"Ablanı kanlı notlar aracılığıyla uyardığımızı biliyormuş." Nida'nın sesi korku dolu çıkmıştı. Yerinde sendeledi. Ablamı kanlı notlar ile uyaran eğer nezarethaneye girerse zehirleneceğini söyleyen Nida'ydı.
"Kim bu gelmişini geçmişini siktiğimin bebesi," diye bağırdım. Nida elimden tuttu. Balkona çıktık. Ablam ve eniştem sitenin bahçesinde tartışıyor gibiydiler. Yerde kanlar içinde yatan biri vardı.
"Aman Allahım, o da kim ne olmuş ona?" Nida'nın endişeli sesi kulaklarıma doldu. Gözlerim ablamın üzerindeydi.
"Taha sanırım kanlı notların sahibi, enişteni vuracak," diye bağıran Nida beni bir başıma bırakıp gitti. Ne demek istediğini anlamadım ama peşinden bende koştum. Dışarıya çıktığımızda ablam, eniştemin önüne geçti. Havai fişek patlar gibi silahın sesi kulaklarımda yankılandı. Ablam, eniştemin kollarının arasına düştü.
"Abla," diye bağırdım. Eniştem dengesini sağlamayıp yere düştü. Ablamın başı eniştemin bacağına düştü. Gözlerimi kapatıp açtım. Rüya olmalıydı.
"Taha kendine gel, onlara yardım etmeliyiz." Sesleri duyuyordum ama tepki veremiyordum. Yüzümde yanma hissi hissedince başımı Nida'ya çevirdim.
"Üzgünüm sana vurmam gerekiyordu kendine gelmen için yaptım." Tepki vermiyordum. Yutkundum. Adem elmasımda bir acı hissettim. Başımı usulca çevirdiğimde eniştemin, ablamı kucağına alıp koşmaya başladığını gördüm.
"Taha bir beni dinler misin?" Nida'nın sesini duyuyordum ama hiçbir şey yapamıyordum.
"Nida, kanlı notların sahibi ciğerimi söktü." Sesim boğuk çıkmıştı. Gözlerimden akan yaşlar usulca yanağımdan aşağıya doğru ilerliyordu.
"Taha," diye bağıran Nida bir kez daha tokat attı. Başım sola doğru döndü.
"Dinle beni, ablan iyi olacak tamam mı?" Başımı iki yana salladım. Çok fazla kan vardı. Ablam ağır yaralanmış olmalıydı. Ablamın kanının aktığı beton zemine baktım.
"Şuraya bir baksana resmen kan gölüne dönmüş," diye bağırdım. Nida bir şey dedi ama sesi uğultu gibi geliyordu. Nida, yerde yatan kadının yanına gitti.
"Bana yardım et," dedi.
"Olmaz benim ablamın yanına gitmem gerek. Ablamın bana ihtiyacı var." Arkamı dönüp birkaç adım atmıştım ki Nida'nın sesi ile donup kaldım.
"Aptal olma Taha görmüyor musun, kadın ne durumda onu burada ölüme mi terk edeceksin?" Başımı iki yana salladım. Kadına doğru döndüğümde bir kez daha dumura uğradım. Kadının üzerindeki kırmızı beyaz çizgili elbise ablama aitti. Eniştem, Pelin Hanım'a vermişti.
"Pelin Hanım," diye fısıldadım. Neler oluyordu böyle?
"Dayı," diye bağıran sese döndüğümde Melda'yı ve Ufuk'u gördüm. Ufuk'un zümrüt yeşili gözleri Pelin Hanım'ı buldu.
"Selda teyze," diye bağırdı. Melda'da, Ufuk'un baktığı yere baktığında yerinde sendeleyip, Pelin Hanım'ın yanına koştu.
"Anne." Nida, Melda'nın kolundan tuttu.
"Sakin ol, o, Selda değil," dedi. Melda korku ile Nida'dan uzaklaştı. Nida derin bir nefes aldı.
"Şaşırmanın korkmanın sırası değil. Taha yardım et de onu hastaneye götürelim," dedi. Başımı salladım. Nida ile birlikte kollarının arasına girdik.
"Böyle olmaz Taha, onu kucağına al. Bende arabamı getireyim." Kukla gibiydim. Nida otoparka doğru koşarken, bende, Pelin Hanım'ı kucağıma aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitmesin Hikayemiz (Hayalet Serisi 2) #Tamamlandı#
Mystery / Thrillerİş çıkış saatinin en kötü kısmı geride kalınca, Avrupa Yakasına giden yolda trafikte sıkışıp kalmaktı. Kolumdaki saate baktım telefonumun zil sesiyle yüksek sesle nefes alarak telefonu arabanın torpidosundan aldım arayan evi gözetleyen, Eren ve Far...
Başka Çarem Yoktu
En başından başla