Oğlum... O kadar canım yanıyor ki, nefes alamıyorum... Sana kavuşmanın heyecanını yaşarken, bugün annem mutluluktan çıktığım buluttan aşağıya düşmemi sağladı.

Bunu yapmak zorunda mıydı? Evet zorundaydı... Ben, hangi topraklarda olduğumu, yaptığım günahı unuttum... Kendimi olmayacak hevesle avutup, olmayacak hayaller kurdum... O kadar zor ki nefes almak... Sana kavuşmayı sabırsızlıkla beklerken şimdi o günü hüzünle bekliyorum.

O kadar kötü ki... Seni kucaklayamadan herkesin içinde dolu dolu oğlum diyememek... Buna nasıl dayanıcam bilmiyorum. Seni bu dünyaya getiren benken, beni hala olarak bilmen...

Mirza'm... Mirhan'ım gibi seni de aldılar benden. Bu bedel daha sevdiğimi alacak benden?...

Mirza okuduğu onca sözcükte tek bir kelimede kalmıştı. Mirza'm... Bu kelime Mirza'nın kalbinin sökülmesine neden olmuştu âdeta. Nefesi sıklaşmış, o tek kelime beyninde yankılanmaya başlamıştı. " Doğru değil... " diyerek bağırmış, hızla yerinden kalkmıştı.

Odanın içinde dolaşmaya başlamış, içini sarmaya başlayan öfke, korku, acı ile yanlış okunduğunu düşünmüş, tekrardan masanın üstüne attığı defteri almış, sayfayı okumuştu.

Tekrar tekrar okuduğu her bir kelime, kalbine hançer olmuş saplamıştı. Öfke ile masanın üstünde olan her şeyi dağıtmış, hızla kapıya yönelerek odadan çıkmıştı ki, panikle yanına gelen Rozalin'i görmüştü ama öfke tüm bedenine yayılmış, durmadan salonda olan babasının yanına gitmişti.

Berzan ağa duyduğu sesler ile salondan çıkmıştı ki, Mirza'nın ona doğru geldiğini görmüştü.

" Mirza ne oldu oğlum? "

" Burada yazılanlar ne demek oluyor? " demişti öfke kokan sesi ile.

Berzan ağa Mirza'nın elinde gördüğü defter ile boğazından büyük bir yumru oluşmuş, nefesini kesmişti âdeta.

" Onu nereden buldun? " diyerek almak için atılmıştı ki, Mirza kolunu uzaklaştırmış almasını engellemişti.

" Baba! Burada yazılanlar ne demek? " demişti tekrardan. Ama bu sefer sesi daha yüksek çıkmıştı.

" Neler oluyor Mir- "

Kocasının ardından salondan çıkan Berivan hanım Mirza'nın elinde defteri gördüğünde cümlesi yarım kalmış, korkuyla ağzından kaçak çığlığa mâni olamamış, eliyle ağzını kapatmıştı ardından; " Oğlum... " demişti zor çıkan sesi ile.

Mirza annesinin ve babasının gözlerinde gördüğü korku ile bedeninden ruhunun çekildiğini hissetmişti âdeta. Gözleri dolmuş, bakışlarını kaçırarak gözlerini kapatmış, onlara sırtını dönmüştü.

ROZALİN...(Söz Serisi 1)✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin