"Borcum olsun," dedi Jeongguk oturduğu sandalyeden ayaklanırken. "Ben revire gidiyorum, biraz uyurum falan,"
"Ağrı kesici içmeyi unutma," diye seslendi Hoseok, Jeongguk'un arkasından. "Çıkışta yanına geliriz," Jeongguk ise onlara cevap olarak sadece başını salladı ve sakızını çöpe doğru tükürdü.
***
"Yüzün sağlam görünüyor," Hemşire kendisine gülerek söylediğinde Jeongguk boş boş baktı.
"Sağlam olmamasını mı tercih ederdin?"
Jeongguk'un kavga ettiği tek kişi Taehyung değildi fakat Taehyung okulda kavga etmediği tek kişiydi. Çünkü onların kavgası fazla ağır geçiyordu. Onun haricinde Jeongguk pek sevilen bir tip değildi karakteri nedeniyle, dili epey sivriydi ve bu sivrilik neredeyse her gün kavgaya karışmasına neden oluyordu.
"Öyle daha ateşli göründüğün bir gerçek," Jeongguk gözlerini kıstı ve kendisine ağrı kesici uzatan hemşireyi süzdü. Güzeldi. Kore standartlarının üzerinde bir güzelliği vardı ve reviri fazla ziyaret etmesine rağmen neden bir kere bile işi pişirmediklerini düşündü bir süre. Ancak cevap bulamadığında sadece ilacı ve suyu aldı elleri arasından.
"Yazık o zaman sana," dedi ve yarıladığı su şişesini masaya bıraktı. "Şu sıralar uslu bir oğlan olmaya karar verdim," Hemşire güldüğünde umursamadan yatakların olduğu yere gitti. "Ben biraz kestireceğim, ses çıkartmazsan sevinirim,"
Hemşirenin bir şeyler dediğini duydu ama umursamadan perdeyi çekti ve o an eli perdede takılı kaldı. Revirde iki yatak vardı, biri doluydu ve dolu olan yatakta tanıdık bir beden vardı. "Harika," diye homurdandı ve gözlerini kaçırarak kendini diğer yatağa attı.
Taehyung'un bir kolu gözlerini örttüğü için onun uyanık olup olmadığını anlamamıştı. Gerçi bu önemli değildi. Son yaşananlardan sonra ona öfkeliydi, yaptığı şey çok gereksizdi ve eğer o zaman ciddi anlamda sarsılmamış olsa, karşılık vereceğini biliyordu. Biraz içinde kalmıştı ama neyse ki Jimin kendisi yerine yeterince cevap vermişti, az da olsa bu sakin olmasını sağlıyordu.
Gözlerini kapattı ve dudakları arasından yorgun bir nefes bıraktı. Sikik aptal bir organın sanki tüm insanlar çürümüş gibi Taehyung'a atması ve ona laf dinletememesi sinirlerini bozuyordu. Jeongguk çapkındı, ihtimal dahilinde bile olmayan insanlarla ilişki yaşamıştı fakat onlara aşık oldum derken hiçbir zaman ciddi değildi. Arkadaşları da bunu biliyorlardı. Bunu biliyorlardı ve Taehyung'a duyduğu hislerinin gerçek olmadığını düşünüyorlardı, son yaşanan olaya kadar. Açıkçası gözleri dolduğunda o da bunun ciddiyetini tam anlamıyla kavramıştı çünkü Kim Taehyung'un kalbini kolayca kırabilmesini beklemiyordu.
"Nefes seslerin rahatsız ediyor," Taehyung'un sesini duyduğunda gözlerini aralayıp başını yastıkta ona doğru çevirdi. En son gördüğü gibi duruyordu.
Gözlerini devirip "Sevindim buna," dedi ve nefeslerini daha güçlü alıp vermeye başladı, sırf ona inat olsun diye. Kendi nefesleri arasında Taehyung'un iç çektiğini duydu. Gözleri hâlâ onun üzerindeydi, bu yüzden kolunu çekip o da başını Jeongguk'a çevirdiğinde göz göze geldiler.
"Sorundan başka bir şey değil misin sen?"
"Yoo, bir sürü şeyim ama sana karşı sadece sorun olasım geliyor," İtici bir şekilde sırıttı. Taehyung bayık bir şekilde ona baktı ve yanaklarını şişirdi.
"Uslu bir oğlan olmaya karar verdin sanıyordum?"
Jeongguk gözlerini kıstı ancak sırıtmaya devam etti. Yattığı yerde doğrulup bacaklarını yataktan aşağı sallandırdı, başını soluna yatırıp Taehyung'a üstten bakmaya başladı.