"Asla ama asla senin olmayacağım" dedim suratına tükürür gibi. Bileklerimi daha çok sıkmasını önemsemeyip ona kafa tutuyordum.

"Bugün büyük gün. Bugün seninle bir ilk yaşayacağız güzel kız. Yani senin ilkin olacak benim değil! Çok eğleneceğiz çok"

Şüpheci gözlerle ona bakıp :

"Ne gibi bir oyun bu?" Dedim.

"Rus ruleti gibi düşün. Okan yapamadı, Rüzgar başaramadı, sıra bende. Kurşun bende patlayacak!" Dedi ve Rüzgar'a döndü. Rüzgar oturduğu sandalyede çırpınıyordu. Ve bana bir şeyler söylemeye çalışıyordu fakat ağzındaki bant sayesinde duyulmuyordu.

Kağan tekrar bana dönüp "hadi oyun başlasın" dedi ve beni arabaya yönlendirdi. Ben onun ellerinden kurtulmaya çalışırken buna izin vermedi. Okan "Kağan yapma. Senin derdin benle masum insanlara zarar verme!" Dedi ve Kağan belinden silah çıkarıp Okan'ı bacağından vurdu. Her şey anında geliştiği için yapma deme zamanım yoktu. Okan yere yığılırken ağzım açık hiçbir şey söyleyemiyordum.

Beni zorla sürüklemeye devam ettiğinde Kağan arkasına döndü ve adamlarına "onu bir saat sonra sinema odasına götürün" diye emir verdiğinde korumalar kafalarını salladılar. Ve benim ensemden tutup arabanın sürücü koltuğunun yanına oturttu. Ve kendisi de şoför koltuğuna oturduğunda kaçmayı planladım. Ya da ona zarar vermeyi.

Torpido gözünü açtığımda bir çakı gördüm ve Kağan'a çaktırmadan elime aldım. Elime aldığım çakıyı hızlıca ona saplayacakken araba hızlıca  360 derece yolda döndü. Ve araba durduğunda Kağan elimdeki çakıyı alıp sinirli ve öfke saçan gözlerle bana baktı.

"Sakın bir daha böylesine aptal kurgularını bende denemeye kalkışma!" Dediğinde ben koltuğa yapışmış nefes nefese kalmıştım. Ve elimdeki çakıyı torpido gözüne yeniden koydum. Kağan bu hareketime çarpık bir şekilde güldü.

"Aferin cici kız. Şimdi gittiğimiz yerde böylesine akıllı olup laf dinle tamam mı?" Dediğinde sadece kafamı sallamakla yetindim.

Uzun araba yolculuğu ardından lüks bir eve geldik. Kağan evin anahtarı olduğunu tahmin ettiğim anahtarla büyük ev kapısını açtı. Ve içeri girdik.

"Ve işte Okan'ın evi de burası" deyince şok oldum. Okan babasıyla bir otelde kaldıklarını söylemişti bana. Ama yalanmış! Şu günlerde dostumdan duyduğum yalan o kadar fazla ki!

"Okan babasıyla kalmıyor muydu?"dedim ona bakarak. O da güldü. Ve kafasını iki yana salladı.

"Sen yaşayan ölüsün. Her neyse seninle  buraya Okan ve zırvalıklarından konuşmak için gelmedik değil mi?" Dedi.

"Peki beni buraya neden getirdin?" Diye sorduğumda anında cevap verdi.

"Film çekeceğiz. Sadece sen ve ben. Başrol oyuncular." Dedi.

"Ne filmi peki bu?" Dediğimde gülmeye başladı.

"Korku filmi" dediğinde artık iyice bunalmıştım.

"Neler oluyor? Artık açıkça bilmek istiyorum!" Dedim ve kolumu tuttu ve beni merdivenlere yöneltti. Merdivenleri çıkıp bir odaya girdiğimizde korkmaya başlamıştım. Çünkü burası bir yatak odasıydı. Cebinden telefonunu çıkarıp birini aradı.

"Başlıyoruz" dediğinde ona anlamsız bakışlar attım. Birden beni gövdemden ittirdi ve yatağa düştüm. Yatağın yanındaki çekmeceden bir halat çıkarıp kaçmamam için  karnımın üstüne oturdu. İşte şimdi yanmıştım.

Ellerimi bacaklarıyla sıkıştırıp kalın halatı bağlamaya başladı. Korkuyla ona bakarken olabildiğince çırpınıyordum.

Ellerimi ve ayaklarımı bağladıktan sonra siyah bantla ağzımı bantladı. Şimdi çaresizdim işte. Kurtulamayacaktım. Sonum Duru gibi olacaktı.

PSİKOPAT BAKICIM #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin