmiş zariflik abidesi bir elbise seçilmişti benim için Üzerime giydiğimde sanki ölçülerim alınarak yapılmış gibi oturmuştu. Tam Alkın'a göstermek için çıkacakken önüme gelen ayakkabılar beni bir kere daha şaşırtmıştı.

"Bunu da mı o hazırlattı?" dedim.

Gülümseyen bayan başını sallayarak sorumu cevaplamış oldu. Ama ben ayakkabıları denerken bu defa konuşarak cevapladı merak ettiklerimi,

"Bu kadar da değil Aydan Hanım. Çantanız, küpeleriniz ve kolyeniz de burada."

Kadının getirdiği kutuları açınca artık şaşırmamaya karar verdim. Zarif, ortasında büyük bir taş olan kenarları küçük taşlarla süslü bir küpe ve ince bir zincirin uzunda aynı küpelerin eşi olan kolye. Saçlarımı da ensemde dağınık bir topuz yaparak kendimi müstakbel eşime göstermek için ön tarafa yanına geldim. Başını kaldırıp beni baştan aşağı süzerken yüzündeki ifade onun için her şeyi yapabileceğimi hissettirmişti bana.

Yanıma yaklaşarak elini uzattı. Gözlerimi gözlerinden ayırmadan uzattığı o sıcacık eli tuttum. Beni kendine çekerek bir elini belime koydu. Kulağıma eğilerek arsızca fısıldadı,

"Şimdi daha da emin oldum bir an önce evlenmemiz gerektiğine. İnanılmazsın. Sanki her an uyanacağım bir rüya gibi. Bu yüzden uyanmadan benim olmalısın. Seni seviyorum.

BİR PARÇA AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin