Bölüm 6-BİR UMUT

En başından başla
                                    

Aras Bey; Tabi genç hanım buyurun bakalım bu kadar önemli olan konu nedir,

Hayat; Oturdum anlatmaya başladım kelimelerim, cümlelerim bitene kadar hiç sözümü kesmedi, Seval Hanımın (Yani Annemin) doğru diye kabul ettiğim hikâyesini olduğu gibi anlattım.

Karşımda yutkundu gözlerimin içine baktı ve evet doğru dedi,

En azından anlattıkları doğruydu buna sevindim..

Aras Bey; Evet Hayat söylediklerin geçmişimle ilgili olan her şey doğru ama şunu bil ki senden haberim olmadı. O dönemlerde çok toydum deli fırtına gibiydim, kasırgamın kimi içine çekeceğini tahmin etmeden yaşadım, seni öğrenmiş olsaydım ne değişirdi bilmiyorum ama geçmişimden dersler aldım, hep keşke dediğim anılarım oldu ne yazık ki geri dönüp hiçbirini değiştiremiyorum.

Belki buraya gelirken benden farklı tepkiler göreceğini düşünmüşsündür, inkâr edeceğimi ama karşında günahkâr bir insan var çok canlar yakan.

Sana söyleyebileceğim tek şey var ÖZÜR DİLERİM. Yaşadığın eksiklerini göz ardı ederek her şeyi unut gel Baba kız olalım diyemem. Bunu ne sen kabul edebilirsin ne de ben 20 yaşında bir kızı hemen kabul edebilirim. Ama gel baban olamasam da kefaretini ödemek isteyen seni tanımak isteyen hayatına kabul ettiğin bir insan olayım. Şimdi bir cevap vermek zorunda değilsin 2 gün daha buradayım o zaman gel konuşalım.



Hayat;

Söylediklerini dinledim sindirdim ve cebime koyup hiçbir şey demeden ayrıldım yanından, içimde bir kargaşa hâkim ama en azından şuan karşımda hatalarını kabul eden ve telafi etmek isteyen biri var.

Belki sorunun kaynağı oydu birden fazla yaşamı çizgisinden kaydıran da oydu ama ya değişmişse olabilir miydi bu?

Bu sefer sorgusuz sualsiz teslim olmak yok hemen yelkenleri suya indirmek bir babam oldu diye sevinmek kesinlikle yok. (Dur bakalım Hayat bekle hızlı kararlar verme)

Okul, iş ve ev üçgenine devam kendi kendine ayakta durmak zorunda olan biriyim malum, hem rutin akışla uğraşırken hem de düşünüyordum 2 gün sonra ayaklarım Aras Beyin kaldığı yere götürdü beni sırtımı birine dayama arzusu içimde dinmiyordu ki (Suç benimse evet suçluyum ama yapamıyorum sapsız üzüm olamıyorum..)

Yanına gittim beni görünce tebessüm etti bir masaya oturduk, konuşmaya başladık, 'olumlu karar vermene sevindim Hayat yaşadıklarını unutman için her şeyi yapacağım buna inan' dedi.

Neden bilmiyorum ama söyledikleri içimi ısıttı güven verdi içimdi kuşkucu bir kısım olsa da bu sefer inanmak istiyorum yanımda biri olsun ne koşulda olursa olsun ne hata yaparsam yapayım destek olsun istiyorum.

Aras Bey (Yani Babam) İstanbul'la geri döndü giderken çok ısrar etti onunla beraber dönmem için ama bu yılsonuna kadar dönmeyeceğimi söyledim kendimi hazır hissetmiyorum karşımda Elçin ve Vedat'tı görmeye tahammül edebileceğimi düşünmüyorum.

Zaman her şeyin ilacıdır derler ya belki de doğrudur yaralarım iyileşir kabuk bağlar farklı denizlere yelken açabilirim o zaman yeniden âşık olurum yeniden severim.

Babamla sürekli konuşuyoruz gittiğinden beri arıyor arada yanıma geliyor hala aramızda fersah fersah mesafeler var ancak bunu kapatmak için çapası da var, bunu görebiliyorum. (Evet, artık ona baba diyorum)

Bu şekilde aylar geçti tanımaya çalışarak zaman su gibi geçti ve erasmus süresi doldu. 

İçim kan ağlıyor. Bir insan bu kadar mı dönmek istemez. İstemiyorum çünkü başıma gelebilecekleri tahmin ediyorum. Onların savaşında onların silahlarına sahip değilim. Olsam da ne fark eder. Yetimliğim den mi bilmiyorum fakat azla vicdansız olamadım. Kalbime kulaklarımı kapatamadım. Yüreğine sığar olan insanlar vardır. Korkmadan karşısındakileri  yakar, yıkarlar. Hiç düşünmezler yaptıklarım nelere sebep olacak. Acaba onlar için hiçbir değerleri olmadıklarından mı? Ya da gönül gözleri tamamen karardığından mı? 

Benim korkularımın nedeni bunlar işte. Burada sessiz sakin bir köşede yaşarken bir girdabın içine çekilme korkusundan geri dönmemek için bu kadar ayak sürüyorum.  

Minik yuvamı arkadaşlarımı bırakıp gitmek istemiyorum ancak mezun olmak için mecburum buna.

Bavulları hazırla Hayat İstanbul yolcusu kalmasın......


 (Güneşin batışıyla ayrıldı rüyalar şehrinden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 (Güneşin batışıyla ayrıldı rüyalar şehrinden.)



Bir yılın sonunda geldim işte daha yaralarım bile kabuk bağlamamışken kürkçü dükkânına geri dönüş yaptım. Bu sefer daha cesurum kendimden daha emin önüme çıkan engellerden kaçamaya niyetim yok. Çünkü şunu çok iyi biliyorum 'cesaret korkusuzluk demek değildir korktuklarının üzerine gidebilmektir.' Döndüğüm bu şehre ayak bastığım ilk an korkularımın üzerine yürümeye karar verdim. Çünkü fark ettim ki ne kadar kaçarsam o kadar kovalanıyorum. Ve o kadar savruluyorum şu hayat dediğim rüyada. Her şeye rağmen nefes aldığım her dakika benim için rüya çünkü yürüyorum, koşuyorum. Tek başıma olsam da ayaktayım. 

Hava alanında babamın şoförü karşıladı kendisinin önemli bir toplantısı varmış, gelmeden öncede konuşmuştuk onunla aynı evde yaşamaya henüz hazır değilim, o da anlayış göstermişti ancak tek bir şart sundu kalacağım yeri o ayarlayacaktı. 

Tabi kendi oturduğu konumu yakın bir yer olacaktı. Aslında çapasını takdir ediyorum sonuçtu birdenbire karşısına çıkmış biriyim buna rağmen alışmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Onun içinde zor farkındayım her yüzüme baktığında geçmişi hatalarını ve pişmanlıklarını görüyor suretimde.

Şoförü beni sahille yakın güzel bir yere getirdi yeni mekânımın anahtarlarını verdi içeriye girmeme yardımcı oldu, sevimli tonton bir amca nur yüzlü derler ya aynı öyle işte.


Not; Hayat geri döndü ne kadar istemese de ama yaşam bizim isteklerimizle devam edmiyor ki! Aras Beyle baba kız olabilecekler mi? Peki ya Seval Hanımla yolları tekrar kesişir mi ne dersiniz..

Bir Hayat Hikayesi (FİNAL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin