35.BÖLÜM '' Anahtar ''

En başından başla
                                    

Saçlarımı dağınık bir şekilde toplayıp yatağın üzerindeki telefonu alıp Saraç'a mesaj yazdım. '' Hazal beni kahvaltıya çağırdı oraya gideceğim evde bulamazsan bütün şehri arama diye söylüyorum :)) ''

Askıda asılan bel üstü deri ceketimi giyinip sırt çantamı taktım ayaklarımın dibinde duran Gölgeyi kucağıma alıp öptüm, '' anne şimdi gidecek sen evde uslu bir şekilde dur tamam mı '' dedim gülümseyerek ve yere bıraktım.

Beyaz spor ayakkabılarımı giyinip evden çıktım.

Yolda giderken telefonuma gelen mesaj sesiyle gülümseyerek Saraç'ın attığı mesaja baktım fakat yüzümdeki gülümseme anında silindi " Akşam seni öyle bırakınca içim rahat etmedi aslında, Oğuzu atlata bildin mi? '' mesajı atan Boraydı telefonu kapatıp gelen otobüse bindim.

Boş olan bir yere oturup camdan dışarıya bakmaya başladım. Yaşadıklarımı düşünürken yol çabuk bitmişti. Hazal'ın evine yakın olan durakta inip az yürüyüp yoldan karşıya geçtim hızla.

Binanın önünde Oğuzun arabasını görünce hızla zile bastım. Hazal neşeli bir ses tonuyla " açtım koşarak gel! " diye bağırdı ve hemen kapıyı açtı.

İkişer üçer merdivenlerden çıkıp Hazal'ın aralık bıraktığı kapıdan içeriye girdim.

"Hazal! Ben geldim" diye bağırdım salona geçerken salonun cam kenarında kurulu olan şahane kahvaltı masasını gördüm.

" Mutfaktayız! " diye bağırdı Hazal.

Üzerimdeki deri montu çıkartıp kanepenin üzerine koydum.

Mutfağa gittiğim de ikisi tezgâh başında bir şeyler yapıyorlardı. Hazal beni görünce elindekileri bırakıp " hoş geldin kuzum" deyip iki yanağıma sulu öpücük bıraktı.

" Oğuz bunları al "deyip iki tabağı eline verdi.

Oğuz bana gülümseyerek " hoş geldin Sare " dedi ve tabakları içeriye getirdi.

Hazal beni kendine çekerek sessiz bir şekilde " Oğuzun geleceğini bilmiyordum kuzum git de diyemedim " dedi.

" Hazal o akşam bizi Borayla birlikte odada gördü yanlış anlamaması için onunda bilmesi lazım " dedim.

"Nasıl " dedi merakla,

" anlatacağım, hadi masaya geçelim Oğuz beklemesin " dedim.

Beni başıyla onaylayıp ocağın üzerindeki demliği aldı.

Masaya otururken gülerek " Hazal bunları gerçekten sen mi yaptın? " diye sordum.

Hazal çayları dökerken " vallaha ben yaptım " dedi.

Oğuza göz kırpıp " aman zehirlenmeyelim de " dedim ciddi bir şekilde.

"Ama beni kırıyorsun Sare " dedi üzgün bir şekilde.

Kolunu sıvazlayıp "şaka yaptım kuzum benim " dedim gülümseyerek.

Oğuz diyalogumuzu gülümseyerek izliyordu.

Herkes yemeğini yerken sessizliği bozan Oğuzun sorusuydu " akşam söylediğin resimler neydi Sare? "

Yudumladığım çay boğazımda düğüm olmuştu yutmak için gözlerim kocamandı.

Hazal " her şeyi baştan anlat ki sana yardım edebilelim kuzum " dedi elini elimin üzerine koyarak.

Gözlerim dolu bir şekilde ellerimize baktım ve daha sonra ikisinin yüzüne. Başımla onaylayıp zorla yutkundum.

" Nasıl oldu oraya nasıl gittim hala daha hatırlamıyorum. Bildiğim ve inandığım tek şey var oraya kendi ayaklarımla gitmediğim " dedim cılız bir ses tonuyla.

SOĞUK NEVALEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin