Adım sesleri duymamla Minho'yu ittirip yanımdaki koliyi elime aldım. Minho küfür etsede, oda kendine çeki düzen verip biraz ilerisindeki paspası aldı. İçeriye Taehyung ve siyah saçlı -isminden emin değilim- çocuk girdiğinde kapıya doğru ilerlemeye başladım. İkiside bizi umursamadan öpüşmeye başladıklarında Minho'nun gözlerini devirdiğini gördüm. İkimizde kapıdan çıktığımızda bir saat sonra paydos yapacaktık. Yorulmuştum uykum vardı ve kafam ağrıyordu. Bu üçü yetmezmiş gibi bir de Hoseok'le uğraşacaktım. Pek güzel bir gün değildi.
_____________________
Arabadan indiğimizde bizim katın ışıkları yanmıyordu. Bayan Yang'in onları bu saate bırakmayacağı bir kesindi yarın okul varken. Hoseok bugün yoğundu sanırım benimle pek ilgilenmemişti. Minho da benim gibi yorgundu. Asansörün gelmesiyle içeri adımladığımızda saat çok geçti. Şu işin bir an önce bitmesini istiyordum. Ben uyumayı seven bir insandım. Sesizce içeri gittiğimizde ağrı kesici alıp duş bile almadan yatağa girdim. Minho da üstünü değiştirip yanıma geldiğinde beraber sarılıp uyuduk. İlk defa kafamı yastığa koyar koymaz uyudum.
Gözlerimi açıp boş boş etrafa baktım. Kafamı sağa çevirip kırmızı saate baktığımda yerimde hızlıca doğrulup telaşla ayağa kalkacaktım ki Minho kenarında yattığı yataktan düştü.
"Lanet olsun bizi niye kaldırmadılar! Yerde yatmayı bırak belki üçüncü derse yetişebiliriz."
Minho aşina olduğum küfürlerini edip yerinden doğrulurken bende diğerlerine sövmek için salona gidiyordum.
"Bizi niye kaldırmadınız gerizekalılar?! Sizin yüzünüzden sik- Bayan Yang?"
Bayan Yang mutfakta tatlı tatlı yemek yapıyordu.
"Jisung? Niye bağarıyorsun?"
Saçlarımı kaşıyıp, etrafa bakındım. Çocuklar hiçbir yerde yoktu.
"Bizi kaldırmamışlar okula geç kaldık da.. bu yüzden bağarıyordum."
"Sizi kaldırmamalarını ben istedim. Dün çok geç geldiniz. Bugün okula gitmeseniz iyi olur diye zaten yarın hafta sonu. Kötü mü yapmışım?"
Bende Bayan Yang'den istiyordum.
"Y-yok! Hayır, tam tersine çok iyi yapmışsınız teşekkür ederim Bayan Yang."
Saçlarımı düzeltip tenceredeki yemeği karıştırmaya devam etti.
"Sevindim o zaman. Şimdi arkadaşını çağır size yemek hazırladım sonra gidersiniz okula? Olur mu?"
Gülümseyip, saygıyla eğildim.
"Çok iyi olur. Teşekkür ederim Bayan Yang."
"Tamam yeter teşekkür ettiğin. Şimdi gidip elini yüzünü yıka yoksa kızacağım."
Bu kadını çok seviyordum. Yemeğimizi yiyip evden çıktığımızda dördüncü derse yetişecektik. Yol boyunca Bayan Yang'in ne kadar mükemmel birisi olduğundan bahsettik. Sınıfa girdiğimizde dördüncü dersin başlamasına birkaç dakika kalmıştı. Felix arkasını dönüp konuşana kadar mutluydum. Gerçekten mutluydum.
"Ben bugün gelmezsiniz sanıyordum. Yataktan çıkmazsınız falan.."
"Niye önüne dönmüyorsun?"
Minho benim yerime konuştuğunda Felix kalın sayılan sesine aldırmadan cırtlak cırtlak bağardı.
"İyice bu çocuğuda kendine benzettin! Yazık oldu. Çok, çok yazık oldu. Dünya bir beyine daha veda etti. "
"Bunu sen mi diyorsun? Bence seni elinde kalan atıklardan yarattı. "
Sözlerimle gözlerini kıstı. Geliyordu hissediyordum.
"Ne diyorsun be sen?! Öyle bir şey olsaydı ortaya benim gibi bir mükemmellik çıkabilir miydi?"
İkimizde gözlerimizi devirdiğimiz sırada Chan hyung gelip yanına oturdu.
"Ne oldu? Niye bağarıyorsun sen yine?"
Masum rolüne girip ilk parmaklarıyla bizi gösterdi sonrada kollarını önünde bağlayıp Chan hyung'a döndü.
"Bu ikisi benimle uğraşıyor!"
O kadar salak görünüyor- bir dakika! Bende geçen gün aynısını yapmıştım. Ben de mi böyle gözükmüştüm? Chan hyung tehlikeli bir şekilde gülümseyip hepimizin duyacağı bir sesle mırıldandı.
"Normal haline dönmen için iki dakikan var. Çok sikilesi duruyorsun."
Ben bu ikisine çok güzeller demiştim değil mi? Şu an dilimi kesmek ve kusmak istiyordum sapıklar! Benim hiç böyle düşüncelerim var mıydı? Tamam belki vardı! Ama bu kadar açık değildi!
"Niye bu kadar iğrençsiniz?"
Chan hyung kötü kötü bakmaya başladığında gergince güldüm.
"İtici demek istedim yani.."
"Bende öyle düşünüyordum Jisung."
Minho ve Chan hyung bir şeyden konuşurken bizde Felix'le son dedikodulardan konuşuyorduk. Onunla çirkef olmadığı zamanlar dışında konuşmayı özlemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hellewator
FanfictionMinho bir polis memuruydu. Jisung ise yaramaz bir veletti. Wattpad'teki ilk MİNSUNG YADA SUNGMİN hikayesidir.
24- Ego
En başından başla