ÇK-11 'kalp kırıklığı'

En başından başla
                                    

İstediğim yere gelince arabayı park edip içeri girdim. Küçük samimi sıcak bir yerdi. En köşede boş bir masa olduğunu görünce hemen oturdum. Herkesten uzaktım

Mezeler yavaş yavaş masaya dolarken mekanda çalan şarkıya odaklandım

Senden bir hatıra bana bu şarkı
Bir gün gitsen bile hatıran yeter
Unutmak mümkün mü böyle bir aşkı
Bir gün gitsen bile hatıran yeter
Hatıran yeter
Hatıran yeter

Şarkıyla birlikte dalıp gitmiştim. Bana seslenen garsonu yoğun çabaları sonucunda fark edebildim.

"Ne var lan"

"Rakıyı getirdim başka bir arzunuz var mı diye soracaktım"

"He yok eyvallah kardeşim" adamı yollayıp düşüncelerimle baş başa kaldım

Saatlerce şarkı eşliğinde içip içip kafayı buldum. Kah kederlendim kah dertlendim. Eninde sonunda masadan kalktım.

Hesabı ödeyip çıktım. İçimi dökmeye yer arıyordum ama etrafımda beni dinleyecek kimse yoktu. Yine içime gömdüm tüm cümlelerimi. Hani bir şarkı sözü var ya 'dokunsalar ağlayacaksın ama kimse dokunmuyor' aynı öyleyim.

Arabaya binip her ne kadar istemesem de eve gittim. Kendimde değildim. Sarhoş gibiyim ama değil gibiyim. Sarhoşlar kalp kırıklığını unutmuyor muydu? Ben o kırık parçaların kalbime kesik atışını hissediyordum.

Eve varınca arabayı park ettim. Aklıma şahsi araç almayı not edip anahtarla eve girdim. Hazel'in uyuduğunu düşünüp direkt merdivenlere yöneldim.

"Çınar hoş geldin canım" ses mutfaktan gelmişti. Evin karanlığından onun orda olduğunu fark edememişim. Ona dönmeden "hoş buldum" deyip çıkmaya başladım ama yanıma gelip kolumdan tuttu.

"neyin var senin" kolumu elinden kurtarıp ona döndüm.

"rahat bırak kalbini kırarım"

"sarhoş musun sen gözlerin kan çanağı ne oldu?!"

"HAZEL!! Kalbini kırarım yaklaşma bana"

"kır ablacım ama gel oturalım konuşalım anlat derdini"

"DERDİM SENSİN DERDİM HAZAL DERDİM BANA OLAN İHANETLERİNİZ!!" bana yaklaşıp yüzümü inceledi.

"ağlamışsın" hiçbir şey söylemeyip birkaç basamak çıktım ama pes etmeden yanıma geldi

"konuşalım"

"konuşacak bir şey yok"

"ben senin ciğerini bilirim lan. Gel oturalım istersen saatlerce susarız. Bu halde seni tek bırakmam" pes etmeyip ısrar edeceğini bildiğim için kafamla onayladım.

"sen geç ben kahve yapıp geliyorum"

"istemiyorum"

"tamam şekersiz yaparım"

Sesli bir of çekerek koltuğa yayıldım. Durup dururken kahkaha atmaya başladım. Öylesine, sebepsizce. Ardından yarım ağız şarkı mırıldandım.

Elinde kupa bardaklarıyla gelen Hazel halime gülmeye başladı "dengesiz misin oğlum" onu takmadan gülmeye devam ettim. Bir yandan kahvemi yudumlarken bir yandan sırıtıyordum. O bir süre susup gülüşlerimi izledi.

Ses tonum epey bir yüksekken şiddetli kahkaham hıçkıra hıçkıra ağlamaya döndü. Hazel beklemiyormuş gibi yaslandığı yerden doğruldu. Bense aldığım nefes yetmezmiş gibi içli içli ağlıyordum.

"acıyorum lan kendime o kadar acıyorum ki bir zavallıymışım gibi hissediyorum. Ben bir kadın sevdim lan. Kör kütük aşık oldum. Ablam dediğim şerefsiz kızın kardeşini kaçırıp annesini kullanmış. Benden uzaklaştırmış. Lan en iyi sen biliyorsun çektiğim aşk acısını" derin derin nefes alıp ağlamaya devam ederken ağzımdan hıçkırıkların çıkmasına izin verdim.

"2 sene boyunca bir yarım eksik yaşadım. Her gece ağladım. Her gece ona daha fazla sarılmadığım saniyeler için lanet ettim. Beni aldattı diye ona kızdım ama bunların sebebinin ablam dediğim kadının yüzünden olduğunu bilmek beni bitirdi Hazel. Nefes alamıyorum. Çok ağır geldi. Bu yükü taşıyamıyorum" Hazel susmuş pür dikkat beni dinliyordu

"Buse'nin annesi hastaydı sana bahsetmiştim. Buse'ye ona yardım edecem deyip benden ayrılmasını istemiş. Sonra garanti olsun diye Mira'yı kaçırmış. Yerini sordum söylemedi" burnumu çekip gözyaşlarımı sildim ama nafileydi. Birinin yerini diğeri dolduruyordu. Ardı arkası gelmiyordu yaşların.

"Sonra tehdit edeyim dedim. Koz buldum. Beni 2 saat uzaktaki yalan yanlış bir adrese yolladı. Çok inanmıştım Hazel. Çok mutlu olmuştum. Mira'yı buldum buse'nin karşısına çıkabilecem diye. Mutluluktan ayaklarım yere değmiyordu ama adrese varınca her şeyin yalan olduğunu anladım. Dikildim karşısına. Neden yalan söyledin dedim alay etti " gözlerimi boş duvarda gezdirip devam ettim.

"Hazal bir kez daha ona olan güvenimi sikip attı. Yapamıyorum Buse'ye bir adım bile yaklaşamıyorum. Ulan biriniz annemi aldınız biriniz Buse'mi aldınız ama bu düzenine soktuğum dünyada sizden başka kimsem yok. Sana her bakışımda. Seni her sevişimde vicdan azabı çekiyorum. Bir yanım 'o annenin katili' derken bir yanım ' o senin her şeyin' diyor. Benim güvenebileceğim kimse yok"

O kadar ağlamıştım ki gözlerim uyuşmuş gibi hissediyordum. Hazel halimi anlayıp uyumamı istedi. İkiletmedim çünkü çok bitkindim. Oturduğum koltuğa uzandım.

Hazel de koltuğun yanındaki pikeyi nazikçe üzerime serdi. Uyumamak için direniyordum ama gözlerim benim aksime kapanmak için can atıyordu.

Gözlerim kapalı bilincim yarım yamalak açıkken dışkapının açılıp kapanma sesini duydum...




umarım beğenmişsinizdir bu bölümü çınar beyciğimize ayırdım ben yazarken çok duygusallaştım umarım duyguyu size de aktarabilmişimdir🌼

oy ve yorumlarınızı bekliyorum🐣




15.06.20
00.55
1141 kelime

ÇİFT KİŞİLİK ~sen kimsin?~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin