Üçüncü kere bağırıyordu. Acı hissedebiliyor muydu?

"Neler olduğunu bana söylemelisin."

Tedirginliğimi saklamak çok zordu. Hala bizi film çekiyormuşuz gibi izleyen onlar yüzünden geriliyordum da. Onun nesi vardı?

"Ah... hayır sorun yok."

Derin nefesler alıp vererek iki büklüm olmuş bedenini doğrulttuğunda sıkıca tuttuğu elimi geri bırakmıştı.

"Onlar bir şey mi yapıyor?" dedim sesime yansıyan öfkemi bastırmaya çalışarak. Çünkü aniden bağırdığına daha önce hiç şahit olmamıştım.

"Hayır."

Kısa ve net bir cevapla sorumu yanıtlarken benimle göz teması kurmamaya çalıştığını fark ettim. Ah, neler olduğunu bana anlatmak zorundaydı ama şu an bunlardan nasıl kurtulacağımıza odaklanmalıydık.

Derin bir nefes alıp vererek benden uzaklaşan bedeninin önüne geçtim. İşte, başlıyorduk.

"N-Neye?"

"İzle."

Bana cevap verdiği gibi onu kısaca yanıtlayarak görmediğim yaratıklara çevirdim gözlerimi. Kendimi ilk defa böylesine emin hissediyordum.

"Jimin hayır-"

"Beni duyuyorsunuz değil mi?!"

Sesimin kuvvetlice duyulması için yükselttiğimde aynı zamanda Jennie'nin bileğimi var gücüyle sıktığını hissetmiştim fakat hissettiğim o sıkı tutuş yok denecek kadar azdı. Yeniden aynı şeyi mi hissediyordu?

"Onları görebiliyor musun?" diye sordum başımı hafifçe omzuma çevirerek. Bana öfkeli olduğunu biliyordum ama henüz hiç bir şey yapmamıştık.

"Sorgulayıcı bakışlarla izliyorlar, Jimin yapma bak-"

"Boşuna olan uğraşınızı izlemek eğlenceli!"

Keyifle sırıtırken Jennie'nin bir an olsun bırakmadığı bileğimi sıkmaya hatta tırnaklamaya başlaması hoşuma gitmeye başlamıştı. Anlaşılan böyle yaptığım için kızıyordu ve şu an bunları düşünüyor olmama rağmen sessiz ve tepkisizdi. Onu ilk defa böyle görüyordum. Belki de baş edemeyeceğimizi sanıyordu evet bende öyle düşünüyordum ama henüz elimizdeki tek bir gücü dahi onlara karşı kullanmamıştık. Pes etmek için fazla erkendi.

"Jimin onları bize karşı kışkırtıyorsun."

"Güzel, amacıma ulaştım demek ki."

Anlamsız bakışları beni bulduğunda sırıtarak yüzüne göz kırpıp yeniden onlara döndüm.

"Sen demiştin, yeni olan güçleri beklersen gelmez diye."

"N-Ne?"

Kafası karışmış bir halde yüzüme öylece bakarken bileğimi parmakları ardından çekerek elinden tuttum.

"Beklemek yerine harekete geçersek güçleri keşfedebiliriz, değil mi?"

Şaşkındı. Bense hiç olmadığım kadar heyecanlıydım. Elinden sıkıca kavradığım gibi var gücümle koşmaya başladım. Hemen ardından bedenimi gökyüzüne kaldıran güçle birlikte Jennie'nin belini sıkıca kavrarken havada asılı kalabilme özelliği olduğunu hatırlayıp belini tutmayı bırakmıştım. Bakışlarım onu bulduğunda kızılın birçok tonuna bürünmüşçesine göz kamaştırıcı bir şekilde parlıyordu. Karanlık gökyüzünde ilk göze çarpan bir yıldız gibi parlıyordu. Öfkeliydi bana ama ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu.

Elleri arada bir sırtına gidip dursa da belli etmemekte fazlaca ısrar ediyordu. Nesi vardı? Canı mı acıyordu emin olamıyordum. Bana söylemediği yeni bir şey varmış gibi hissediyordum.

deadline: decipher |jenmin| [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin