Bölüm 3;Küt!

En başından başla
                                    

Beyonce-Irreplaceable

   Uyandığımda saat tamı tamına 07:00'di.Hazırlanmam ve kahvaltı yapmam için bir saatim vardı.Dün geç yattığımdan uyanmak için kendimi yataktan atmam gerekti.Daha sonra da tam olarak uyanmak için kafamı musluğun altında tutmak zorunda kaldım.Ayıldığımdan emin olunca elbise dolabındaki kıyafetleri karıştırdım.Kıyafetlerim,kitaplarım ve CDlerim ancak bugün Londra'ya ulaşacaktı.Bu yüzden bende bugünlük bu kıyafetlerle yetinmek zorundaydım.Elbise dolabını iyice karıştırdım.Aslında bakarsan kıyafetler hiç de fena sayılmazdı.Beş dakika kadar yerde oturup ne giyeceğimi düşündükten sonra bordo geniş bir tişört,dar kot pantolon ve kısa botlarda karar kıldım.Kıyafet seçme eziyeti bitince saçımı hemencecik düzleştirdim.Kısa oldukları için düzleştirmek uzun sürmüyordu.Ama artık saçlarım uzasın istiyordum.Uzun süredir kestirmediğim içinde her zamankindan daha uzundu.Uzun olan kısmı yani önleri omuzlarıma değiyordu.Normalde kahverengiydiler ama Tom ve annemin düğününden önce annemin aşırı ısrarıyla siyaha boyatmıştım.Pişman mıydım?Değildim.Açıkçası böyle daha parlak görünüyorlardı.Makyaj konusuna gelincede pek sevdiğim söylenemezdi.Banyoda ki çekmeceleri karıştırırken,çekmecelerin birinde kozmetik ürünleri buldum.Suratıma daha kusursuz görünmesi için hafif fondöten sürdüm.Onun dışında suratıma başka birşey sürmedim.İşim bitince aynada suratıma baktım.Biraz solgundum.Makyaj yapmama fikrimi tekrar gözden geçirmeye karar verdim.Kozmetik çekmecesine tekrar yumuldum.Tişörtümün renginde bir ruj bulunca çekmeceyi kapattım ve ruju dudağıma sürdüm.Böyle çok daha iyiydi.Ne fazla abartılı ne de fazla sade.Görünüşümden emin olunca banyodaki boy aynasından görüntüme baktım.Gerçekten de hoş görünüyordum.Dar pantolon uzun bacaklarımı çok güzel göstermişti.Sanırım tek artım bacaklarımdı.Yüzüme gelince de fena sayılmazdım.Aslında öyle dış görünüşüyle ilgilenen biri değildim.Ama arada sırada Adam'ın sevgilileriyle kendimi karşılaştırdığımda olmuştu.Zeytuni bir tene sahiptim.Gözlerim yeşil,dudaklarım dolgundu.Ayrıca yayvan bir burna sahiptim.Genelde bütün özelliklerim babama çekmişti.Annem benim aksime sarışındı.Benden çok daha güzeldi.Ona çeken tek yönüm vücut hatlarımdı.

Birinin kapıyı tıklatmasıyla irkildim.

-"Efendim?" dedim başımı banyonun kapısından uzatırken.Gelen annemdi.

-"Robyn,tatlım kahvaltıya başlıyoruz."

-"Tamam,hemen geliyorum."

Banyodan çıkıp yerde duran sırt çantamı alıp odadan çıktım.Aşağıya indiğimde annem beni görünce ıslık çaldı ve Tom GÜLDÜ.

-"Anneee,yapma."

Çok utanmıştım.Fermuar çeker gibi elini ağzının üstünde soldan sağa doğru hareket ettirdi.Sonrada kocaman gülümsedi.Bende gülümsemesine karşılık verdim.

Tom'la annem konuşa konuşa kahvaltılarını yaparken,ben sadece kahvaltıma odaklandım.Canım hiç birşey istemiyordu.Midem bulanıyordu.Çünkü çok heyecanlanmıştım.Hiç birşey yemeden masadan kalktım.

-"Ben doydum.Eee ne yapıyoruz?"

Tom hızla ayağa kalktı.

-"Sana bir sürprizim var." dedi.Soru sorar gibi anneme baktım.

-"Bana bakma bende bilmiyorum." dedi annem.

Harika!Sürprizlerden nefret ederdim!Tom'un ardından onunla birlikte dışarı çıktım.Hava bulutluydu.Annem bana ceket almak için yukarı çıkarken ben Tom'u takip ettim.Evin önündeki gri cipin kaputuna elini koyarak;

-''Beğendin mi?'' dedi.Aman Tanrım!Hayır,hayır bu kesinlikle olamazdı.Bana araba almış olamazdı.

-''Bu,bu benim mi?'' derken kekelemiştim.

-''Evet.Bugün okulun yerini göstermek için seni ben götürürüm ama yarın sen kendin gidebilirsin.'' dedi.Şaşkınlıktan ağzım açık kalmıştı.Pekala,lafımı geri alıyorum.Bu hediyeye bayılmıştım!Sevinçten küçük bir çığlık attım.

-''Teşekkür ederim Tom.Gerçekten çok teşekkür ederim!''

-''Önemli değil,sen arabanın keyfini çıkar.''dedi ve arabanın anahtarını bana doğru uzattı.Arkamda duran anneme döndüm.Elinde ceketle bizi izliyordu ve kesinlikle çok mutluydu.

*

-''Okul çıkışı seni alması için birini göndereceğim.Okul işine gelince de ben herşeyi hallettim.Yalnızca öğrenci işlerine gidip onay vermen gerek.'' dedi Tom,arabayı okulun bahçesine yanaştırırken.

-''Sorun değil ben hallederim.Tekrar çok teşekkür ederim Tom.''

-''Teşekküre gerek yok.Sen tadını çıkar yeter.Ha bu arada  yeni okulunda iyi şanslar.''

-''Saol.'' dedim ve arabadan indim.Tom'un arabayla okuldan uzaklaşmasını izledim.Şuan o arabada onunla olmak için nelerimi vermezdim diye düşündüm.Okul dışardan sanki bana ''BURDA BRONX'LU FAKİR KIZA YER YOK!'' diye haykırıyordu.Bir müddet daha bekledim.Korkak gibi davranmaktan vazgeçmeliydim.Bütün cesaretimi  toplayıp okula doğru yürümeye başladım.Bahçe çoktan birbirine kaynaşmış öğrencilerle doluydu.Tam da tahmin ettiğim gibi etraf daima pembe ve topuklu ayakkabı giyen kızlarla çevriliydi.Erkekler ise...yakışıklıydılar.Kolejli çocuklar neden hep yakışıklı olmak zorundaydılar ki?Bu bir kural falan mıydı?İç çektim.Ve tabii ki birde sporcular ve ponpon kızlar vardı.Bir araya toplanmışlardı ve koyu bir sohbete dalmışlardı.İçlerinden biri beni farkedip yanındaki sarışın kıza beni işaret etti.Onları umursamadan hızlı adımlarla okula girdim ve öğrenci işlerini aramaya koyuldum.Çok çabuk öğrenci işlerini buldum.Oda çok kalabalıktı.İçerisi sakinleşinceye kadar bir köşede bekledim,sonrada masanın başında duran kadına doğru yürüdüm.

-''Robyn Stewart?'' diye sordu danışman kadın.

-''Evet,benim.''

Masanın çekmecesinden bir dosya çıkarıp;

-''Burayı imzalaman gerek canım.'' dedi.Gösterdiği yeri çabucak imzaladım.

-''Sınıfın bu koridorun sonunda.Ve çok şanslısın,dolabında tam olarak sınıfının çaprazında.İlk dersin Bay Faris'e.Maalesef Bay Faris bugün okulda yok.Sana tavsiyem boş zamanını kafeteryada geçir.''

  Evet!Gerçekten bu çok iyi bir haberdi.Bütün gün onca kitabı taşımak zorunda kalmayacaktım.Kafeterya tavsiyeside ilgi çekiciydi doğrusu.

Danışman kadın kağıda birşeyler karalayıp bana doğru uzattı.

-"Bu da dolabının şifresi."

-"Teşekkür ederim."

-"Okulumuza hoşgeldin.Notlarına bakılırsa başarılı olacağın kesin.Sadece seni korkutmalarına izin verme tatlım."

-"Uyarınızı dikkate alacağım."dedim ve odadan çıktım.İlk olarak dolabımı bulup öğleden sonraki derslerin kitaplarını dolaba yerleştirdim.İlk dersim boş olduğu için danışman kadının önerisine uyup zamanımı okulun kafeteryasında geçirecektim.Dolabımı kapattım.Merdivenlere yürürken sınıflardan birinin kapısının sertçe açılmasıyla kafamı "küt" diye çarpıp,çarpmanın etkisiyle yeri boyladım.Alnımdan gözüme doğru sıcak birşeyler akıyor gibiydi.Amam be!Kafamı yarmıştım!Görüşüm çarpmanın etkisiyle ve kanın gözüme akmasıyla bulanıktı.Ama kapıyı sert açan gerizekalının kim olduğunu görmek için direndim.Dünkü sarışın mankafa,kapının yanında durmuş korku dolu gözlerle bana bakıyordu.

Hayvan.

Sonra dayanamadım ve kendimi boşluğa bıraktım.Tek hatırladığım sarışının kafasını kaldırıma sürterek çıkardığım kıvılcımların hayaliydi.ONU ÖLDÜRECEKTİM!

-Bölüm Sonu-

YeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin