Filmden bir bok anlamamıştım, Taehyung ise pür dikkat izliyordu. Yanlış anlaşılmasın, film güzele benziyordu ama kafamı verememiştim.

Ortamın karanlıklığı yavaşça gözlerime çöküyordu. Gözlerimi açık tutmaya çalışsam da işe yaramıyordu. Birkaç saniye sonra verdiğim savaşı kaybettim, tek hatırladığım kafanı sert bir şeye koyup uyumamdı.

Uyandığımda filmin sonu olduğunu farkettim. Kafamı yavaşça kaldırıp kütlettim, neyin üzerinde uyuduğuma baktığımda ise biraz utanmıştım. Evet, Taehyung'un omzunda açmıştım gözlerimi. Gözlerimi pörtleterek dizlerime odaklandım. O sırada Taehyung'un bana baktığından haberim yoktu.

"Filmi beğendin mi?" diye sordu kıkırdayarak. Cevap vermeyecektim çünkü filmi izlemediğimi bildiğinden emindim.

"Sanırım uyuma fikri film izlemeden daha ağır bastı." dedim aynı şekilde kıkırdayarak.

"omzumda uyuma fikri..." dedi beni düzelterek. Yavaşça kafamı sallayarak onayladım.

Birden aklına bir şey gelmiş ve heyecanlanmıştı.
"Hey baksana, haftasonu parti veriyorum ve bence gelmelisin. Arkadaşlarıma senden o kadar bahsettim ki..." dediği şeyle duraksayarak dudağını ısırdı. Ben ise onun bu halini ezberlemeye çalışıyor gibi göründüğüme emindim.

"...Seni çok merak ediyorlar." tek nefeste söyleyip bana yavru köpek bakışları attı.

"Gelirim tabi. Parti burada mı olacak?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Pek parti verilmelik bir ev değildi.

"Hayır, bir yer kiraladım. Partinin olduğu gün seni alırım. Tamam mı?" dedi kare gülümsemesini bana sunarak.

Aradan biraz zaman geçmişti ve muhabbet derinleşmişti. Taehyung ailesini anlatıyordu. Birkaç öğrendiğim bir şey vardı ama tam anlamıyla bilmiyordum.

"Çok güzel bir ailede büyüdüm. Her mutlu aile gibi her hafta sonu sinemaya giderdik. Arada bir lunaparka da giderdik. Sonra büyüdüm. Yine herşey güzeldi. Ta ki o güne kadar..."

Hala aynı koltuktaydık. Taehyung gözlerime bakmadan konuşuyordu ve Dudakları aşağı sarkmıştı. Ben ellerimi kucağımda birleştirmiştim, bedenlerimiz birbirine dönüktü.

"...Annem bitmek bilmeyen hastalıklarından sıkılıp doktora gitti, 2 sene önce, sonra doktor kanser teşhisi koymuş. Annem bunu bizden bir süre sakladı, sonra bir gün dayanamayıp söyledi bize... "

Annesinin kanser olduğunu çoktan bildiğim için ses çıkarmadan dinlemeye devam ettim. Güç vermek için ellerini tutup devam etmesini sağladım.

"...Sonra bir sene boyunca savaştı. Gerçekten, çok direnmişti. Kazanmak üzereydi, gerçekten..."

Taehyung'un dudaklarından bir kıkırtı dökülmüştü ama bu neşeli bir kıkırdama değildi. Daha çok, hayal kırıklığı ile doluydu.

"...Hastaneye yattığı gece fenalaştı. O gün kaybettik."

Taehyung hala bana bakmamaya devam ediyordu ve sanırım nedenini biliyordum. Gözlerindeki kırılganlığı saklamaya çalışıyordu. Gözlerini yumdu.

"Babamla da ister istemez uzaklaştık, fiziken. Annemin ölümünden sonra kendini işe verdi ve işinde çok ilerledi. Bana bir sürü şey sağladı, bu ev, okulum... Ona çok minnettarım, onu çok seviyorum."

Avcumdaki ellerini iyice saklayarak tutundum. Gülümseyerek karşılık verdi. Gözlerinin altında parlayan gözyaşını elimle yakalandıktan sonra ellerine tekrar yerleştirdim elimi.

agliophobia ¦ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin