Baekhyun Chanyeol'u, Luhan Sehun'u geri çekmeye çalışıyordu. 

"KESİN SESİNİZİ!" Jongin'den beklenilmeyecek kadar öfke dolu, sert  ve yüksek bir ses çıkmıştı. Normalde herkesin bayıldığı göz rengi şimdi korkunç görünüyordu. "Uzaklaşın birbirinizden. Derhal!"

Bayan Do salonun ortasına gelip herkese sinirle baktı. "Beraber sırt sırta savaşan insanlar, ne ara birbirinden şüphe eder oldu?" Chanyeol'e baktı. "Sizi bir arada tutan Kyungsoo muydu?" gözlerine Sehun'a çevirdi. "Onun yokluğunda hemen düşman mı oldunuz?"

Luhan hızlıca öne atıldı. "Yemin ederim Sehun bir şey yapmadı! Kyungsoo'nun kaybolduğu gün beraberdik, gecesi Sehun beni avcıdan kurtardı!"

Suho ona şokla baktı. "Avcıyı mı gördün?!"

Luhan başını iki yana salladı. "Yüzü saklıydı, elindeki bıçağı gördüm yalnızca."

Sehun Luhan'ı kendine doğru çekti. "Bıçaktan yayılan büyü onu insan formuna dönüştürdü." Sert, soğuk ve kırmızı gözlerini Chanyeol'e dikti. "Kyungsoo gibi biri kaçırıldıysa, sebebi bu bıçak olabilir. Tüm doğaüstü varlıkların güçlerini etkisiz hale getirebiliyor."

Şuan ikiside birbirine öldüresiye savaşmıyorsa, sebebi kesinlikle Jongin idi.

Yinede Chanyeol sakin kalamıyordu. Kyungsoo en yakın arkadaşlarından biriydi. "O nerede Jongin? Hemen onu almaya gidelim hadi."

"Siz ne zaman bu kadar salak oldunuz?" Herkes Lay'e döndü. "Ellerinde büyü var, hiçbirimiz güçlerimiz olmadan onlarla savaşamayız!"

"Ayrıca yardım almalıyız." Minseok Luhan'a baktı. "Avcıya giden yolda bize eşlik etmekten zevk alacak birini tanıyorum."

"Chen." dedi Luhan hızlıca. "Onu tanıyor musun?"

"Avcıyı ona teslim edeceğime söz verdim." Jongin'e mahçupça baktı. "O orospu çocuğu kız kardeşini öldürdü."

"Oraya girmeniz için yardım gerekli." dedi Bayan Do

Suho öne atıldı "Bütün sürüyü toplarım."

Bayan Do gülümsedi alfaya. "Yardımdan kastım bu değil Suho." herkese tek tek baktı. Özellikle Chanyeol ve Sehun üzerinde durdu bakışları. "Ben gelene kadar bu odada çıt dahi çıkmayacak, anlaşıldı mı?"

"Nereye gideceksin anne? Seninle geleceğim."

Herkes Jongin'in Bayan Do'ya anne demesine şaşırmıştı fakat bir şey demediler.

"Sen burda arkadaşlarına göz kulak ol. Ben hemen geleceğim."

******

Yaklaşık yarım saat olmuştu. Herkes bir köşeye oturmuş sessizce bekliyordu. Sehun tekli koltukta, üzerine kıvrılmış Luhan ile oturuyordu. Diğer tekli koltukta Minseok vardı. İkili koltukta Chanyeol ve onun dizine kafasını koymuş yatan Baekhyun vardı. Suho ve Lay, üçlü koltukta birbirlerinden uzak oturuyorlardı. 

Jongin ayaktaydı. sürekli salonda ileri geri gidip geliyordu. Geçen her dakika bir asır gibi geliyordu ona.

Kapının açılması sanki bir şeyi tetiklemiş gibi başına giren sancıyla olduğu yere çöktü. Suho tam ona doğru hamle yapmıştı ki, "Sakın ona dokunma!" diyen yabancı bir ses duymuştu. 

Kim Jongin başını elleri arasına almış, bütün gücüyle bastırıyordu. Gözlerini kapatır kapatmaz Kyungsoo'yu gördü. Bu sefer yüzü kanlar içindeydi. "Jo-Jongin." diye sayıklıyordu gözleri kapalı. "Sa-sakın hata yap-yapma."

Görüntünün gitmesiyle başındaki sancıda gitti. Herkes ona bakıyordu korkuyla. Kafasını kaldırıp, gözleri dolu dolu olan annesine baktı. "Acele etmeliyiz." dedi fısıltıyla. ayağa kalkmaya çalıştı "Beni bekliyor!" bacakları onu taşımamış yere düşmüştü. Chanyeol ona yardım etmek için kalkmıştı ki, Sehun ondan önce davranıp ayağa kaldırdı Jongin'i.

"Ne gördün?" diye sordu tanımadığı bir adam.

"Bana hata yapmamamı söyledi." kapıya doğru gitmek için atak yapmıştı ki, Sehun onu sımsıkı tuttu. "BENİ BEKLİYOR!"

"Sana hata yapmamanı söylemiş, nasıl bir aptal gibi gidebilirsin ona!"

Jongin tanımadığı adama baktı.

Ona bağırmıştı.

Ona aptal demişti.

Kyungsoo'ya gitmemesi için durdurmuştu.

Jongin dönüştüğünü hissediyordu. Kendini durduramıyordu. Kanı sanki fokur fokur kaynıyordu, içindeki öfke yükseliyor ve öldürme arzusu onu yakıp kavuruyordu.

Hiç kimse Jongin'e dokunamazken adam meydan okurcasına güldü. "Dönüş hadi." dedi adam alayla. "Dönüş ve Kyongsoo'nun ölmesine göz yum."

Bayan Do'nun yüzünü elleri arasına almasıyla, sonunda gözlerini adamdan çekti. "Kyungsoo'yu kurtarmak için ona ihtiyacımız var." hafifçe gülümsedi. "Lütfen sakinleş oğlum, lütfen.

 "Lütfen sakinleş oğlum, lütfen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
THE KİNG // KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin