"Kendi hayatınızda böylesine köklü bir değişiklik yaratarak mı bana yardım etmek istiyorsunuz?"
Orhan ışıklarda durup camı açarak derin bir nefes aldıktan sonra "Hayatım... Yıllar önce sona ermiş olan hayatımdan mı bahsediyorsun?" dedi. Hasret onun ne demek istediğini hemen anlamıştı. O sırada Orhan aracı yeniden hareket ettirip sözlerine devam ederek "Artık hayatımda olup biten her şey o kadar anlamsız o kadar önemsiz geliyor ki istemesem de bunu belli eden tavırlarım ailemi de etkiliyor. Özellikle de annemi... Benim için endişeleniyor daha da kötüsü üzülüyor. Zeynep'in ölümünü hâlâ atlatamadığımı o da biliyor. Artık benim için üzülmesini ve endişe etmesini istemiyorum. Şimdi sana bu evlilik sadece seni kurtarmak için yapılmış gibi geliyor biliyorum ama bir yandan da senin varlığın ailemi de olumlu yönde etkileyecek çünkü mutlu olduğumu düşünüp onlar da benim için üzülmeyi bırakacaklar" deyince Hasret düşünceli bakışlarını ona doğru çevirdi.
Orhan bu defa üzerindeki bakışları hemen fark etmişti. Gözleri Hasret'in gözleriyle buluştuğunda ise aralarında duygusal anlamda olmasa da güzel bir yakınlık oluşmuştu. Birbirlerini kısa bir zamandır tanımalarına rağmen Orhan tuhaf bir şekilde onunla konuşurken kendisini rahat hissetmişti. Zeynep ile ve kendisiyle ilgili öyle kolay kolay konuşmazdı ama nasıl olduysa Hasret'in yanındayken kendisini saklama gereği duymuyordu.
Aynı şey Hasret için de geçerliydi. O da Orhan'a karşı daha ilk andan bir yakınlık hissetmişti. En değerlisi de tuhaf bir şekilde güvenmişti ona. Acaba Orhan'ın yerinde başka biri olsaydı Hasret kendisine yapılan bu teklife bu kadar rahat olumlu yanıt verir miydi? Veremezdi sanki.
Orhan'ın son sözlerinin ardından arabanın içi sessizleşmişti. İkisi de yol boyunca kendi içlerinde bundan sonra neler olabileceğini ölçüp biçiyor bir nevi kendilerini olacaklar konusunda hazırlıyorlardı. Orhan arabayı yolun kenarına çekip arka koltuktaki montunun cebinden bir kağıt çıkardıktan sonra yapmaları gereken şeyleri gözden geçirmeye başladı. Hepsini belli bir düzende yaparlarsa bir an önce nikah için başvurup gün alabilirlerdi.
•●●·٠•●●•٠·˙
Kısacık bir sürede çoğu eksiği de tamamlamış şimdi de sağlık belgesi için hastaneye gidiyorlardı. Buraya kadar her şey yolundaydı ama hastane işleri Hasret'i biraz tedirgin etmişti. Ayağı incinmiş aksıyordu ve Orhan bilmese de vücudunun birçok yerinde babası yüzünden darp izleri bulunuyordu. Açıkçası bunların nasıl olduğunu açıklamak zorunda kalmak istemiyordu. Başındaki eşarbı çenesindeki morluğu örtecek şekilde düzeltirken hastanenin önüne de gelmişlerdi.
Orhan montunu alıp çıkarken Hasret de derin bir iç çekip yapacak bir şey olmadığını bildiği için kapısını açarak çıkmaya yeltendi ancak ayağındaki aksaklık bir anlığına aklından çıktığı için yere basar basmaz hissettiği dayanılması zor acı yüzüne yansıdı. İşin kötüsü babası o kadar korkutmuştu ki kız canı acısa da bağıramıyordu. Orhan ise kapıyı açmaya geldiği için Hasret'i görüp hemen koluna girerek koltuğa geri oturttu. Bir yandan da ayağının bu hale nasıl geldiğini de merak ediyordu.
"Bir türlü soramadım sana... Ayağına ne oldu Hasret?"
"Düştüm"
"Düşmene baban mı neden oldu?"
Hasret bakışlarını kaçırıp oturduğu yerden kalkmaya çalışarak "Geçti galiba artık acımıyor. Geç olmadan gitsek mi acaba?" deyince Orhan'da sorusunu duymazlıktan gelmiş olduğu için bacağını bu hale getirenin babası olduğundan iyice emin olmuştu. Hasret'in yüzündeki ifadeden canının hâlâ acıdığını ama gizlemeye çalıştığını anlayan Orhan "Gidelim" dedikten sonra rahat yürüyebilmesi için kolunu Hasret'in beline sararak diğer eliyle de arabanın kapısını kapattı. Tabii bunu yapmasıyla Hasret belindeki kola bakıp utancından yerin dibine girmişti. Daha önce kimseyle bu denli yakın olmamıştı ve bu yüzden de oldukça çekiniyor bu da yanaklarında kızarmaya neden oluyordu.
Hastaneye girdikten sonra Orhan giriş işlemlerini yaparken Hasret yanında durup hayretle etrafa bakıyordu. Duvarlardaki tablolar hastaların ve yakınlarının oturması için dekore edilen lüks eşyalı bölümler onu çok şaşırtmıştı. Ayağının acısından daha önce fark edememişti ama burası onların gittiği hastanelere hiç benzemiyordu. Bir hastane için fazla lükstü burası.
Giriş işlemleri hallolduktan sonra bir süre bekleyip doktorun yanına girdiler. Hasret hâlâ tedirgindi ve bu yüzden de Orhan'ın ardında kalmaya gayret ediyordu. Doktorla selamlaştıktan sonra Orhan buraya gelme sebeplerinin evlilik işlemleri ile ilgili olduğundan bahsetmeye başladı. Doktor güler bir yüzle ikisini de tebrik ederken Hasret'in kayan örtüsünden çenesinin altındaki morluğu fark edip "Siz biraz uzak kaldınız sanki. Lütfen buradaki sandalyeye geçin" dedi. Hasret yan gözle baktığı Orhan'ın onayından sonra yerinden kalkıp doktorun masasının yanındaki sandalyeye oturdu. Orhan da tam karşısındaydı ve tedirgin olmasın diye gülümsüyordu.
Doktor bahsettikleri işlemler için yapılması gereken incelemeleri işaretleyip kağıtlardan bir tanesini Orhan'a diğerini de Hasret'e uzattı. Ancak tam Hasret kağıdı alırken bileğindeki şüpheli izler de doktorun dikkatinden kaçmamıştı. Kızın tedirgin halini ve nişanlısından oturmak için bile onay istemeye yönelik hareketlerini de göz önünde bulundurunca Orhan'a dönerek "Orhan Bey siz kanınızı verin akciğer filminizi çektirin biz de siz gelene kadar gelin hanımla ona özel konular konuşalım" dedi. Böyle deyince Hasret çok huzursuz olmuş Orhan'da doktorun neden böyle dediğini anlayamasa da yine de Hasret'e tebessüm etmeye devam etmişti.
"Şey... Biz şimdi gitsek sonra yeniden gelsek olmaz mı?"
"Nişanlınızın işi çok uzun sürmez Hasret Hanım biz de o sırada konuşur hallederiz"
"Ama..."
"Orhan Bey siz karşı bankoda olan Buket Hanım'a söyleyin sizi yönlendirsin"
Doktor ısrarcı olunca Orhan bir doktora bir de Hasret'e bakıp ayağa kalkarak "Ben hemen dönerim merak etme tamam mı?" dedi. Hasret gitme demek istese de doğal olarak ağzını bile açamamıştı. Orhan'ın ardından kapanan kapıya doğru bakıp kalırken de korktuğu başına gelmişti. Doktor yalnız kalmalarını fırsat bilip Hasret'in yanına geldikten sonra çenesindeki ve bileğindeki izlere yakından bakarak "Nişanlın mı yaptı bunları?" diye sordu. Hasret şaşırmıştı. Kim yaptı Orhan mı? Daha neler!
•●●·٠•●●•٠·˙
Okur Yorumları (Düşüncelerinizi satır arası yorum olarak yapabilirsiniz)
Karakterler ile Alakalı Düşüncem : (?)
Bölüm ile Alakalı Düşüncem : (?)
Sevdiğim Detaylar : (?)
Hoşuma Gitmeyenler : (?)
10 Üzerinden Bölüme Verdiğim Puanım : (?)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...
12.Bölüm : Nişanlın mı yaptı bunu?
En başından başla