Hep beraber yürürken birkaç gölete de rastlamıştık. Ağaçlar, kusursuzdu. Birçok kiraz ağacı kendini belli ediyordu. Açtıklarında mükemmel gözükeceklerinden emindim. Şimdi bile öyle gözüküyorlardı.
Dong Min ile konuşarak ilerliyorduk, bayağı yol ilerlemiştik ve Dong Min, arada sırada yorulduğundan yakınıyordu. Ben ise tamamen karşımdaki görüntü ile büyülenmiş, etrafı seyrediyordum.
Gözlerim Yugyeom'u aradıktan kısa bir süre sonra bulmuştu. Ağaçlara baktığını farkettiğim anda bana "çiçeğim" diyişi doldu zihnime. Gülümsedim, şu manzara gerçekten tarifsizdi. Asıl çiçek gibi olan çocuk (Yugyeom) ve diğer çiçekler.. Kıyafeti de uyum gösterir gibiydi sanki, bu yoksa çiçekler ile Yugyeom'un ahenki miydi?
Uzun yürüyüş sonunda Meiji Tapınağı'na varmıştık. Orayı gezerken bir sürü şey de öğrenmiştim. Oranın ardından Hazineler Müzesi'ne geçtik. Böyle yerlere geldiğimde her şeyi incelemeyi çok seviyordum, gerçekten böyle şeyler ilgimi çekiyordu.
Birkaç saat sonunda tekrar parkta oyalanıp Yoyogi Parkı'ndan tamamen çıkmıştık. Öğlen olmuştu, hatta geçmişti bile ve herkes çok yorulmuş, acıkmıştı. Yemek yiyecek bir yer aradıktan sonra bulduğumuzda güzelce karnımızı doyurmuş, sohbet etmiştik. İyice dinlenmemiz gerekiyordu, daha Tokyo Skytree'ye gidecektik.
Güzelce zaman geçirdikten sonra hava kararmaya başlamıştı. Şimdi çok daha eğlenceli olacaktı oraya gitmek. Tekrar otobüslere yerleşip Tokyo Skytree'ye gittik. Vardığımızda hiç zaman kaybetmeden içeri girdik. Burası iki bölümü olan bir yerdi. İlk önce Tembo Deck bölümüne gidecektik, burası daha aşağıdaydı.
Tembo Deck bölümü şehir manzarasını izlemek için güzel bir yerdi. Ayrıca buralarda dolanarak bir şeyler satın alabilir ve karnınızı doyurabilirdiniz. Bir süre bu bölümü iyice gezdik ve şehir manzarasını izledik. Ardından buranın diğer bölümü olan Galleria'ya geçtik. Burası çok daha mükemmeldi, şehir çok daha yukarıdan gözüküyordu ve burası biraz korkutucuydu. Zeminin bazı kısımları şeffaf cam olduğu için sanki düşecekmişsin hissi uyandırıyordu. Akşam saatleri manzarası ise gerçekten inanılmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I HATE YOU - YUGBAM
Fanfiction"Hoş geldin Kunpimook Bhuwakul, iyi anlaşacağımıza eminim."