L; Çok inatçısın.

J; Biliyorum.

Evinin önüne arabasını park edip arabadan indi arkasından ben de inince arabayı kilitledi ve evin anahtarını çantasından çıkarıp kapıyı açtı.

J; Gelmiyor musun?

L; Hala neden burada olduğumu idrak etmeye çalışıyorum.

J; İçeri girince öğrenirsin.

İçeriye girdiğimde arkamdan kapıyı kapattı ve beni salona geçirdi.

J; Bekle beni hemen geliyorum.

Dolaplardan bir şeyler karıştırıp elinde malzemelerle yanıma geldi.

J; Soyun.

L; Ne?

J; Yani üstünü çıkar. Yarana bakayım.

Üstümdekini çıkarıp kenara koyduğumda bana söyleniyordu.

J; Önemli bir şey yok öyle mi?  Nasıl önemli bir şey yok? Bu yaranın hali ne? Ne oldu buraya?

Elleri sırtımda gezinirken değişik bir şekilde acısa bile bundan zevk almıştım.

L; Biriyle kavga ediyordum. Bayıldı sanıp arkamı döndüğümde elindeki bıçak sırtımı sıyırdı.

J; Ya saplasaydı?

L; Ee ölürdüm.

J; Yok ya hiç bilmiyordum. Kendine dikkat et dememin nesini anlamıyorsun? Ben burda senin için endişelenip sürekli seni düşünmekten uyku uyuyamıyorum ama sen dikkatini toparlayıp bir adamın bayılıp bayılmadığını bile anlamıyorsun. Senin için korkuyorum Lisa. Biraz aklını başına al.

Kelimeler boğazıma dizilmişti. Benim için korkmasına mı yoksa beni sürekli düşünmesine mi bayılsam bilemedim.

Hem benimle konuşuyor hem de yaramı temizliyordu. Benim ona yaptığım gibi yaramı öptüğünde rüyada mıyım diye anlamak için kendimi sıkmaya başladım. Yaramın üstünü küçük bir bezle kapatıp işini bitirdiğinde üstümü giymek için tişörtümü elime aldım ve konuşmaya devam ettim.

L; Elimde değildi o an bayıldı sanmıştım.

J; ELİNDE OLSUN. AKLINI DAĞITAN ŞEYLERİ ÇIKAR HAYATINDAN!

Sesini yükselterek konuşması benimde sesimi yükseltmeme neden oldu ve istemsizce söylemek istemediğim şeyleri söylemeye başladım.

L; AKLIMI DAĞITAN ŞEYLERİ NASIL ÇIKARAYIM PARDON? Basitmiş gibi söylenme bana!

J; Ne demek nasıl çıkarayım? Nasıl yapıyorsan yap ama çıkar!

L; AKLIMI DAĞITAN TEK ŞEY SENSİN. SÜREKLİ AKLIMDA OLAN ŞEY SENSİN. HAYATIMDAN SENİ Mİ ÇIKARAYIM?

Jennie karşımda şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu.

J; Ne? Ne dedin sen?

Pişman olup olmayacağımı bilmeden konuşmaya devam ettim.

L; Sürekli seni düşünüyorum. Sürekli aklımda sen varsın. Sürekli yanında olmak istiyorum. Şimdi söyle bana seni mi çıkarayım hayatımdan?

J; Lis-

L; Konuşma ne diyeceğini biliyorum. Sen benden küçüksün diyeceksin kusura bakma ama bazen senden daha olgun oluyorum.

J; Hayır onu demeyecektim.

L; Çocuksun iyi düşünemiyorsun falan diyeceksin biliyorum.

J; Hayır onu da demeyeceğim.

L; Ne diyeceksin o zaman?

J; Bu yapacağım şey için bana kızma hatta şimdiden özür dilerim.

Konuşmaktan bir türlü giyemediğim tişörtü elimden aldı ve bir kenara fırlatıp bana yaklaştı. Elimde olmadan kasıldığımı hissettim.

J; Senin aklında olmamdan daha güzel olan bir şey var ne biliyor musun?

Gerginliğimi belli etmemeye çalışsam da içten içe titriyordum.

L; Ne var?

J; Sürekli aklımda olman.

Ben söylediği cümleyle bayılmamaya çalışırken bana daha çok yaklaştı.

Ellerini yüzüme koyup beni kendine çektiğinde zamanın durduğunu hissettim. Gözlerim istemsizce dudaklarına kayınca onların resmen bir sanat eseri olduğunu düşünüyordum.

Sanat eseri gibi olan dudaklar dudaklarımla buluştuğundaysa artık gerçekten öldüğümü anladığım dakikalardaydım.

~~~

Bunlar çok mutlu olmadan hemen kaos çıkarmalıyım.

My Love Is An Agent // JenLisa  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin