Oğluyum, yeterli mi?

8.7K 326 78
                                    

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Büyük bir yudum aldığı kristal kadehi tezgahın üzerine bırakırken, barın arkasından Diyalektik'in içini izlemeye devam etti. Ela yansımalı kehribar rengi gözleri, bir Temmuz akşamının gün batımına ait tüm renklerin kıyılarına biriktiği sakin, kıvamlı bir denizi andırıyordu. Kulağına hiç bilmediği mevsimlerin şarkısı gibi gelen melodik bir kahkaha, mekanın içindeki tatlı uğultuyu dalgalandırdığında bakışlarını yavaşça sesin geldiği tarafa çevirdi. Sekiz-on kişilik, çoğunluğu kızlardan oluşan bir arkadaş grubu sağ çaprazına denk gelen masalardan birine oturmuş, neşeyle gülüşerek sohbet ediyordu. Yaşları belki on sekiz, en fazla yirmi olabilirdi. Diyalektik'in müşterilerinin çoğunluğu plazanın çalışanlarından olduğu için, bu genç ve kalabalık arkadaş grubunun yolunu buraya düşüren nedeni merak ederek sağ gözünü hafifçe kıstı.

Durduğu yerde ağırlığını bir ayağından diğerine verirken kapıldığı merakın son derece anlamsız olduğuna kendini ikna ederek yeniden çevresini izlemeye başladı. Diyalektik'in bu kalabalık ama kendi halinde görüntüsünü seviyordu. Hatta öyle ki buranın bir gece kulübü olmadığını bilmesine rağmen haftanın birkaç günü barın arkasına geçmekten kendini almıyordu. Mekanın işletmesini Raif'ten devralan Ali de bu duruma ses çıkarmıyordu, aksine memnun olduğu bile söylenebilirdi. Dirseklerini bar tezgahının üzerine yaslayarak parmaklarının ucuyla kavradığı kadehi dudaklarına götürürken az önceki melodik kahkahanın sahibinin emin adımlarla ona doğru ilerlediğini fark etti. Hiç istifini bozmadan içkisinden bir yudum daha alırken bakışlarını yavaşça yanı başındaki kıza çevirdi. Teninin şeffafa yakın beyazlığı, insanda dokunmak için derin bir istek uyandırıyordu. Düşüncelerini dağıtmak istercesine kıpırdanarak içkinin ıslattığı dudaklarını yaladı genç adam.

O sırada kızın, "Merhaba," diyen neşeli sesi duyuldu. "Bir soda daha alabilir miyim?" Nefes sessizce kafasını sallayarak karşılık verirken Ali, birkaç dakika içinde kızın önüne bir dilim limonla soda dolu bardağı koymuştu bile. Kız, zarif parmaklarıyla kadehi tamamen kendi önüne çekerken gülümseyerek bakışlarını Nefes'e kaldırdı. Onun buranın barmeni olduğunu iddia eden kız, fena çuvallamıştı. İşin açığı genç adam derin, kayık yaka, salaş tişörtü, afili bir kesimle geriye taranmış sarı saçları ve dövmeyle kaplı kollarıyla insanda ilk böyle bir izlenim uyandırıyordu ancak Diyalektik, sürekli takıldıkları gürültülü barlardan biri değildi. Buraya oturduklarından beri yakışıklılığıyla göz kamaştıran adam hakkında yapılan tahminleri aklından geçirirken "Barmen, sen değilsin anlaşılan," diye mırıldandı.

Nefes, "Değilim," diyerek sessizce cevap verirken, kadehini parmaklarının arasında çevirmeye devam etti.

"Yasemin, ben."

Kızın gülümseyen yüzüne derin bir nefesle bakarken kendisine uzattığı eli kavrayarak cevap verdi. "Ekin Nefes, ben de." Sesindeki merakı ustaca gizleyerek "Sizi buralarda daha önce hiç görmedim," dediğinde bakışları kızın arkasındaki arkadaş grubuna kaydı.

Yasemin de Nefes gibi başını çevirip arkadaşlarına baktığı bir andan sonra yeniden, kendi cam yeşili gözlerini adamın gözlerine dikti. Böyle bir adamla karşılayacağını bilse buraya çok daha önceden geleceğini düşünürken gülümsedi. Adamdan görür görmez etkilenmesi bir kenara, keyifli bir sohbetten kimseye bir zarar gelmezdi. "Biz bir proje için gelmiştik aslında," diyerek anlatmaya başladı. "Sanat tarihi okuyorum ben. Bizim üniversitemiz ile Saygın İnşaat ortak bir çalışma yürütecekmiş." Bir an duraksayarak heyecanla iç çekti. "Aslan Nedim Saygın'la çalışmak hepimiz için harika bir deneyim olacak."

Nefes tanımıyormuş gibi yaparak kızdan tarafa kaçamak bir bakış attı. Babasının buna benzer bir şeyler anlattığını hatırlıyordu ancak dikkatle dinlediği söylenemezdi. Projeye katılan kızların bu kadar güzel olduklarını da eklese, başka türlü davranırdı muhakkak. Kızın, babasından bahsederken sesine yansıyan hayranlık dudaklarını kıvrılmaları için zorlarken dişlerini sıkıca birbirine bastırdı. Yirmi üç yıllık ömrünü Aslan Saygın'a hayran kalarak geçirdiği için Yasemin'i anlayışla karşılıyordu ama yine de belli etmedi. "Aslan Nedim Saygın, derken?"

"Ünlü bir mimar," diye cevap verdi Yasemin hülyalı bir sesle. "Öyle efsane bir yeteneğe sahip ki hayran olmamak elde değil."

Kızın söyledikleri altına imzasını atmasına neden olacak kadar doğruydu. Bozuntuya vermedi. "Aslan Saygın'ı hayran olacak kadar iyi tanıyorsun yani?"

Nefes'in sesindeki yapmacık alay Yasemin'in gözlerini kısmasına neden olurken "Sen tanıyor musun sanki?" diye karşılık verdi.

Nefes yüzündeki muzip gülüşle umursamazca omuz silkti. "Oğluyum." Yasemin'in şaşkınlıkla irileşen gözlerine bakarak çapkınca göz kırptı. "Yeterli mi?"

***

Merhabalar, biz geldik. Tanıtım bence, yani benim standartlarıma göre gayet uzun. (: Aslan'ın da bir adı geçmeden olmaz dedim. Bölümler tam olarak buradan başlamayacak tabi, iki aileyi de ayrı ayrı yazmak istiyorum. Her neyse... Nefes zaten efsane bir şey ama bence Yasemin de çok tatlı kız. ♡♡♡ Annesine değil de biraz babasına benziyor sanki. Bu cesaret falan, akla zarar bence. Şaka bir yana umarım beğenerek okursunuz. Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum.

Sevgilerimle. ^_^

Editenza: Ya bu arada kapak nasıl olmuş? Özlemişim yemin ediyorum.

***

Ekin Nefes SAYGIN

Ekin Nefes SAYGIN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yasemin ÜSTÜNEL

Yasemin ÜSTÜNEL

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 22, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KehribarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin