"Sena Nehir i gördün mü?"

Soran gözlerle ona baktım. Biraz düşündükten sonra aklına yeni gelmiş gibi heyecanla cevap verdi.

"Onu bir abi aldı. Sonra da götürdü."

Kalbime bir ok gibi saplanan cümleler beni yıkmaya yetecek kadar kötüydü. Abi kimdi? Gözlerim hızla büyürken kafamda ki soru işaretleri çoğaldı. Onu kim götürmüştü? Gözlerimden bir damla yaş süzüldü.

"Onu tanıyor musun sena? Yani daha önce o abiyi gördün mü?"

Tiz ve titreyen sesim beni korkutuyordu. Cidden kötüydüm. Onu kim götürmüş olabilirdi? Aklım almıyordu.

"Yoo onu tanımıyorum Nefes abla hiç de görmedim."

Derin bir nefes aldım. İçimde ki panik an ve an büyüyordu. Kafayı yemek üzereydim ama bunu karşımda ki küçük kıza belli etmemeye çalışıyordum. Benim canımı, en değerli varlığımı kim götürmüştü!

"Nasıl biriydi peki? Yani abi nasıldı saçları gözleri ne renkti?"

Dedim hızlıca. Sena nın endişesini görmek zor değildi. Oda arkadaşı için üzülüyordu. Nehir i kim almıştı bilemiyordum. Gözlerimde ki yaşlar dökülürken merakla senaya baktım. Onun söyleyeceği her cümle benim için önemliydi.

"Hatırlamıyorum ki Nefes abla. Uzun boyluydu adam, gözleri renkliydi sanırım gerisini bilmiyorum... Ha birde yanında bir sürü adam vardı."

Duyduklarım paniğimi iyice artırırken Sena nın omzundan tutup o anki panikle hafifçe bağırdım.

"Yanında ki adamlar takım elbiseli miydi sena?"

Paniğim sena yı korkutuyordu. Kafasını korku ile olumlu anlamda salladığı anda hızla bahçe kapısına koşmaya başladım. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Ellerim ve ayaklarım istemsizce titriyordu. Zor nefes alış verişlerim astım krizimin habercisiydi.

Nehir i mavi gözlü adam almıştı. Sena nın söylediklerinden Mavi gözlü adamın gelip Nehir'i aldığı bariz belliydi. Hızla koşmaya devam edip otobüs durağına vardım. Şanslıydım ki beklediğim otobüs hemen gelmişti. Hızla binip boş koltuğa kendimi attım. Göz yaşlarım dökülüyor ve dudaklarım titriyordu.

Onu neden almıştı ki? Niye almıştı benim kardeşimi? Ona ne yapacaktı?

Sorular beynimin içinde geziniyor ve ben bir cevap arıyordum. Hiçbir cevap bulamıyordum ama. Mavi gözlü adam ne istiyordu ki benim kardeşimden? Kardeşim ona ne yapmıştı?

Titreyen ellerimde gezindi gözlerim. Burnumu çekip dışarıya baktım. Az kalmıştı varacağım yere. Gidip kardeşimi o pislik adamın elinden alacaktım. Ne hakla benim kardeşimi alırdı. Ne hakla!

Otobüs gideceğim yerde durduğu sırada hızla otobüsten inip var gücümle koşmaya başladım. Kardeşimi istiyordum. Onu görmek nasıl olduğunu bilmek istiyordum. Ve elbette kardeşimi almanın hesabını o pislik adamdan sormak istiyordum. Eve yaklaştığım sırada daha hızlı koşup evin bahçesinden içeriye girdim. Bahçede ki onlarca adam benim bahçeye girmemi umursamayarak başka tarafa baktılar. Normalde durdurmaları gerekmez miydi? Bu konunun üzerinde fazla durmayarak evin kapısına ulaşıp yumruklamaya başladım.

"Pislik herif kardeşimi bana ver!"

Bağrışlarım sertti ama benim gibi bir kıza göre sertti. Sert olmayı beceremeyen o aptal kızlardan dım ben. Omzumun acısını umursamayarak iki elimle kapıyı yumruklayarak çalmaya devam ettim.

Bir süre sonra kapı açıldı. Nehirim in güzel yüzünü görmem ile içimde ki yangın söndü bir anda. Bana gülümseyerek baktı ve bana doğru bir kaç adım attı. Hızla ona doğru yaklaşarak kucağıma aldım. Ona sıkı sıkı sarılırken göz yaşlarım akın etti bir anda.

KURŞUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin