Yekta ve kritik kararlar

En başından başla
                                    

***
Herkesin kendince planı olan bir  gündü bu gün ve elbette ihtiyarında planları vardı." Selamünaleyküm "," aleykümselam "," hayırlı işler Resul usta "," sağol Azer nasılsın? "," iyiyim teşekkür ederim sen nasılsın? "," sağol bende iyiyim "," ekmek vereyim mi ekmek?", " ilahi Resul usta o gün tutuşturdun elime ekmeği, onu benimle çarşı pazar gezdirdin" diyen ihtiyar, şifreli konuşmaların ardından Mavili ile ateş sarısının buluştuğu günün sabahında yani kendisi ile binbaşının buluştuğu sabah, Resul ustanın olaydan habersiz sadece direktiflere uygun hareket ettiğini ve o yüzden ekmeği kendisine vermesi gerektiğini biliyordu ama şu an bilmiyormuşçasına hareket ediyordu. 

" ne bileyim Azer  o gün ekmekçi geldi. Ekmekleri dolaba dizdikten sonra  önde duran bir ekmeği eline aldı ve poşet istedi bende verdim. ' Bu ekmeği Azer dayı alacak' dedi 'muhakkak almalı' diyede ekledi. Ne yalan söyleyeyim korktum biraz", "aaa niye korkuyorsun dostum, arkadaş fazla üstelemiş ben bir ara bu ekmekçilere sert çıkmıştım biraz  biliyormusun?, 'hem geç getiriyorsunuz hemde ekmekler buz gibi oluyor 'dedim. Sanırım o yüzden arkadaş jest yapmış!", "ha öyle mi? İyi ama o ekmeği getiren genç bir daha gelmedi başkası geliyor ", " önemli mi Resul takma sen böyle şeyleri. Ekmek geliyor mu? geliyor, gerisini boş ver", " öyle tabi ", " Şimdi, sabah yoğurt gelmiş dükkana", " ha evet bir saat önce geldi", " güzel, bir tane alacağım dolapta mı?", " evet bak üçüncü rafta en sağda bulunanlar var ya, ha o 'güzide yoğurt' markalı olanlar yeni geldi vereyim mi?", "zahmet etme ben alırım" ihtiyar daha bu sabah Yektaya  süt aldırmıştı. Beş litre sütü içecek değillerdi elbette bir kısmını yoğurt çalacaktı ama şimdi  bu yoğurt almasının bir nedeni olmalıydı.

" hımm alacağım yoğurt büyük ihtimalle en arka sırada bulunuyor " kendi kendine böyle  söyledikten sonra ön sıralarda bulunan yoğurt kutularının bir kaçını yere koydu. Kalanları da sağa sola dağıttı ve en arka sıraya ulaştı. Lakin bu en arka sırada bulunan yaklaşık on kutu yoğurtan birisi kendisine aitti ve bunu üzerlerine bakmadan anlayamazdı. Tek tek eline aldığı yoğurt kutularının üzerinde Güzide yazısına baktı. Kendisinin aradığı kutunun üzerinde ' Gü ide ' yazmalıydı. Yani arada ki (z) harfi olmamalıydı. " hah işte buradasın "  ihtiyar gülerek elinde tuttuğu kutuyu havaya kaldırmış ve  belini doğrultmuştu ama arkasını döndüğünde karşısında Resul ustayı buldu. 

" Azer napıyorsun Allah aşkına!", "özür dilerim Resul usta hemen düzenliyorum" diyen ihtiyar elinde ki kutuyu tezgaha koymuş sonra ortalığa dağıttığı ürün dolabında ki yoğurtları tek tek eski yerine sıralamıştı. " kaç para bu" dediğinde tezgahın arkasına geçmiş yüzünü düşürmüş Resul usta, "Altı üstü bir yoğurt ama sen dolabın altını üstüne getirdin", "aman be Resul kızma hemen, benimde takıntılarım var ondan böyle oldu. Kusura bakma uygun kutuyu seçmem lazımdı " koskoca adama yalan söylemek yakışmıyordu ama kendince sebepleri vardı ve bakkal Resulün bundan haberi yoktu. " iyi peki, ekmek ve yoğurt 8 TL "," hımm peki " cebinden çıkarttığı kağıt parayı Resule uzattıktan sonra poşeti eline alan ihtiyar para üstünü de diğer eline almış, "eyvallah" deyip bakkaldan ayrılmıştı.

***
" Kenanım artık işleri hızlandırmanın zamanı geldi. " Kenan kendine enerji aşılamak istiyordu. " Bu işi tek başıma götüremezdim. Bana bir yardımcı lazımdı ve o şanslı kişi de elbette Kubilay oluyor "  bu sözler dilinden dökülürken Kenan KGYS 'nin avlu kapısından girmiş ve bina duvarına asılı şubenin tabelasına bakıyordu. " ah Yektacığım insan ne oldum dememeli ne olacağım demeli. Başına ne geldiyse hepsi benim yüzümden ve ben ne olacağını zamanında düşünemedim affet! " Kenan KGYS şubeye kadar günah çıkarmak için gelmemişti ama vicdanı çok rahatsızdı ve belliki ne yapması gerekiyorsa sonuna kadar gidecekti.

Bankoda oturan kadın memura yaklaştı. " Merhaba memure hanım  Kubilay beyle görüşmek istiyorum "," soyadını biliyor musunuz?" , " Imm maalesef ki hayır bilmiyorum ama Yekta amirin memurlarından birisi olsa gerek " Yekta ismini duyan kadın memur Kenan'ın yüzüne baktı ve iki saniye sonra gözlerini geri çekti. Gayrı ihtiyari başını iki yana sallamıştı. Kenan bunun üzerine, " ne oldu Kubilayı bulamadınız mı? "," yoo dahilisini buldum şimdi arıyorum. Yekta amire üzülüyorum talihsiz adam onun hikayesini herkes biliyor ve ortadan kaybolması hiç hayra alamet değil ", " evet haklısınız!" bu gün herkes Kenan'ın suçluluk duygusunu artırmak için sözleşmiş gibiydi; sabah eşi Yasemin'i ve oğlu Yektayı rüyasında görmüş, Yörükoğlu Yektanın hafızasını yitirmesine sebep olmuş ve şimdi de kadın memurun Yekta'nın geçmişte ve de şimdi içinde bulunduğu naçar durumu hatırlatması ile içini sızlatmıştı.

BENİ BUL !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin