Işıklarda durunca Kenan da bakışlarını yavaşça Ahmet'e çevirdi. Bakışta bakış hani! Tam lafa atlayıp sorusunu "Haset yaratan baklavaları tepe attıran şöbiyetleri var" diyerek yanıtlıyordum ki Kenan sözümü bastırıp Ahmet'i aydınlatarak "Henüz neyi olacağına karar vermedim. Ben genelde o an ki duygularıma göre doğaçlama takılmayı severim. Kurgulama yapınca işi çok prodüksiyonlu hale getiriyorum hem vakit kaybı oluyor hem de Mine duyunca çok kızıyor. Ama her türlü çok sanatsal bir çalışma olacağından emin olabilirsin" dedi. Doğaçladığı ve kurguladığı işlerin boyutuna şahitlik ettiğimden dolayı itiraz edemedim.
Araba yeniden hareket ederken Kenan'ın "Ee! Hadi söyle neden açıldı bu oksijen israfı yaratan Bülü'nün konusu?" demesiyle konuyu hatırlayıp "Şimdi Mine böyle çıtı pıtı doğal fit bir kız ya..." dedikten sonra onun bozularak "Eeeee!" demesiyle de sözüme devam edip "İşte bu Bülent Hoca da sanki kendi spor salonunun ürünüymüş gibi olsun diye kıza özel üyelerinden biri olması için teklifte bulundu. Haftada birkaç gün gitsin gelsin ortalarda görünsün istiyor. İndirimin de gözünü çıkardı. Biraz daha sıksa ikimizden de hiç ücret almayacaktı" deyiverdim.
Ciddi ciddi gözleri döner gibi oldu. Yalnız Bülent Hoca değil de ben biraz gözünü çıkardım galiba. Keşke bu kadar süsleme bezeme yapmasaydım. Adam alt tarafı bize birer kart verdi o kadar. O da benim meraklı gözlerle içeride olanları izlemem yüzünden oldu. Neyse canım bizim olayımız neydi? Pilavdan dönenin kaşığı kırılsındı. Kırılsın be!
"Ben onu çıtı pıtı derken pata küte indireceğim belli oldu!"
Kısa bir süre sessiz kaldı ama o süre içinde aklından neler geçtiğini halinden tavrından anlamış bulunduk. Doğaçlama değil kurgusal takılacak belli oldu. Adamın başına bir şey gelmeden bir ara bu durumu düzelteyim ben. Neyse Mine'yi görünce yumuşar o sırada aradan çıkarırım. Yüzümü gözümü şekilden şekle sokarak "Fazla detaya girdim olmadı değil mi?" dediğimde Ahmet'te elimi tutup "Fazla mı? Masum adamı ipe götürür seri katili ipten çekersin Eylül" diyerek beni yanına çekti. Evet o getir götürü galiba öyle görünüyor.
Biz Ahmet ile kendi aramızda konu üzerine konuşurken Kenan da gergin bir ses tonuyla "Yalnız Ahmet senin yerinde olsam o kadar da rahat olmazdım" dedi. Ooo! Sindirimi tamamlayıp karşı atağa geçiyor demek!
"Neden rahat olmazdın?"
"Belli ki konuşmada kaçırdığın detaylar olmuş. Biraz daha sıksa ikimizden de ücret almayacaktı dediğine göre seninki de Bülü'yü ziyaret etmiş. Doğumdan sonra eski formuna o kas yığınına giderek dönmeyi planlıyor herhalde. Belki de hamile pilatesi denen o zırvalıkla başlarlar. Şimdiden davul gibi oldu ya anca toparlar kendisini"
Densiz ne olacak! Koluna "Sensin davul gibi!" diyerek bir tane patlatırken Ahmet'te alaycı bir gülüşle "Nedense bu konuda Kenan'a güvenmem gerektiğine inanıyorum. Adamda hoşlanmadığı bir şey olmuşsa bence konu kapanmıştır. Çok istiyorsanız başka bir spor salonu buluruz" derken benimle göz göze gelince ne hikmetse bir anda dilinin bağı sıkıştı. Dua etsin şu an sadece dilinin bağında sıkıntı var. Gerçi birazdan başka yerinde de olacak ya şansına küssün artık!
Buluruzmuş!
Bu onların onay vermediği yere gidemiyoruz mu demek oluyor şimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Kalbine Yaz (Dizi Tadında)
RomanceGözlerimiz birbirimizin gözlerinde özgürce gezinirken etkileyici bir ses tonuyla "Güzel olan sadece yüzün gülüşün sesin ya da yürüyüşün değilmiş" dedikten sonra ne demek istediğini anlayamamış gibi bakmam üzerine tebessüm edip sözlerine devam etti v...
38.Bölüm : Bugün hiçbir şey canımı sıkamaz
En başından başla