Yaklastim ona ellerini tuttum. Aglayan yuzunu kaldirdim . Gözleri bulutlanmistı Gökyuzumun.Onu oyle gorunce gözlerim doldu.Kalbimde bir acı hissettim oyle bir acı ki tarif edemeyecegim kadar acı. Sarıldım..
Sımsıkı... Hic bırakmayacakmıs gibi.Oyle sarıldıki bana acısını kalbimde hissettim. Oyle titriyorduki bedeni.Üsumüstü. Kimbilir saat kactan beri burdaydı.Öyle sarılmıstıki bana acımı al benden der gibi.
"Yoruldum Fatih. Cok yoruldu yüregim.Dayanamıyorum artık
Daha da sardım bedenini sımsıkı.
"Biliyorum...Biliyorum. Ama keske elimden bi sey gelse.Keşke söküp alsam acını kalbinden. Sen boyle üzulmesen. Senin karsında boyle caresiz kalmak kalbimi acıtıyo."

Yuzunü bana döndu. Gözyaşlarımı sildi.
"Biliyorum sevdiğim biliyorum. Sende üzulme boyle yaşarmasın gözlerin."
"Senin kalbin yangin yeriyken benimki nasıl çicek acsın Calıkusum. Hadi daha fazla oturmayalim mezarın basında.Bak zaten vücüdun buz kesmis. Gidelim."

"Uc saattır kıpırdamadan oturuyorum. ayaklarım uyustu."

Ceketimi cıkartıp Berrak'a giydirdim.Kucağima aldım.Başini omzuma yaslayıp ellerini boynuma doladı.Oyle yorgun oyle savunmasızdıki. Arabasının oldugu yere dogru yöneldim.Arabaya bindirdim.Sofor koltuguna gectim.Basını cama yaslamis gözlerıni kapamıstı.Bisey demedim. Diyemedim.Ne diyebilirdim ki.Gözyaslarımi sildikten sonra arabayı civraya sürdüm.Inip Berrak'in kapısını actim.

"Hadi in bakalım Calıkusu.Bifaz hava almak ikimizede iyi gelecek.

"Fatih kafeye gidelim. Nazar tek basına."
"Berrak merak etme. Murat orda zaten.Hem bu halinle seni görmesin uzulur yoksa."

Arabadan indi. Bi kayanın uzerine oturduk. Konusmuyordu. Bende ortamdaki sessizligi bozmak icin derin bir Ohh cektim.Berrak bakislarini bana cevirdi.

"Yetimhanede en cok neyin hayalini kurardum biliyo musun? Guzel bir pazar kahvaltısı hayali.Ben hic kızarmis ekmek kokusu ile uyanmadım.Beni uyandirmaya geldiginde annem Anne bes dakika daha diyebilmek isterdim.Kardeslerimin olmasini ve sabah beni uyandirmak icin yatagimda zıplamalarını isterdim. Sonra babamın gelip rahat bırakın prensesimi demesini isterdim.Sonra annemin gelip hadi kahvaltı hazır inelim asagi diyecek. Sonra biz direnicez. Elimize aldıgımız yastıklarla yastık savasi yapicaktık. Hayal iste hayallerde kaldı.

Yurtta sadece neyi ögreniyosun biliyo musun? Beklemeyi...Ben annemi cok bekledim. Yurdun kapisina otururdum anneler gununde belki bugun bu guzel gunde annem gelir. Ben onu hatirlamasam da o beni hatırlar. Kızım ben geldim deyip sarılmasını beklerdim. Bende doya doya ona sarılıp kokisunu icime cekecektim. Ama olmadı. O kapidan kimse girmedi iceri. Aksama kadar o bankta beklerdim. Abim zorla beni odama cıkartirdi. Aglamaya baslardim. O da beni sakinlestirirdi. Uyumami beklerdi. Ama ben uyuyo numarasi yapardim. O gittikten sonra pencereden yine bakmaya devam ederdim.
Kimse gelmezdi. Ben yine aglardim.Acımı hep yagan yagmura ve yurdun saguk duvarlarına anlattim. Bi keresinde yurta cocugun biri anne kokusundan bahsetti. Annesi ölmustu ama annesinin kokusunu unutmadıgini hala burnunda tüttugunu annesini ozlediginde kokusunu hatırladıgını soylemisti.Merak ettim. Ben anne kokusu ne bilmiyordum. Ağladım Ben annemin kokusunu neden bilmiyorum diye.Gece herkes uyuyunca dısarı ciktim. Tebisirle annemin resmini cizdim kocaman. Nasil biri oldugunu bilmiyordum ama elimden geldigince en guzelini cizmeye calistım. Cunku anneler en guzelidir anneler cirkin olmaz. Cizdikten sonra kucagina uzandim ve ona sarıldim. Belki kokusunu hatırlarım diye. Uyuyakalmisim. Gorevlilerden biri gelip cikarmis beni odama. Sabah cizdigim resmi silmeye basladilar. Bagırdim onlara silmeyin annemi diye. Ama engel olamadim. Bir anneler gununde de abilerim hava alayim diye beni dısarı cıkarmıstı. Gezerken huzurevini gördum. Ilk defa göruyordum. Sordum abime"Abi burası neresi?Neden hep yaşlilar var dedim."O da anlatti bana. Sinirlenmistim. Bi evlat nasil olurda annesini babasini yaslaninca bu hapishaneye kapatırki? Bir hısimla huzurevinin bahcesine girdim. Bahcede anne ve babasini ziyarete gelen bir suru insan vardi. "Hey bana bakin "dedim yuksek bir sesle. Hepsi bana dondü.Gozlerim dolmustu. Aglamaya başladım."Sizler nasıl evlatlarsinız? Neden onları en cok size ihtiyaclari oldugu zamanda bu hapisaneye birakiyosunuz? Onlar yabanci degil. Anne ve babanız. Oysa size ne kadarda guzel bakmisti anneniz ve babaniz. Siz dogunca ne kadar da sevinmislerdi. Ama simdi siz napiyosunuz? Onları bu dört duvar icinde yanlizliga itiyosunuz. Keske benim annem babam da olsaydı. Ben onlari hic birakmazdim. Hasta bile olsalardi birakmazdim. Calisirdim. Anneme babama bakardim. Keske yanimda olsalardi ben her seye raziydim. Siz onlari hak etmiyosunuz. Ben sizin gibi evlat olmazdim. "
Aglamaktan gücsuz dusmustum oldugum yere diz coktum aglamaya devam ettim. Abileri kosarak geldi yanima. Gorevliler ve hemsireler geldi yanima. Bayildim zaten orda. Beni revire kaldirdilar. Kendime geldigimde gozu yasli abilerimi gordum.Bana sarıldilar.Kendime geldigimde disari ciktik. Kapida bir suru aile beni bekliyordu. Bana sarildilar. Iclerinden biri:Sayende evlatligimi hatirladim. Bana yeniden evlat nedir ogrettigin icin tesekkur ederim. Bu yasta bana cok buyuk bir ders verdin." O gun tam yirmi aile anne ve babasıni huzurevinden almisti.Bahceye indigimde yasli amca ve teyzeler bana gulumsediler ve el salladilar. Sevinmislerdi.Gülen gozleriyle yuregimi isittilar. Tesekkur eden gözleriyle baktılar bana.Bende kosarak onlara sarildım.

Sakın Acında KaybolmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin