Medya: Umut
Çocuk bana bakıp ardından Akın'a baktı ve gülümsemesini daha çok genişletti. "Sakin ol Akın. Bir şey yapmıyorum. Sadece..." Bana baktı ve yapmacık bir şekilde etkilenmiş gibi yapıp içten bir nefes bıraktı.
"Bu güzel hanımefendinin düşmemesi için yardımcı oluyordum. Şimdi farkettim de gözleri ne kadar da güzelmiş. Mavi mavi..." Akın tek kaşını kaldırırken bu kez konuşmasına gerek kalmadan beni bıraktı.
"Bir daha mı hastanelik olmak istiyosun sen" Pilot denen çocuğun kahkaha patlatmasıyla bütün gözler ona çevrildi. "Merak etme Pilot. Bir daha Akın'ın dediği bir şeyi ikinci kez söyletirse hastaneden çıkamayacak hale gelecek"
Enes'te Pilot gibi kahkaha atmasa da güldü. "En son sen gittin diye hatırlıyoruz Pilot"
O çocuğun yanında olan diğer çocuktan ses yükselirken koridordaki gerginlik daha da arttı. Asmin ve Umut'a baktığımda onlarda şaşkın şaşkın etrafına bakıyorlardı. Asminle bakışlarımız kesişirken Asmin kendine geldi ve bana doğru bir adım attı. Fakat ona gerek kalmadan Pilot Asmin'in kolunu tuttu ve onu durdurdu.
Bu kez Pilot sinirle konuşan çocuğa atıldı. "Ne diyosun lan sen-" Lafını ve çocuğa doğru atağa kalkmasını bir kol engellerken bu kolun sahibi kesinlikle tahmin ettiğim kişiydi. Akın...
Bakışlarım bu kez Akınla kesiştiğinde ona bakmama bile izin vermeden bana doğru gelmeye başladı. Benim kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladığında onun yürüyüşü beynimde aptal bir romantik filmdeymişiz gibi ağır çekimde oynamaya başlamıştı bile.
Sonunda kokusu burnuma değdiğinde dibimde bitti ve gözlerime odaklandı.
Boyum ondan kısa olduğundan göz temasımızı kesmeden belini kırarak hafifçe eğildi ve kolumdan tuttu. kolumdaki elini aşağı doğru kaydırarak bileğime kadar indirdi ve beni bileğimden tutarak arkasına çekti.
Ben onun beliyle bakışırken kulaklarıma şu an acayip derecede mükemmel gelen sesi doldu.
"Bu konuyu teke tek çıkıcaz deyip 3 kişiye 8 kişi dalarak, ha bir de artık nasıl bir korkuysa yetinemeyip sopalarla gelecek kadar şerefsiz ve yüzsüz olmayı bıraktığınızda konuşuruz. Az önce konuşan köpeğine ilet." Sesi daha da korkutucu bir hal aldı. "Tamam mı Ege?"
Bu kadar kelimeyi iki saniyede nasıl toparladığını düşünürken Akın bileğimdeki eli sayesinde beni tutarak yürütmeye başladı.
Bileğim şu an yanıyordu. Teni tenime değince yanması normal miydi?
Asmin ve Umut'un yanından geçerken ikisi de tam yanıma gelmek için bir adım atacakken gözlerimle durdurdum ikisini de.
Geri önüme döndüğümde Akın'ın hızlı adımlarına karşı yetişmeye çalıştım. Geçtiğimiz her koridorda bütün gözler bize dönerken başımı eğdim. Ya ilk günden bu başıma gelenler neydi böyle? Düzgün bir okula neden düşmemiştim ki sanki?
Koridorda giderken daha demin kavga ettiğimiz o salaklar bakış açıma girdi. Adının Ezgi olduğunu bildiğim baş salak ve diğerleri bana sinirli bir şekilde bakarken bir anlık gazla saçlarımı nispet yapar gibi onlara doğru savurdum.
Hareketim daha yeni bitmişken Akın'ın aniden durmasıyla başımı beline çarptım. Başım anında zonklarken boşta olan elimle başımı okşadım. Ne ile besliyolar bunu!
O hiç bozuntuya vermeden durma nedenimiz olan sınıfın kapısını açtı ve beraberinde benimle birlikte içeri girdi. Kapıyı geri kaparken beni bileğimden çekerek karşında durmamı sağladı. "Onları tanımıyosun değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
Teen Fiction"Seni tanıyor muyum?" Çatılan kaşlarımın ardından bu ifademe daha çok güldü. Bir süre gülümseyerek sadece durdu. Bense hâlâ ona bakıyordum. Yüzü tanıdık değildi. Sanki yüzü bir şaheser gibiydi. Mavi gözlerini bir anda bana çevirdi. "Artık seni tanıy...