"Haksızlık etmeyin belki insanlıktan nasiplerini almışlardır" diye alay etti Alya

"Hiç sanmıyorum" diye mırıldanan Azra açık ve net bunu Erkan için söylemişti.

"Fazla heveslenmenize gerek yok 1 hafta öncesinde okul yüzü görürüz fena mı olur?"

"Şimdi gidiyormuyuz, gitmiyormuyuz?"diye soran Merve'ye sorusunun yanıtını da vermekte gecikmedim.

"Murat beye gideceğimizi bir kere söyledim gitmesek olmaz....12F'le fazla muhabbet olmayız olur biter"

"İyi peki madem" diye onayladı İdil.

Bars'da orada olacaktı. Olsun senin için birşey ifade eder mi? Etmemeli sadece...
Sadece? Bilmiyorum kafam çok karışık düşünmekten yoruldum hayatı her akışına bıraktığımda akmadı durdu. Ben yine başladığım yere tekrar döndüm değişen birşey olmadı. Düşünceler, fikirler, yapılar, hiç bir şey değişmemişti. Eskisi nasılsa biz de öyleydik eskiye dönmüştük ama ben bir karar almıştım ve ben bu kararımın arkasında durmaya kararlıydım.

Bars'la ne dosttum, ne arkadaş, ne düşman, ne kardeş, nede sevgiliydik biz onunla başından belli iki yabancıydık bizi tanımlayan en iyi şey buydu birer yabancıydık birbirimize karşı yabancıydık fazlası değil olamazdık da

Bileğimdeki tokaya göz attım. Bu tokayı verdiğim o çocuğu bulmak istiyordum o kötü anılarımda masum olan tek şey bi çocuktu tanıdığım sokaklarda oynadığım çocuklardan biri değildi. Yabancıydı gözüme buraya ait değil gibiymiş,bulmak istiyordum ne pahasına olursa olsun bu çocuğun peşini bırakmayacaktım. Bırakma

Öğlene yakın bir saatte herkes hazırlanmak için kıvrıldığı yerlerden toparlanarak hazırlanması için kalktı

Alya bize kıyafet verirken Cansu'yla Sibel'in kendi aralarında başlattığı küçük kimseye bir zararı olmayan savaşa "Çocuk gibisiniz" diyerek hamurdandı

Alya'nın bize verdiği kıyafetlerle hazır hale geldik

"Hadi Sibel ya iyiki oyalanmadan çıkıcağız dedik neredesin iki saattir"

Yukarıdan Sibel'in sesi duyuldu.

"Patlama geliyoruz"

Aramızda en geç hazırlanan Sibel'i hepimiz tarafından güzel bir dayağı haketmişti. Merdivenlerden koşar adımlarla inerek yanımızda bitti "Çıkabiliriz"

"Şükürler olsun" diye karşılık veren Cansu'nun homurtusuyla evi boşalttık

Okulun önüne vardığımızda kapı eşiğinde okula baktık "Hiç özlememişim kapısı aynı,penceresi aynı, duvarları aynı herşey aynı ben bu okulum neresini özleyeyim" diye bizi güldüren cümlesini kurdu Cansu.

"Neyin değişmesini bekliyordun?" Diye sordum

"İçindeki insanların....12F'nin kıçlarına tekmeyi basıp insanlıktan nasibini almamış mahluklardan okulu temizleseler fena olmaz yani"

"Çok konuşmayın da yürüyün" diyerek bizi harekete geçirdi İdil

Okulun içeri kısmında girdiğimizde henüz ortalıkta Bars ve arkadaşları yoktu. Cebimde titreşimde olan telefonumdan arayana bakarak bekletmeyerek açtım.

"Sana dediğim yerleri yapmanız yeterli çocuklar işiniz bittikten sonra orayı güzelce terk edebilirsiniz....Endişelenmeyin Yalnız değilsiniz 12F'de az sonra yanınızda olur size kolay gelsin gençler" diyerek tek kelime dahi etmeden telefon suratıma kapandı konuştu ben dinlemiştim sadece, güldüm.

"Yoldalar geliyorlarmış"diye mırıldandım

Sibel "Birde kızlara geç hazırlanıyor diyorlar. Erkekler sütten çıkmış ak kaşık sanki hani neredeler?"

"Hakkımızda konuştuğunu bilecek kadar yakında" Diye konuşan Kutay'ın bulunduğu kapı girişine baktık

"Ne mutlu bana duyduysan" diye Kutay'ın homurtusunu taklit etti.

Bars'larda yavaş yavaş içeri girerken Bars'ın muhattap olmak istediği biz değil işlerdi. Biran önce bitirip kurtulmak istiyordu ama bir karar almıştım ben o kararımın arkasında durmayı bilmeliydim Bars ve Bars'ı ilgilendiren hiç birşey beni ilgilendirmiyordu. İlgilendiremezdi

"Nerden başlıyoruz?" Diye bıkkınlıkla soran Emir'e cevabı gecikmeden İdil tarafından verildi "İlk önce kendimizden temizliğe başlayıp sonra asıl temizliğe geçiş yapıyoruz" diye alay etti.

"İçmizden bir kaç kişi okulun kütüphanesine gidip oradaki rafları ve kitaplığı sıraya koyup düzene sokacak tozlarını alacak bizde burda okulun camlarını falan alacağız anlaşılmayacak birşey?" Diyerek üzerlerine düşünleri kibar bir dille anlattım.

"Herşey netti" diyerek sırıttı Erkan

Birkaç kişi kütüphaneye giderken birkaç kişi burada kaldı. Tabi bu kütüphaneye giden birkaç kişinin içerisinde Bars da mevcuttu.

İdil elindeki bezle işe koyuldu.

"Bak olmamış" diyerek İdilin daha yeni sildiği cama elini süren Emir'e İdil'in öyle bir bakışı vardı ki bu ortamda gülmemi sağladı.

"Sen belamısın? Daha yeni sildiğimi gördün bilerek yapıyorsun değil mi daha okulların açılmasına 1 hafta var. İnsanı zıvanadan çıkarmayı başarıyorsun.....Anlamıyorum seninle muhattap olmadığıma rağmen ne diye burnumun dibinde bitiyorsun"

"Aralarda nefes alki karşındaki konuşmandan baymasın....Bütün nefretini,kinini kus rahatla" diyerek alay edip gülen Emir. İdil'in kalan son sabrını da tüketiyordu

"Defol Emir"

"Doğru düzgün yapmıyorsun diyorum anlatamıyorum sana, biraz temiz yap bak şurdaki parmak izini görmüyormusun orayı da sil bakam"

"Küfür etmek günahsa ettirende yansın abi" diye sinirle söylenip Emir'i ve dediklerine kulak asmadı

Herkes bir pencere kapmış siliyordu. İdil Emir'in yaptığı camı görünce işini yarım bırakıp konuştu.

"Kadınların iki kova suyla yaptığı tüm temizliği, sadece bir ıslak mendille yapabilen canlıya Türk erkeği denir" diyerek Emir'in altında yatan imayı anlamasını umarak güldü.  

Düşman sınıflar [3]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin