♚10.bölüm♚

En başından başla
                                    

Larissa'nın, yanağında patlayan tokatı karanlık bir düşüncenin de tohumlarını ekmiş; sonrası da tıpkı çorap söküğü gibi gelmişti; her zamanki merakına yenik düşerek Erica'nın buz gibi bakışlarıyla muhatap olmuş Merih Yıldızının uçuşan yeleleri arasında Rex'in sığınağına gitmişti, sonra gök lacivert pelerinini yırtarcasına gürlemiş onu ela gözlerin sahibine itmişti.O geceyi nasıl unutabilirdi ki?

Sonrasında...Larissa Nolan'ın cinayeti işlenmişti ve Ela Gözlü, Soylu, Çenesi Gamzeli hakikati görmezden gelerek onu suçlamaktan bir an olsun çekinmemişti. Derin bir nefes aldı.Tanrım, Sacramento'ya gelmeden evvel adam onu polis merkezinde öpmüştü. Doktor Faust'un hikayesinden hemen sonra.

Bahar içindeki umudu tüketirken, sonra tekrar ekerken ve sonra tekrar yerle yeksan ederken ona direnmişti. Brendan zihnini zorluyor düşüncelerine acımasız darbeler indiriyordu aralarında neredeyse ikisini ezip geçecek kadar kuvvetli bir tutku vardı.

Doktor, utanmış bir ifadeyle ayağa kalktı.Gür sesi  düşünce çukurundan kurtardı.

"Kahve için teşekkür ederim küçük hanım, yeni reçeteyi hazırladım Bayan Ferrell temin edebilirseniz iyi olur. Hastamız en yakın zamanda ayağa kalkacak yalnız biraz güç toplaması gerekiyor."

Yaşlı adam genç hanımların bakışlarına nazikçe gülümseyerek salondan çıktı, diz hizasındaki koyu lacivert kaşe kabanını giyerek yakasını ensesine siper etti,

"Pekala, Sacramento Şehir Kolejinde bir seminerim var. Arabam park yolunda.Sonra aldırmam umarım sizin için sorun teşkil etmez Bayan Ferrell?"

Tyra kibarca gülümsedi.

"Elbette sorun olmaz. Siz şehre nasıl inmeyi düşünüyorsunuz?"

Doktor, kolundaki saate baktı.

"Oğlum beni almak için iki dakika içinde burada olur. Geç kalmasam iyi olur." Ardından inci gibi dişleri parladı" Günümüz gençleri bekletilmekten pek hoşlanmıyor."

Tyra doktora 'tanıştığımıza memnun oldum' türevi şeyler söyleyip her şey için teşekkür ederek adamı kapıya kadar yolcu edince Bahar'ın üstüne anlamlandıramadığı bir hüzündür çöktü, yalnızlığın etkisiyle yıkılmış gibi oldu.Gerçi doktor fazla kibar tavırlarıyla onu tedirgin etmiyor değildi;ancak onda insanı rahatlatan bir şeyler vardı.

Yoğun bakışlarını üzerinde hissederken devasa portmantodan koyu renk kalın bir şala uzandı.Genç kadının sorgulayan ifadesine kayıtsız kalmak oldukça zordu.

"Sen bir şey içmedin, taze sıkılmış portakal suyu ister miydin?"

Genç kadının sorusu havada asılı kaldı, doğal olmaya çalışarak gülümsedi.

"Dışarıda yakından görmeye can attığım bir manzara var.Şu kartpostala yakından bir bakayım."

Tyra dudak büktü, dışarıda ayaz vardı Bahar'ın odasından ara sıra öksürük sesleri geliyordu. Kıvrım kıvrım saçlarıyla oynadı ensesini sıvazladı ne diyeceğini bilemez bir hali vardı. Genç kız koluna şefkatle dokundu.

"Merak etme birazdan dönerim."

Zarif dudakları gülümser gibi kıvrıldı, ardından bakarken elleri istemsizce karnına gitti. İçinde her yeni günle birlikte büyüyen bir canlı olması fikri onu heyecanlandırıyordu. Ve anlaşılan bu annelik rolüne git gide alışıyordu.

*

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin