"Ah hayır. Sadece aklında bir şey var mı ye sormak istemiştim."

Minseok'un konuşmasından sonra bir süre düşünmüştüm. "Açıkçası henüz bir şey yok. Sadece bir sıralama olmalı diye düşünüyorum. Bebeklerle ve rakamlarla ilgili."

"Ama bunu henüz çözebilecek durumda değiliz. O kadar bilgimiz yok." Ne yazık ki doğruydu.





Yaklaşık iki saatlik bir kafa yormanın ardından çıkmak üzereyken otopsiden sonuçlar gelmişti. Kızın vücudunda farklı bir şeyler bulunmamıştı. Kafasına sert bir cisim ile vurularak öldürülmüştü. Kafatası ezilmişti ve ardından da kan kaybı yaşamıştı. Yaklaşık bir gündür ceset orada duruyordu. İçeriye kimsenin girmemesi yüzünden fark edilmemişti.

Bebeklerden bir şey çıkmamıştı. Hepsi aynı madden yapılmıştı. Ayrıca çizgilerin tebeşir ile yapıldığı ortaya çıkmıştı. Normal kırtasiyelerde satılan tebeşirlerdendi.

Sonuç olarak elimize hiçbir şey geçmemişti. Sanki bu büroya atandığımdan beri karşımıza çıkan cinayetlerde hiçbir ipucu elde edememiştik. Ya benim şansımaydı ya da karşılaştığımız katiller çok zekiydi.











Aradan dört gün geçmişti. Bu zamana kadar davada bir ilerleme kaydedilememişti.

Geçtiğimiz günlerde Kim Soo Hyun'dan hiç ses çıkmamıştı. Benimse bu cinayetin onun işlediği ile ilgili düşüncelerim yok olmaya başlamıştı.

Ayrıca Chanyeol ile pek konuşmamıştık da. İçimde birkaç gündür bilmediğim bir sıkıntı bulunuyordu. Bunu dava ile ilgili olduğunu sanmıyordum ama neden olduğunu da bulamıyordum.

Chanyeol'un gözleri sürekli benim üzerimdeydi. Anlaşılan sıkıntımı snlamıştı ve ne olduğunu öğrenmek istiyordu. İş çıkışında sonunda yanıma gelmişti. Geçtiğimiz günlerde onun gözlerine bir kez bile bakmamıştım.

Nedense kendimi ondan uzak tutmak istemiştim. Dava hakkında konuştuğumuzda bile nr kadar onu dinlesem de kafamdaki doluluktan dolayı dikkatimi ona verememiştim.

"Baekhyun." Kafamı kaldırıp direk ona bakmıştım. Bürodan çıkmış dışarıda duruyorduk.

^Neden benden kaçıyor? Neler oluyor?^

"Efendim Chanyeol."

"Baekhyun iyi misin? Bir şey mi oldu veya Kim Soo mu bir şey yaptı?"

Chanyeol'a hala kızgındım. Ama beni merak etmesi, mutlu ediyordu. "Bir şey olmadı. Sadece kafam karışık."

Tam bir söz söyleyeceği esnada normalde gitmiş olması gereken Minseok ve Chen yanımıza koşarak gelmişti. "Bir cinayet daha işlendi. Yine aynı kişi. Bez bebekler."


Kısa sürede gerçekleşmişti. Dört gün geçmişti ve katil hızlıydı. Herkesin toplanması ile hızlıca olay yerine gitmiştik. İlk cinayetten çok uzakta bir yerde değildi. Bu sefer normal dört duvara sahip bir odadaydı.

"Maktul Mi Ahn Yeon, otuz bir yaşında bekar. Ailesi yok, kendi başına yaşıyormuş. Kütüphanede çalışıyor ve bir de akşamları buraya yakın bir kafede yarı zamanlı işte çalışıyormuş. Bu evin üstündeki evde kalıyormuş. Evin sahibi kiraya vermek için geldiğinde cesedi bulmuş. Ev sahibi karşı evde yaşıyor. Daha hu sabah merdivenlerden inerken karşılaşmışlar. Daha sonra akşama doğru evini kiralamak isteyen birinden haber almış. Akşam saatlerinde buluşmak için haberleştiklerinde evi kontrol etmek için geldiğinde cesedi bulmuş."

Chen'in okuduğu ön rapordan sonra etrafı gözden geçirmeye başlamıştık. Duvarların üzerinde yine ilk cinayetle aynı bebekler asılıydı.

I Hear You 八 BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin