BEN ARAZ'A AŞIK OLDUM!!!

En başından başla
                                    

İşte kardeş buydu. Eve geldiğimizde Samet bana

- git üstünü değiştir ben burayı hazırlarken.  Dedi. Onun dediğini yapıp odama çıktım. Yatağımın üzerindeki kıyafetleri görünce canım yandı.  Burda bunları deneyip çıkarırken ne hayaller kuruyordum. Üstüme bol olan gri tişörtümü, alttanda borda eşofman altımı giydim. Siyah elbisemi elime alıp banyoya geçtim.  Elbiseyi tam kirli sepetine fırlatacakken o koku.. Araz'ın erkeksi kokusu üzerime oturduğunda elbiseme geçmişti. İyice içime çektim. Sonra gözümden yaşlar süzülmeye başladı.  O piç beni ne sanıyordu ha ? Beni nasıl diğerleriyle bir tutardı. Azra'nın yanında beni küçük düşürmüştü. Bugünü hiç unutmayacaktım. Elbiseyi hızla kirli sepetine fırlattım.  Aynaya dönüp ağlamaktan kızarmış gözlerime ve akmış makyajlı yüzüme baktım. Beni ne kadarda basite almışlardı. Ama ben hafife alınacak biri değildim. Makyajımı temizlerken onlardan nasıl intikam alabilirim diye düşünüyordum. Aşağı indiğimde Samet de üstüne rahat bir şeyler giymiş birasını içiyordu. Saçlarımı lastik tokamla kafamda dağınık bir topuzla bağladım.  Ve koltuğa kendimi attım. Elime  biralardan birini alıp kafama diktim. Darbeliydi sanırım bir anda kafamda birşeyler uçuştu gibi oldu.

Yüzümü buruşturarak tekrar içtim. Bu lanet şeyin tatı bok gibiydi! Ama her yudumda artık tadını hissetmiyordum. Su gibi içiyordum. Üçüncü şişemi açarken Samet

- ee dinliyorum..

Gözlerimi şişenin üzerinden ayırmadan

- biliyormusun Samet bugüne kadar hep ben başkaları tarafından sevildim. Arzu edildim.. Ama galiba..bu sefer işler öyle gitmiyor..

Biramdan bir yudum daha alıp ağzıma birkaç kraker tepiştirdim. Samet gözlerini bana dikmişti

- orda ne oldu Derin ?

Dedi. Ve ben gülmeye başladım. Gülüşüm kahkahaya dönüşürken Samet bana şaşkın yada şuan tam kestiremiyorum ama bu bakışlar acımakda olabilir. Elimde biramla ayağı kalktım. Dengede duramıyordum.  Sendeleye sendeleye koltukların arkasından dolaşmaya başladım. Pek dönmeyen dilimle

- orada ne mi oldu? Orada..ımm orada aslında pek birşey olmadı yani olduysadaaa benn bilmiyoruumm Sameeet..

Dedim. Tekrar gülmeye başladım. Konuşmam çok komikti. İstemsizce kelimelerin sonunu falan uzatıyordum. Samet olduğu yerde bana baka kalmıştı. Daha önce beni böyle görmemişti. Aslında bende kendimi daha önce hiç böyle görmemiş, hiç böyle hissetmemiştim.  Bu hissiyat artık kalbimde taşıyamayacağım bir yük halini almıştı. Adını koyamadığım şey daha doğrusu koymaktan korktuğum şey beni hergün daha fazla yıpratıyordu. Samet'in oturduğu koltuğun arkasına gelip ona doğru eğildim biramdan bir yudum daha aldıktan sonra Samet şişeyi elimden aldı ben şişemi istercesine uzanıp birşeyler mırıldanırken

- orada ne oldu bilmiiiyoruum Sameeet.. amaaa bildiğim tek birşey varkii..ben Araz'a aşık oldummm!!!

Ağzımdan bir hıçkırık kaçtıktan sonra koltuğun arkasından Samet'in kucağına düştüm. En son hatırladığım bunlardı. Birde ara ara kahkaha atıp arada da ağladığımı hatırlıyorum.

  Sabah koltukta Samet'in bir ayağı nerdeyse ağzıma girecek pozisyonda uyandım. Saate bakıp bir çığlık attım. Samet'te sesime bir gözü açık bir gözü hala açılmaya çalışırken uyandı. 

- ne oluyor Derin.. ne bağırıyorsun ya!!

Dedi. Saati gösterirken merdivenleri çıkmaya başlamıştım.

- saate bak gerizekalı.. çabuk ol !!

Samet saati gördüğünde pek anlayamadığım bir küfür savurdu ağzından.  Hemen üstüme okul gömleğimi geçirdim. Kıyafet seçmekle uğraşamazdım. Alttanda biraz kırışık olan eteğimi giydim. Saçımı yapmaya vakit yoktu o yüzden dünkü salaş topuzumla idare edecektim. Şişmiş göz altlarıma hızlıca bir kapatıcı sürerken Samet'in aşağıdan bağrışlarını duydum. Rezil durumdayım ama yapacak bir şey yoktu. Çantamı sırtıma takıp hızlıca aşağı indim. Samet çoktan arabaya binmiş beni bekliyordu. Kapıyı kilitleyip hemen arabaya bindim. Samet bu halimi görünce gülmeye başladı.

Ona kaşlarımı çatıp

- dün geceyle ve şuanki halimle ilgili sakın tek bir yorum dahi yapma !

Dedim. Yolda ilerlerken gülüşü hala devam ediyordu.

Okula geldiğimizde Samet kendi sınıfına bende kendi sınıfıma doğru yöneldim. Kahretsin ders başlamıştı. Şimdi bu halimleyken çok daha dikkat çekecektim. Sınıfın kapısını çaldım ve içerden çok harika !! Coğrafyacının sesi geldi.

-Gir!

Kapıyı yavaşça açtım ve içeri girdim. Coğrafyacı gözlüklerinin üzerinden bana bakarken bir açıklama bekliyor gibiydi.

Başımı önüme eğip

- geç kaldığım için özür dilerim hocam. Dedim. Bu rezil halime bir kaç kişinin sırıtışlarını görebiliyordum.  Göz ucuyla Naz'a baktım eliyle bana birşeyler işaret ediyordu. Onu anlamadığımı ifade edercesine başımı salladım.  Coğrafyacı birşeyler çizdiği tahtaya dönüp

- geç yerine!.. okulamı geliyorlar nereye belli değil!  Akıllar nerede acaba!?

Sırama geçerken hocanın niye bu  kadar abarttığını düşünüdüm. Hayır insanlık hali yani kalkamamış olabilirim demi!! Ve kalbim.. vurun beni vurun ! Gelmişti. Yerinde oturuyordu. Hayır gelmessin gelmessin de bugün niye gelirsinki!?

Allahtan elindeki telefonuyla uğraşıyorduda göz göze falan gelmedik. Sıranın en ucuna oturdum. Dersi dinlemeyi çalışsamda olmuyordu. Başım acayip ağırıyordu. Kafamı sıraya koyup uyumaya çalıştığımda bir türlü rahat edemiyordum.  Sürekli yerimde huzursuzca kıpırdıyordum. Araz'ı galiba rahatsız etmiştim. Derin bir iç çekti. Hoca konuyu bitirip

- sesiz olun, boşsunuz. Dedi.

Başımı yine çevirirken Araz'ın eli göğüslerime değdi. Ben gözlerimi kocaman açıp

- napıyorsun sen be! Sana o kızlardan olmadığımı söyle..

Cümlemi bitiremeden gömleğime baktım.  Kahretsin! Düğmeleri yanlış deliklere bağlamıştım bu yüzden orda bir boşluk oluşmuştu. Ve rezilliğe bakki o boşluktan çokta olmasa sütyenim gözüküyordu. Araz çabucak tek eliyle düğmeleri doğru yerlerine taktı. Demek hoca bu yüzden öyle demişti. Ve Naz'ın anlatmaya çalıştığı şey buydu. Utancımdan ne diyeceğimi bilemiyordum. Yanaklarım eminim kıp kırmızı olmuşlardı. Başımı önüme eğip elimle yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına atarken

- Te..teşekkür ederim.

Diyebildim. Yüzümü kaldırıp yüzüne baktığımda sinirliydi. 

-bir daha dikkat et !

Dedi.  Gözlerimi kırpıştırmakla yetindim. Sonra kafamı tekrar sıraya koydum.  Araz da benim gibi koydu. Yüz yüzeydik.

- demek beni merak ettin ?

Dedi. Bu konuya girmemesi için tam dua ederken.

- evet.. sıra arkadaşımsın sonuçta.

Dedim. Kalbim gümbür gümbürdü. Şimdi benle alay edecekti kesin. Ne kadarda düşünüyorsun sen sıra arkadaşını falan gibi. Yeterince utanmıştım zaten daha ne derdim bilmiyorum. Araz bir fısıltı gibi çıkan sesiyle

- Özür dilerim Derin.

Dedi. Nee!! Nee!! Yanlış mı duymuştum ben Araz benden özürmü dilemişti. Ben ona tam bir şeyler diyecektim ki zil çaldı. Ve hızlıca yerinden kalktı ve sınıftan çıktı. Beni kalbimin gürültüsüyle baş başa bıraktı.

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin