Yüzüme ilerleyen kanı boğazımı temizleyerek geri göndermek istedim ama çok geçti. Çoktan kızarmış olmalıydım. Yanıma geldi ve pizzadan bir dilim aldı. Üzerindeki mumları kutunun kenarına koyup beni izlemeye başladı.
"Doğum günü kızına benzemiyorsun," dedi büyük bir ısırık alıp. Onu taklit ettim. "Doğum günü kızları nasıl olur ki?"
"Makyajlıdırlar, parıltılı elbiseler giyerler ve dans ederler."
"Hiç öyle doğum günü kızı görmedim," dedim tekrardan geriye doğru uzanıp. Sağ eliyle başımı kaldırıp dizine yasladı. "Boğulacaksın," dedi. Bu hareketi neden hoşuma gitmişti bilmiyordum ama bu hissi geri plana attım.
"Açıkçası ben de hiç görmedim. Partilere gitmem."
"O zaman şu an bir doğum günü kızına benziyor olmam gerek."
Düşünürken başını omzuna doğru eğiyordu. Gülümsedi. "Gördüğüm ilk doğum günü kızısın o halde." Cevap vermeyip tavana baktım. Gözlerine baktığım her an o his beni pençesine alıyor ve kalbimi sıkıyordu.
Pizzayı yerken bir şarkıcının yeni çıkardığı şarkı hakkında konuştuk. Fikirlerini söylerken kaşları çatılıyordu. Aynı zamanda jest ve mimiklerini kullanıyordu. Onu dinlemeyi sevdiğimi fark ettim.
Dizinden başımı kaldırıp yüzüne baktım. Ne oldu der gibi baktığında başımı çevirdim ve telefonumdan bir şarkı açtım. "Doğum günü kızları dans eder demiştin."
Hala yüzüme bakıyordu. Ayağa kalkıp elimi ona uzattım. "Normalde bu hareketi erkekler yapar ama doğum günü kızı farkı," deyip omzumu silktim. Gülümsedi. Elimi tutup kalktığında burnum göğsüne değdi. Kokusunu aldım. Yine.
İlk başta ne yapacağımı bilemedim. Sol elini belime yerleştirip sağ eliyle elimi tuttuğunda kendime geldim. Sağ elimi omzuna yerleştirdim. Ona ayak uydurmaya çalıştığımda sessizce dans etmeye başlamıştık. Yorganların üzerinde olduğumuzdan dengeli dans edemiyorduk ama ne önemi vardı ki? Burada olması beni mutlu etmeye yetiyordu.
"Böyle olacağını düşünmezdim," dedi düşünceli bir sesle. Başımı kaldırıp yüzüne baktım. "Neyden bahsediyorsun?"
"Bizden," dedi gözlerini bana çevirirken. "Bu şekilde olacağımızı hiç düşünmezdim."
"Sanırım ben de öyle. Ama olduk işte. Seninle tanıştığım için mutluyum," deyip sol yanağımı göğsüne yasladım. Cevap vermedi. Kafasındaki korkuların dağılmadığını biliyordum. Ama aşabilirdik. Benimle kalmasını istiyordum. Ona yardım etmek istiyordum.
Şarkı bittiğinde ilk ben geriye çekildim. "Kim patlamış mısır yemek ister?" dedim hevesle. Gülümsedi ve peşimden mutfağa geldi. Mısırları yağı ve tuzu tencereye doldurup ona döndüm. Masaya oturmuş ellerine bakıyordu.
"Bana bir gün anlatacak mısın?"
Bakışları bana döndü. "Bakacağız." İstediğim cevap bu değildi. Ama onu zorlamak istemiyordum. Tabii içimdeki meraklı ses susmuyordu.
"Ailenle ilgili mi?"
"Tamamen değil."
"Kötü bir şey mi yaptın?"
"Sırma," deyip nefesini üfledi. Sustum. Patlayan mısırları büyük bir tabağa döküp odaya geçtim. Ardından yastıkların arasına uzanıp bilgisayarımı aldım. Bir dram filmi açtım ve sessizce izlemeye başladık. Mazhar ışıkları kapatmıştı.
Bir ara ağladığımı hatırlıyorum. Ben ağlarken yanağımı sildi ve başımı omzuna yasladım. Bu bana iyi geliyordu. Mazhar, bana iyi geliyordu.
Film bittiğinde bilgisayarı kapattım ve sessizce omzunda ağladım. Güzel bir filmdi. Ama sadece bunun için ağlamıyordum. Biriken her şeyi için göz yaşı akıtıyordum. Karanlık odanın ortasında yastıkların içinde uzanıyorduk. Pencereden biraz ay ışığı giriyordu ve tam Mazhar'ın gözlerini hedef almıştı. Çok güzel göründüğünü düşündüm. Yüzü oldukça yakınımdaydı ve o his her yerdeydi. Opia.
Bakmamam gereken yere baktığımda hafifçe gülümsedi. Gözlerimi ondan kaçırdım. Ardından başımı pencereye çevirdim. Kalbim. Bu kalbin derdi neydi?
"Sırma." Kısılan sesi tam ensemin oradaydı. Nefesi tenime çarptığında kaskatı oldum.
"Evet?"
"Ben..." Boğuluyormuş gibiydi. Konuşmakta zorlandığını fark ettiğimde ona döndüm. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Ağlamak üzereydi. "Mazhar? Ne oldu?"
"Yemin ederim yapmak istememiştim."
Nefesimi tuttum. "Neyi?"
Kesik bir nefes aldığında gözünden aşağı akan yaşı izledim. "Onu ben öldürmedim."
xxx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
opia
Teen FictionYazar olmak isteyen ama aradığı ilhamı bulamayan bir kadın ve hayallerinin önüne bariyerler dizilmiş yalnız bir adam bir gün aynı klinikte karşılaşırlar. xxx İthaf: Şafak sökerken öten horoza ve kuşlara. Şevval'e. Kedim Bulut'a. Nazlı'ya. Birde kız...
on dokuz
En başından başla