Jessica oturduğu yerden kalkıp onun yanına geldi. Ona sıkıca sarılarak sakinleşmesini bekledi. "Her şey iyi olacak, söz veriyorum."
(...)
Yemekten sonra uykusuz kalmasına rağmen umursamadı, ayağa kalkarak kızların uyanmamasına dikkat ederek sandığını açtı, kıyafetlerinin altında sakladığı bir defteri çıkardı ve aynı sessizlikle kapağı kapatarak pencerenin önündeki çıkıntıda oturdu. dışarıdaki ay ışığı ve çıkıntının üzerine koyduğu mum görmesine yetecek kadar ışıklandırmaya yetmişti.
Defter eskimiş gibiydi, sayfaları buruş buruş olmuştu. Kapağı ise bir kaç yerden yıpranmıştı. Derin bir nefes alıp kapağını açtı.
Bu defter LP'ye mahsustur.
Bir kaç sayfa daha çevirdi, istediği yeri bulmak beklediğinden daha zor olmuştu. Gözlerini kısarak yazılanları okuduğunda yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamadı.
Biliyorum, günlükler her gün yazılmak içindir. Ama her gün yazmaya vaktim ve hevesim olmuyor ki! O yüzden ben de ne zaman istesem o gün yazmaya karar verdim.
Demem o ki, bu gün yazmaya karar verdim. Hogwarts çok güzel bir yer, burayı gerçekten çok sevdim. Yeni arkadaşlarım da oldu. İkisi de sınıf arkadaşım ve aynı odalarda kalıyoruz. Alice'i önceden tanıyordum az çok, ama Jessica'yla yeni tanış oldum ve çok iyi bir kız.
Albus'a evde çok gıcık oluyordum ama burda çok iyi. Bazen sınıfları bulamadığımda bana yardım ediyor. Bir de arkadaşı var, Scorpius. Onunla da anlaşıyor gibiyiz. Arada o da bana yardım ediyor, hatta sohbet ettiğimiz zamanlar da oluyor.
Geçen gün mesela, İksir sınıfına giden yolu unutmuştum, hiç huyum değildir halbuki. Tesadüfen rastladık yolda, bana sınıfa kadar eşlik etti. Hatta o ara minik bir sohbet de ettik -şu an konusunu hatırlamıyorum-, tuhaf bir şekilde benden bir dönem büyük olmasına rağmen sohbetlerimiz iyi ilerliyor.
Akan gözyaşlarını silerek hüzünle baktı deftere. O zamanları hatırlayınca duygulanmıştı istemsizce. Bir sürü sayfa çevirip en buruşuk olanını buldu. Dağınık yazısı gözlerini kanatacak cinstendi. O anki ruh haliyle yazdıklarını bile göremediğini iyi hatırlıyordu.
Bitdi, artık umut etmekten, hayal kurmaktan bile vazgeçtim! Onun için ben her şeyi yaptım, HER ŞEYİ! Ama o ne yaptı? Gitti Iris'le buluştu! Hem de bana söz verdiği halde.
Yoruldum artık, her sefer aynı şey oluyor.
Bir daha onu sevmeyeceğim, arkadaş olmayı geçtim, yüzüne bile bakmayacağım!
ONUN YÜZÜNDEN REZİL OLDUM!
Iris şimdi sürekli benimle dalga geçecek, ondan da bıktım zaten. Tüm Slythetin'liler kötü bir kere! Albus da gıcık, o pislikle arkadaş oluyor!
Bu günlüğe de asla yazı yazmayacağım! Hasta oldum zaten!
Gözyaşları akmaya devam ederken güldü istemsizce. Geçmişte hisleri ve düşünceleri çocukça olsa dahi kırılmıştı, rezil olmak çok koymuştu zaten.
"Ah, Malfoy... Neler yaşattın bana..." Akıllanmıştı Scorpius da. Nasıl olduğunu anlamadığı bir şekilde onu sevmeye başlamıştı ve Scorpius tarafından sevilmek hayal ettiğinden bile güzel histi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akrep ve Zambak || ScorLily
FanfictionKüçük çocukların, mutlu hikayelerin olduğu bir masaldı bu. Ta ki, herşey kanlı bıçakla kesilmiş gibi bitmişti. Bitmek de bir bakış açısıydı, genç adam yıllar sonra duygularını bastıramamış, herşey birden patlak vermişti. Ona göre bitmek değildi çünk...
18 • final
En başından başla