Kafasında ufak bir hesap yaptı.

-Ortalama 14-15 diyebiliriz.

-NEEE? Gün zaten 24 saat değil mi? Ben mi yanlış biliyorum? Ne zaman yemek yiyip,  uyuyorsun ya da kendine vakit ayırıyorsun?

- Betül bunu tartışmayalım lütfen. Ayrıca bu rakam senden öncesi. Sen ne yapacaksın bugün? 

- Dükkana geçerim. Esnafçılık oynarım. Aslında çok bir işim yok bugün. Çıkışta yanına gelirim yemek yeriz beraber olur mu?

-Olur tabi çok mutlu olurum kaç gibi gelirsin ona göre hazırlayayım kendimi.

-8 e doğru yanında olurum? Eğer erkense senin için daha geç de gelebilirim. Niyetim seni işinden alıkoymak değil ve trip falan da atmam merak etme. dedim gülerek.

- Yok, dedim ya zaten çok işim yok bugün diye 8 de hazır olurum muhtemelen. Gelince araman yeterli ya da danışmada İrem var onu bul o seni benim odama yönlendirir. Ben çıkıyorum güzelim görüşürüz dedi kalktı hemen masadan yanağımdan öptü ve kaçtı.

-Yağlı yağlı ağzınla öptüüün!

Uzaklaşırken kıkırdaması duyuldu cılız şekilde.

Hemen ortalığı toparlayıp hazırlanmaya koyuldum. İşten sonra çıkacağım düşünülürse ona göre giyinmeliydim. Fatih takım giymiş olacak gerçi ama ben de o kadar şık olursam dükkanda abes kaçardı o yüzden yüksel bel pantolon giyip saten dekolte bluz giymeyi tercih ettim. Boynumu kolyelerle süsleyip çıktım evden.

Rutini seviyorum aslında. Hayatım renksiz de diyemem ama renkli bir rutinim var. Beklenmedikten ziyade olağan şeyler hep daha çok hoşuma gitmiştir. Dükkanda sakin geçti günüm. Saat 8 e yaklaşırken Fatih'in çalıştığı yeri arama motoruna yazdım. Fatih'i de bir ara araştırmalıyım bence. Nerede olduğuna hakim olduktan sonra dükkanı kapatıp çıktım yola. Arabaya binmeden çıktığıma dair mesaj attım. Yön duygumun güçlü olmaması sebebiyle aradığım yere varmam 15 dakika geç olmuştu. Fatih'e biraz daha zaman vermiş oldum ama sekizi de  23 dakika geçmişti, ilginçtir ki aramadı. Arabayı park edince aradım açmadı. İki defa daha aradım ve binaya girdim girişte dikkat çekmeden beklemeye başladım. Saat dokuza gelince danışmadaki İrem'i bulmam gerektiğini anladım. Kocaman gülümsemeyle güvenliğe danışmayı sordum ve yönlendirdiği yere gittim yine aynı tavırla.

-İyi akşamlar. Ben Fatih Bey'e bakmıştım. Kendisine ulaşamadım da nerede olduğuna dair bir bilgi verebilir misiniz?

Yorulmuş olduğu yüzünden belliydi ama bence ben gülerek yaklaştığım için son gülümseme kırıntılarıyla nazik bir şekilde konuştu benimle.

-İyi akşamlar. Aradığınız  Fatih Bey'in soyadını da söylerseniz size seve seve yardımcı olurum.

İşte o an dank etti. FATİH'İN SOYADI NEYDİ? NASIL BİLEMEZDİM BUNU?! Ben aklımdaki düşüncelerle savaşırken kadın tekrar ekledi

-Peki, hangi departmanda çalıştığını söylerseniz iyi bir başlangıç olabilir.

-Bilmiyorum. dedim kekeleyerek. Özür dilerim, rahatsız ettim iyi çalışmalar. diyerek ayrıldım oradan ama hani derler ya elim ayağım boşaldı canım çekildi sanki diye öyleydim. Kadın arkamdan birkaç tane daha soru sordu ama kulağımdaki uğultulardan anlayamadan devam ettim. Arabanın yanına gelince kilidi açacak güç bulamadım kendimde. Olduğum yere çöktüm. Milyon tane düşünce geçti aklımdan. 

Fatih'in bir suçu var mıydı? Yoktu sanırım. Ben nasıl bir özgüvenle balıklama dalmıştım bu ilişkiye? Her şey bu kadar mı kör etmişti beni? Nasıl  bu kadar sorumsuzca bir ilişkiye başlayabildim? Ben ne yaptım? Aklın neredeydi Betül senin? Sen böyle bir insan mısın? Belki de çalışmıyordu burada? Belki de bana yalan söyledi. Nasıl bu kadar kolay güvenebildin? Saatlerdir seni arayıp sormayan adam için kalkıp buraya geliyorsun. Danışmadaki kıza da rezil oldum resmen. Aval aval baktım suratına kadının. Aslında beni Fatih değil, kendi sorumsuzluğum,  vurdumduymazlığım korkutuyordu. Az çok kendime gelince arabaya bindim. Telefonuma baktım, ne bir çağrı ne de bir mesaj vardı. Saatse 10 u biraz geçiyordu. Fatih ne oldu da benimle iletişime geçmedi? Neden bana haber vermedi? Nereye gitmeliydim? Kiminle konuşmalıydım? O sırada biri arabanın camına vurdu. İrkildim. Bakınca Erdem olduğunu fark ettim. Dışarı çıkmaya güç bulamadım, camı açtım.

-Betül hayırdır? Ne işin var burada?

-Şey ben... Fatih...

-Anlamadım. İyi misin sen?

-Fatih'le planımız vardı da... Ben... 8 deydi... Haber vermeyince... Sen nerden çıktın?

-Betül hadi bir gel yakında bir kahve içelim düzgüne konuşalım olur mu?

Sadece başımı salladım. Kapıyı açtı, koluna alarak çıkardı beni arabadan. 







Mavi Kuş (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin